29 Temmuz 2014 07:01

Balonlar şişerken...

Balonlar şişerken...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Eski bayramların olmasa da genel olarak çocukların, hadi genişletelim; hemen herkesin görünce mutlu olduğu, vurunca hop diye zıplayan ve sonra usulca yere doğru süzülen, bir süre sonra da gözden düşüp havası kaçan ve nihayetinde çöpü boylayan oyuncağıdır balonlar.  
Uçanı var, kaçanı var, envai çeşit renklisi var. Top gibi yuvarlak ya da bir yılan gibi kıvrılanı var. Oyundaki balonlar (ya da hayattaki) kabaca böyle.
***
Ekonomideki balon ise oyun sırasında (balon şişerken) herkesi eğlendiren, ama usulca yere doğru süzülmeyen, aksine tüm ekonomik yaşamı alt-üst edecek şiddetle patlayıp kaybolan bir süreçtir.
Ekonomik yaşamda balonun şişme vakti canlanmaya işaret eder (Siz canlanmayı kapitalist kâr artışı olarak okuyun). Ekonomideki balon “oyunu”, aslında sermaye birikim sürecinin en vahşi anıdır. Farklı balon türleri vardır: Borsa balonu, konut balonu, silah balonu, petrol balonu, altın balonu gibi. Balonlardan bazıları (silah piyasası balonu gibi) daha şişerken dünyanın farklı coğrafyalarındaki gerçek balonları çocuksuz bırakır. Tersten söylersek; dünyanın farklı coğrafyalarındaki çocuklar silah balonları şişsin diye öldürülürler: Filistin, Suriye, Irak gibi…
Ekonomideki balonlardan bazıları şişerken iyi gözükür ama patlayınca etkisi fenadır. Türkiye’de konutta ve borsadaki balon artık şişme devresinin sonuna yaklaşmış halde.
Konuttaki durum müteahhitçilik anlayışının artık kendi sınırına kat çıkmaya başladığını gösteriyor. Bunu biz söylesek “balon” derler ama Türkiye Müteahhitler Birliği, temmuz ayı raporunda söylüyor. Kaldı ki, geçtiğimiz aylarda Türkiye’deki konut balonu uluslararası sermaye kurumlarınca da sıklıkla vurgulandı.
***
Geniş halk kesimlerinin ekonomik balonlarla teması ilk olarak balonun şişme anına denk gelir. Bu süreçte sermaye birikimi için aşırı üretime yönelen kapitalistler, verimlilik adı altında işçi ve emekçileri mutlak artı değer sömürüsüne maruz bırakırlar. Balonun şişme anı halkın daha çok çalışıp daha fazla yoksullaştığı süreçtir.
İkinci temas ise balonun patlama anı ve sonrasıdır. Balonun patlama anı kriz, devamı ise
-toparlanma süresine göre- buhrandır. Geniş halk kesimleri için kriz ve buhran dönemi; işini, aşını kaybettiği yoksulluğun açlığa dönüştüğü dönemdir.
Balonsuz bir ekonomik yaşam ancak, sermaye için değil halk için üretim ve birikim ile mümkündür.
***
Elbette her balonun patlaması tüm bir ekonomik yaşamı krize sokmayabilir. Bunlara genel olarak “dalga” diyoruz: Finansal dalga gibi.
Ekonomideki balonların şişme ve patlama dönemlerini dalgalara ve hatta uzun dalgalara bağlayanlar da var ama bilimsel sosyalizm deneylerine mesafeli bu yaklaşımların: “Her çıkışın bir inişi, her inişin bir çıkışı vardır” indirgemesini geçmeyen bir biçimde kapitalist işleyişi veri alma ve kabullenme eğilimini fazla ciddiye alamayız. Neticede her an başka bir andır ve her birikim rejiminin farklı iç dinamikleri vardır.
***
Balonlara dönersek… 40 yıldır ülkemizde ve şimdi Ortadoğu coğrafyasında o kadar çok çocuk öldürülüyor ve o kadar çok balon şişmeden kalıyor ki, balonlar artık bize acı veriyor. Ama her çocukta ve her şişen balonda umut vardır. Çocuklar ölmesin diye umut vardır. Kapitalist birikim biçiminin kanla dolu balonları hiç şişmesin diye umut vardır.
Neticede balonlar şişerken de umut vardır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...