27 Ocak 2015 00:51

Yabancı meselesi

Yabancı meselesi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ana akım medya her ne kadar kendi kaygıları sebebiyle fazla farkına varamasa da Türkiye’de spor alanında yazan-çizen, muhabirlik, spikerlik yapan çok sayıda dünya çapında isim(çoğu da genç) var. Eurosport Türkiye ekolünden internet mecrasında boy gösteren yazarlara ve dergilere birçok isim ve oluşum sayabiliriz. Türkiye gibi genel spor altyapısı ve kültürü zayıf bir ülkede böyle bir kuşağın yetişmiş olması keyif verici. İnternet üzerinden yayımlanan Hayatım Futbol dergisi de bu keyiflerden biri. Hayatım Futbol, 23 Ocak’ta çıkan 161. sayısında son dönemin sıcak gündemi ‘Yabancı sınırı’nı ele aldı. 
Öncelikle şunu belirtelim ‘yabancı sınırı’ hakkındaki görüşünüz ne olursa olsun dosya, bilgilendirici yönüyle mutlaka okunması gereken bir kaynak teşkil ediyor. Bu açıdan dosyayı hazırlayan İsmail Şayan’ın aklına, beynine sağlık. Dosya, yabancı sınırının artırılmasına muhalif bir çizgide. Bu açıdan uyuştuğumuzu söyleyemeyeceğim ancak bilhassa son 2 sezondur ‘yabancı sınırı’ meselesi tartışılırken ortaya konulan argümanların sığlığına karşı verilerle açmış olduğu savaş dosyanın esas önemini oluşturuyor.
Geniş ve doyurucu dosyanın tamamını yansıtmaya imkan yok elbette ancak kanımca dosyadan çıkartabileceğimiz en önemli sonuç, Türkiye’de futbolun kronik ve güncel sorunlarının yabancı sınırı üzerinde yapılan sürekli oynamalarla değiştirilemeyeceği.
Türkiye’nin en önemli sorunu spor altyapısının zayıflığı ve bu zayıflık içerisinde nitelikli futbolcu yetiştiremez hale gelmesi.
Dosyada da vurgulandığı üzere Avrupa’nın aksine içtihatta ‘Kamuya yararlı dernek’ olan spor kulüplerinin tamamen kamunun sırtından geçinir halde olması ve üreticiden ziyade tüketici konumda bulunması. Elbette bu, devletin genel spor politikasızlığı ile de iş birliği içerisinde ilerliyor. Bizim kulüplerimiz amatör sporları ya da futbol, basketbol gibi kitlesel sporları içerisinde bulunduğu çevreyle birlikte kalkındıracağına, devletten her türlü kıyağı alarak futbol takımının genel başarısına odaklanmış (Elbette söz konusu kıyaklar da futbol takımının başarısı için veriliyor) pozisyonda. Bu genel başarıyı ilerletmenin yolu  transfer olarak görülüyor ve bugünkü tablonun sorumlusu da bu.
Sıkça vurgulandığı üzere, son 2 sezonda yabancı sayısında azaltmaya gidilmesiyle birlikte yaşanan “gurbetçi oyuncu” patlamasının arkasında da bu var. Yabancı sınırı, altyapısı yetersiz ve transfer odaklı kulüplerin yerli futbolcu üretmesine yaramıyor ancak “Yerli oyuncu Fizan’da da olsa gidiniz” icabı dünyanın neresinde T.C. vatandaşı varsa onu bulup transfer etmeye yarıyor! Şu anki düzende aksi mümkün değil ve asıl mesele de bu, bunun nasıl değiştirileceği.
Kanımca yabancı sınırı anlamsız olmakla ve ülke içinde baş aşağı duran bir ekonomi yaratmakla birlikte (Oyuncu kıtlığı içerisinde vasat yerli futbolcuların dahi bonservis bedellerinin 3’e, 5’e katlanması) bugün Türkiye futbolunun başarısızlığının arkasında yatan ‘sporcu üretememe’ halini değiştirebilecek bir şey değil. Almanya, Belçika vb. ülkelerde de yabancı sınırı kaldırılırken yerli ve kaliteli futbolcu üretiminin tavan yapması bu ülkelerin futbol altyapılarına yaptıkları yatırımla alakalıydı.
Dünya Kupası gündeminde vurguladığımız ve Hayatım Futbol’un son sayısında da yer aldığı üzere Almanya’nın sırrı 2002 sonrası yapılan planlama dahilinde kurulan 390 altyapı merkezi, kulüplere akademi kurma zorunluluğu getirilmesi ve antrenör kalitesini artırmaya yönelik sistemli çabalar...
Bu ve benzeri adımlar atılmadan yabancı sınırında yapılacak tüm oynamalar sadece “transfer odaklı”, “tüketici” anlayışı beslemeye yarayacak. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...