Somalı işçinin en önemli kazanımı
Fotoğraf: Envato
Soma’daki büyük işçi katliamı, madenlerdeki çalışma koşullarıyla ilgili taşları yerinden oynattığı gibi, Somalı işçileri de çok önemli biçimde uyarmış görünüyor.
Hükümetin maden ocaklarındaki çalışma koşullarını düzeltecek düzenlemeyi Meclise “torba yasa” içine gönderdi. Ancak, maden sahiplerinin de Meclisteki adamlarını harekete geçirdiği haberleri de gelmeye başladı. Bu da elbette beklenir bir şeydi. Dahası bu tür düzenlemelerin Meclis Genel Kurulu ya da komisyonda kaşla göz arasında patronların istediği bir düzenleye dönüştürülmesi sürpriz olmaz. Elbette Soma’daki büyük cinayetin suçluluğu telaşıyla hükümetin Somalı işçiler için verdiği sözleri, “şehit aylığı bağlama”, “hem şirketten hem de devletten tazminat ödenmesi” gibi sözlerin kendileri için de geçerli olmasını isteyen Zonguldaklı işçi aileleri salı günü Meclisin kapısına dayandı! Bunu da ötesinde sadece madenlerde değil tüm “iş kazaları”nda yaşamını yitiren işçilerin aileleri de aynı haklardan yararlanması gerekir. Çünkü madende ölen işçi “şehit” oluyor ve bundan dolayı ailesi kimi ek haklar kazanıyorsa, gökdelen tepesinden düşen inşaat işçisi, tersanede patlamada ölen tersane işçisi, elektrik çarpması sonucu hayatını kaybeden bakım işçisi,… neden “şehit” sayılmasın ki?
Çünkü bu ölümlerin bir kaza değil cinayet olduğunu, sadece daha çok kar hırsının ve bu kar hırsını destekleyen politikaların sahiplerinin bu cinayetlerden sorumlu olduğunu artık bilmeyen yok bu ülkede. Nitekim iş kazarında yılda ortalama bin 100 işçi ölümüyle Türkiye, iş cinayetleri sıralamasında dünyada üçüncü sırada bulunuyor.
301 işçini katli Soma’da da devletin himayesinde kurulan “dayıbaşı-patron-patron uşağı sendikacı”dan oluşan şeytan üçgeni çalıştırma düzeninin çanına ot tıkayacak gelişmeleri de hareket geçirdi.
Somalı işçiler artık; birer birer işçiler değil, toplu olarak, işçi sınıfının bir parçası olduklarını hissederek davranmaya başladılar.
Ölülerini defnettikten sonra, “kaderlerine” boyun eğip ocaklara dönmeyen Somalı maden işçileri;
1- Ocaklarda gerekli iş güvenliği önlemlerinin alındıktan sonra ocakların açılması, iş güvenliği önlemlerini işçilerin oluşturacağı bir komite tarafından denetlenmesi,
2- Ocakların kamulaştırılması,
3- Ocaklarda taşeron çalışmasının yasaklanması,
3- Sendikanın, patron uşağı sendikacılardan temizlenerek işçilerin yönettiği gerçek bir işçi örgütüne dönüştürülmesi için mücadele ediyorlar.
Burada en önemlisi de işçiler, sadece taleplerin sıralayıp bunları Hükümetin, sendikanın ve patronların yerine getirmesi için beklemiyorlar. Tersine Somalı işçiler oluşturdukları Soma Maden İşçileri Komitesi etrafında birleşerek, bu taleplerini hem tartışıyorlar hem bu taleplerin yaygınlaştırılması ve daha geniş bir işçi kesimi ve ailelerinin desteğini alması için çalışıyorlar. Ve tabii aynı zamanda çeşitli eylemlere de taleplerinde ısrarlı oldukları, bunlar için mücadele edeceklerini gösteren adımlar atıyorlar.
Attıkları son adım ise bu mücadelenin daha ileri bir mevziye taşınması için son derece önemli görünüyor. O da sendikalarından patron yanlısı sendikacıları temizlemek için hareket geçmiş olmalarıdır.
Nitekim işçilerin tepkisi karşısında Türkiye Maden-İş, Soma da iki yeni şube daha açarak, bu üç şubenin geçici yönetimleri için ocaklarda doğrudan seçime gitmek zorunda kaldı.
Dün gazetemizde yer alan haberde de ifade edildiği gibi, işçiler ilk kez ocaklara çalışan ve patronun adamı olmayan işçileri sendika yönetimlerine seçtiler.
Elbette sendika merkezi ve patron bu seçimleri birkaç gün içinde yaptırarak, servis ve vardiya düzeni baskısı yaratarak seçimleri bir oldubittiye getirmek istese de Somalı işçiler kazanımlarının farkında olarak, “Bu ilk adım, ilk kez kendi temsilcilerimizi seçiyoruz” diyorlar. Dahası önümüzdeki günlerde yeni şubeler için yapılacak olağan kongreler için delege seçimi yapılacağını dikkate alarak bu seçimi, sonraki adım için bir “prova” olarak gördüklerini söylüyorlar.
Ki bu, işçilerin kendi talepleri etrafında birleşip sendikalarını kendileri yönetmek için adım atmış olmaları son derece önemlidir. Çünkü kendi taleplerini konuşup, onun için mücadele etmeye başlamış bir işçi artık bir sınıf olma (sınıfın parçası olma) yoluna da girmiş demektir. Soma işçisinin bu yol girmiş olması, bu bugün onun en büyük kazanımıdır. Çünkü bundan sonra Soma’daki işçilerin ve ailelerin nasıl yaşayacaklarını belirleyecek olan budur. Aksi halde dünyanın en güzel yazılmış yasalarının bile işçilere bir yararı olamaz.
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45