13 Kasım 2014 00:52

Şiir: Şeytan Uçurtması

Şiir:  Şeytan Uçurtması

Fotoğraf: Envato

Paylaş

 “Bugünün şiiri çıkagelir / Karanlık alınlara vurunca gün / Dağıtınca yağan yıldızları gökten /Ve o bırakılmış, bilinmeyen yer / Kaplayınca dünyayı, çıkagelir. / Her günün şiiridir bugünün şiiri, / Sonranın, sonsuzun şiiridir, / Bir elin yorulmadan, sevinçle / Uçan bir kağıda gökler, yıldızlar / Ve sıcak sesler çizdiği tek şiirdir, / Karanlık basınca akşamleyin / Bizimle konuşmaya gelecektir.” Roberto Fernandez Retamar

Zamanın ne olduğunu, ne işe yaradığını bilemediğim yaşlarda, çocukluğumun o ilk günlerinde, babamın bir uçurtma sözünü anımsıyorum. Mahallenin kopilleri şeytan uçurtmalarıyla, rengarenk çıtalılarla uçurtmaların ve haytalıklarının peşi sıra seğirtirlerken ben de onlara içimi kabartıp bir akşam yemeğinde uçurtma isteyivermiştim babamdan. O da gözlerini devirip “yarın” diye geçiştirmişti bu saf isteğimi. Yarının ne zaman olduğuna pek aklım ermediğinden susmuş oturmuş, annemle göz göze gelmiştim. Çünkü o, ekmeğimize sürüp bizi sokağa saldığı şekerli yağlı ekmekler gibi bilir ve anlardı her şeyi, her isteğimi. Annem sıcacık gülümsemişti, bu gülümseyiş de iyiye işaret olmalıydı kuşkusuz. Ancak aradan geçen çuvalla yat kalktan sonra, o “yarın” gelmeyince bu işte bir terslik olduğunu sezip anneme sormuştum. Kuş muydu, balık mıydı, neydi “yarın”? Annemin yanıtı gün gibi aklımda: “Baban oyaladı seni, yarın su gibi geçti gitti sen uyuyup uyandığında…”
   

Yıllar var ki bekliyorum o akıp giden yarını, o düş uçurtmasının peşinde yeniden kanatmak için dizlerimi. Gençliğimin ilk civcivli günlerinde, şiir kılığında gelirdi ara sıra yarın uçurtması. Şiir, “yarın”ın tarihini taşımalıydı o “sonra”nın içinde. Onun içinde aşkla birlikte evrensel bir sonsuzluk da olmalıydı. Anlamıştım ki şiirin çıtası imgelem, imgeyle çatılmadıkça ne rüzgar ne onu tutan el kımıldatabilirdi o uçurtmayı. Şiir, imgenin taşıdığı “şimdi”nin rüzgarıyla uçabilirdi ancak.

Hölderlin’in “Kalıcı olanı şairler kurar.” sözünü bilirsiniz. O kalıcılığın dokusuna “Heidegger’in “artık olmayan şimdiki zaman” dediği “geçmiş”le, gelecek de sinmiştir. Uzun sürecek olan gelecek… Şimdi, üzerine aldığı geçmişe çekidüzen vererek şaire yeni dil ve anlam olanakları sağlayabilir. Bu olanak, doğal ki değişen dilin, yaşam biçimlerinin, siyasal-toplumsal yapının yeni görüntülerini kullanır. Dili belirleyen toplumsal değişimler, gündelik alışkanlıklar ise şiir de bu değişimin dilini seçmek zorundadır. Her yeni hayat, yeni dil olanakları da sunar şaire. Araçların ve yaşam ilişkilerinin yeni karşılıkları dili biçimler. Nesne de zamanın diline göre davranır, kendi adını seçer.

Bugün bilgisayar dilinin sosyal iletişim dili olduğu kadar şiirin dili de olmasının nedeni budur. İster istemez, zamanın ruhu yeni iletişime bağlı yeni bir şiir oluşturacaktır. Bu değişimde şairin dilsel seçimi önemlidir. Bu seçim onun siyasal yerini de gösterir. Ancak seçim gerektirmeyecek tek yer vardır: Şiirin kendisi. Şiirin estetik doğasından ödün verildiğinde hangi sözcüklerle yazarsanız yazın, ortaya çıkan şey, kargadan beter bir kuş olacaktır. Ya da bir devekuşu…

Şiirin diliyle birlikte işlevi de önemlidir. Soluk alıp veren o yaralı “şiir hayvanı”, nasıl bir canlı olduğunu, ne işe yaradığını da göstermelidir bize. Kuşsa uçmalı, deveyse yük taşımalıdır. Yalnızca şiir yetmez öyleyse bir sözü şiir eylemek için. Eylem de gerekir. Gelecek de bu eylem ve erek üzerine kurulur. Eylemsiz-ereksiz geleceğe kimi inandırabilirsiniz ki?

Bir yün çilesi gibi bir ucu şairde bir ucu okurda, zamanda olmalıdır şiirin. Çile, yumağa ancak böyle dönebilir. Şairle okur ve zaman sarar şiirin ipince ipini. Ancak şair, okura bu kutsal ipin doğru ucunu vermedi mi zamanın da yapacak hiçbir şeyi olamaz.

(8-16 Kasım günleri arası İstanbul TÜYAP Kitap Fuarı olduğunu biliyorsunuz. Romanlarla, öykülerle, şiirlerle dopdolu bir on gün yaşayacağız. Üç beş gününü de bitirdik. Kalan günlerde de şiir kitaplarından, iyi şairlerden uzak durmayacağınızı bilerek iyi okumalar diliyorum. Yarının şiiri içinde siz varsınız çünkü.)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...