07 Ekim 2014 01:23

Kan ticareti

Kan ticareti

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yazının başlığını biraz daha farklı seçebilirdim belki. Mesela, kan ticareti yerine kanlı kapitalizm ya da kapitalizmin kanlı yüzü diyebilirdim. Hatta kanlı emperyalizm de denilebilirdi.
Bu kapsamlı(!) soyutlama yerine günlük hayatta sıkça ve hatta her an, her türlüsüyle karşı karşıya kaldığımız ticaret kavramını neden seçtim? Açıklayayım:
Ticaret kabaca al-sat anlamına gelmektedir. Köleci toplum ve sonrasında feodal toplum düzeninden beslenen ve ilk önce fizyokratlar ve daha sonra da klasik iktisatçılar (ekonomi-politikçiler) tarafından “asalak” olarak nitelenen ticari sermaye gruplarının sömürgeci devletlerin korumasında başladıkları sermaye birikim serüveni kapitalist üretimin de temel yapı taşlarını oluşturmuştu.
Ticari sermaye gruplarının devlet ve din kurumları (köleciliğe karşı bir söylemle kurulan Hıristiyanlık bir süre sonra –Klise ve manastırları aracılığıyla- önemli köle sahiplerinden biri haline gelmişti) ile kurdukları ilişkinin biçimi onların birer “babayiğit” olmasının da yolunu açıyordu. Feodal dönemde de Avrupa’da en çok feod (dağıtılan toprak) din kurumlarına düşüyordu.
Her ne kadar Hıristiyanlığın ortaya çıkış döneminde ticaret yeterince gelişip kurumsallaşmamış olsa da İslamiyet’in doğuşunda artık “ticari kâr oranına” kadar yorum yapılabilecek aşamaya erişilmişti.
***
Yanı başımızda, üç haftadır Kürt halkı İslam Devleti tarafından ağır silahlarla bombalanıyor. Silahlar, batılı emperyalistler ve onların bölgedeki işbirlikçilerine ait. İslam Devleti belli bir ticari hukuk içinde bu silahları alıyor. Belki biraz para, biraz petrol ama en çok da kan karşılığında. Ortadoğu halklarının kanları karşılığında…
Geçen hafta Hürriyet gazetesinde Ahmet Can’ın haberi vardı: “12’den Vurdular” başlıklı. Haberde, ABD’deki Lockheed Martin şirketinin son iki ayda (İslam Devleti’nin saldırılarının yoğunlaştığı dönem) değerinin 2 milyar dolar, General Dynamics şirketinin ise 3 milyar dolar arttığı anlatılıyor. Boşa ölmüyor o çocuklar!
***
Tabii, Türkiye egemenlerinin bu ticarette ne kadar aktif rol oynadığını bilemeyiz. Ancak, çok güçlü kokular ve önemli tanıklıklar üzerinden yorum(lar) yapabiliyoruz.
Rusya’ya ambargo uygulayan Avrupa ülkelerini fırsat bilip orayı kendine yeni ihracat alanı seçen ya da ambargolu İran ile bavul ticaretine girişen iktidar, yanı başındaki bu kan ticaretine ne kadar mesafeli kalmaktadır bilemeyiz!
Hitler Almanya’sına Krom satan (silah yapımında kullanılır) Eski Türkiye’den, Yeni Türkiye’ye kaç dev adımı atıldı varın siz düşünün!
Bölgede din ve devlet kurumlarının kan ticareti yaygınlaştıkça, halklar için barış içinde yaşam olanağı da kalmıyor.
Fakat, bu gerici kan ticareti çağı(!) halkların birlikte yaşam için mücadelesi ile son bulacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa