31 Mart 2015 01:00

400 kurtarmaz!

400 kurtarmaz!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

7 Nisan’da milletvekili aday listelerinin YSK’ya verilmesiyle birlikte seçim kampanyası dönemi de fiilen başlamış olacak. Özellikle son iki haftada cumhurbaşkanı ve başkomutanlığındaki TSK’nın icraatları da göstermektedir ki, hem siyasal hem de ekonomik risklerin tavan yapacağı bir döneme adım atıyoruz.
TL’nin Dolar karşısındaki “istikrarlı” düşüşü sürerken, tüketici güven endeksinden kapasite kullanımına, sanayi üretiminden kredi sistemine kadar, ekonomik alana ilişkin tüm öncü göstergelerde dibe doğru hareket devam ediyor.
Bugün açıklanacak 4. Çeyrek ve 2014 büyüme oranıyla da iktidar koalisyonunun Orta Vadeli Program’da revize ettiği yüzde 3’lük büyüme hedefini tutturamadığını göreceğiz. Yine bugün açıklanacak Dış Ticaret Dengesi verileri dış ticaretteki daralmaya işaret edecek. Cuma günü açıklanacak Mart ayı enflasyon oranı da faiz tartışmalarını yeniden canlandırabilir. Döviz rezervleri hızla eriyen Merkez Bankası’nın bu gerilimi ne kadar sürdürebileceği şüphelidir. O cephede güçlü bir kırılma ortaya çıkabilir. Yani bir süredir 2,60 TL civarlarında dinlenen Dolar kurunda yakın dönemde 2,70’i kıracak bir sıçrayış şaşırtıcı olmaz!
Cumhurbaşkanının Yemen’e saldıran Sünni İttifak (yeşil kuşak) yanında saf tutuşu, petrol fiyatlarında Yemen kaynaklı artışın hızlanarak devam etmesine de vesile olacaktır. Ayrıca Yemen bağlamında İran ile gerilen ilişkiler, enerji kriziyle de karşı karşıya kalabileceğimizi göstermektedir.
Ekonomide durum 2008 krizi sonrasıyla aynı. Kriz sonrasından (2009) bir farkla; o dönemde Türkiye ve diğer gelişmekte olan piyasalara kısa vadeli sermaye girişi vardı şimdi –en azından bizden- çıkış da istikrarlı biçimde sürüyor. Yani, yabancı paraya dayalı rant ekonomisinin de sınırları zorlanmış durumda. Kırılgan ekonomiler arasında Türkiye ilk sırada. Türkiye’nin Dış Kırılganlık Endeks değeri 176,1. Bize en yakın kırılgan Malezya. Onlarda bu değer 121,2.
En yakın kırılgana bile fark atmış durumdayız!
Hele bir de 400’ü verirsek siz düşünün gayrısını!
Dün cumhurbaşkanı, iktidar partisinin (AKP) seçim beyannamesine atıfta bulunarak:  “Başkanlık iktidarın seçim bildirgesinde yerini alacaktır. Artık biz 1 trilyon doları falan konuşamayız bundan sonra bizim 2 trilyon 3 trilyon 4 trilyon dolarları konuşmamız lazım.’’ dedi. Cumhurbaşkanı kendisine başkalığın verilmesiyle milli geliri 2, 3 veya 4 katına çıkarmayı vaat ediyor. Yani kabaca, 400 vekili ver 4 trilyon doları kap!
Bu mümkün değildir.
Mümkün olmadığının hükümet de farkında. Hükümet, her geçen gün içine doğru adım atılan krizin sorumluluğundan “nasıl kaçarım” derdinde.
Görünen o ki, geçen haftaki Erdoğan-Davutoğlu görüşmesinden propaganda malzemesi olarak “başkanlık” meselesinin seçim bildirgesine konulması konusunda uzlaşı sağlanmıştır. Önümüzdeki haftadan itibaren başkanlıkla yatıp başkanlıkla kalkacağız.
2002’den bu yana istikrar adı altında gelinen nokta dünyanın en kırılgan kapitalist ekonomisini yaratmaktan öteye geçmemiştir.
***
İktidar koalisyonu karşısında bir alternatif olma potansiyeli taşıyan CHP ise Derviş’in sömürüye dayalı ekonomik gelişme modeli ipine sarılmayı yeğlemiştir. Kılıçdaroğlu’nun ülkede açlık ve yoksulluğu “fıtrat” haline getiren Derviş Programı savunusunu CHP’li dostların bu seçim sürecinde eleştirmeleri önemlidir.
***
Bugün artık iktidar koalisyonunun sözcülerinin de “korkuyla” dillendirdikleri gibi, mevcut sömürü düzenini duraksatacak tek ihtimal HDP’nin barajı geçmesidir. Gün geçtikçe ihtimal, gerçeğe yakınlaşmaktadır. Hem AKP hem de CHP tabanının bir kısmında da bu umut vardır.
Ekonomik çöküşü durduracak iktidara 400 vekil vermekten değil, yüzde 10 barajını hep beraber yıkmaktan geçiyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...