07 Nisan 2015 01:00

Öldün, niye öldün?

Öldün, niye öldün?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçen hafta açıklanan büyüme ve enflasyon oranları bir yönüyle ekonominin içine girdiği durgunluğu görünür kılarken, bir yönüyle de burjuva siyasetinin sınıfsal karakterini öne çıkarıyor.
Ne oldu geçen hafta?
İlk olarak, 2014 yılı son çeyrek büyüme oranı ve 2014 yıllık büyüme oranları açıklandı. Daha sonra da mart ayı enflasyon oranı açıklandı.
***
Geçen ay açıklanan haliyle; kapasite kullanım oranındaki düşüş ve işsizlik oranındaki artış eğilimi ekonominin durgun halinin habercileriydi. Nitekim 2014 son çeyrek ve yıllık büyüme rakamları beklentilerle uyumlu gerçekleşti.
Yıllık büyüme oranı (yüzde 2.9) iktidarın 2014 yılı içinde defalarca revize edip en son yüzde 3.3’de karar kıldığı büyüme oranının bile altında kaldı. “Yine de yaklaşmış işte” diyebilirsiniz ama 2014 yılı ilk üç çeyrek dönem için açıklanmış büyüme oranları da yukarı yönlü revize edilmiş durumda. Netice itibarıyla, istatistiki verilerde gerçek nerede bitiyor ve yalan nerede başlıyor söylemek gerçekten zor!
Ekonomi Bakanı N. Zeybekçi dün söyledi: “Yüzde 2.9 Türkiye için durmak demektir. Hiç kıpırdamamak demektir. İşsizlik artışta, Türkiye yüzde 5’in altında bir büyümeye razı olmamalı”. Bakan neye bakıp bunu söyledi bilmiyorum ama ekonomi dururken de dörtnala koşarken ya da “taş gibi” hallerinde de değişmeden duran bir gerçek var ki, üretim çarkı sömürü çarkına dönüşmüştür.
Bunda 13 yıllık AKP iktidarının “başarısı” saymakla bitmezse de, bugünlerde Derviş programına sarılan CHP’nin de etkisi vardır. İşte burjuva siyasetinin sınıfsal karakteri, diğer günlük politik görünümlerden bağımsız bir şekilde en yalın haliyle görünür oluyor. Ülkedeki iki baskın sözde ideolojik kutbun bir başında AKP, diğer başında CHP duruyormuş gibi gözükse de mesele kapitalist üretim çarklarının yağlanması olduğunda birbirlerini aratmıyorlar.
Hem geçen ay açıklanan işsizlik oranı hem de geçen hafta açıklanan büyüme oranı iktidar için, şapkayı önüne alıp düşünmesi gereken bir durum değil, tam tersine “fırsata” çevrilecek bir kriz belirtisi olmuştur.
Başbakanın aça aça bitiremediği ekonomi paketlerinden biri daha (istihdam teşvik paketi) geçen hafta “derde derman” olarak açıklandı. Lafı uzatmayalım, paketten iki politika çıktı:
1- İşsizliği azaltma bahanesiyle işsizlik fonundan sermaye sınıfına aktarım yapılacak.
2- Özelleştirmelerle sayısı 500 binden 200 binlere düşürülen kamu işçilerinin yerine 120 bin güvencesiz çalışan oy gelsin diye park bahçelerde çalıştırılıp sonra da işten çıkartılacak.
***
Geçen hafta açıklanan diğer veri de enflasyon oranı oldu. Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) bir önceki yılın aynı ayına (mart) göre yüzde 7.6 arttı. Merkez Bankasının hedefi bu yıl da tutacak gibi görünmüyor. Zaten aksi bir beklenti yoktu enflasyon konusunda. Şimdi enflasyon oranındaki artış 22 Nisan’daki Para Politikası Kurulu toplantısında faiz artırımı beklentisini güçlendirebilir. Gerçi Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı dün yaptığı enflasyon sunumunda “gıdayı çıkartırsak enflasyonda düşme eğilimi var” diyerek faizi artırmama konusunda “işi tatlıya bağladıklarını” hatırlatıyor ama bu açıklama akla Milli Eğitim Nazırı (bakanı) Emrullah Efendi’nin “şu mektepler olmasaydı maarifi ne güzel idare ederdim” sözünü hatırlatmanın ötesine geçmiyor. Evet, enflasyon içinde gıda ve alkolsüz içeceklerin payı yüzde 24. Yani, halkın gelirinin büyük kısmını harcadığı şey sadece gıda! İkinci sırada da konut geliyor (yüzde 16). Şimdi bu tablo aslında bir ülke yöneticileri için utanç tablosudur. Kaldı ki, son iki yılda tüm dünyada gıda fiyatları düşerken bizde artıyor ve arttıkça -kusura bakmayın ama- enflasyonu artırıyor!
Tekelci emperyalist ülkeler, onların “uluslararası düzenlemeci kurumları” ve onların yerli iş birlikçi siyasetinin geniş halk kesimlerine söylediği şey şudur: Öldün, niye öldün?
İçinden geçilen günler ekonominin sınıfsal yüzünün daha berrak bir biçimde görünmesine vesile olurken, işçi ve emekçiler için de çözümün sınıf mücadelesinde olduğunu yeniden gösteriyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...