22 Mayıs 2014 00:07

Fıtrat ve tıynet

Fıtrat ve tıynet

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sonra söyleyeceğimi önce söyleyeyim de lafı fazla uzatmayayım: Her şeyin yapısı, işleyişi fıtrata, kadere göreyse bu yüzsüzlükle, tıynetsizlikle ortalıkta adam kalmamalıydı.
Ama cudamların kelamı, adamlardan bol...
Reyhanlı’da halkın üzerine “destekli bombalar” yağdı.
İşin fıtratı bu.
Roboski’de yoksul Kürt çocukları “insansız hava araçları” ile vuruldu.
İşin fıtratı bu.
Tuzla’da tersaneler “ölüm gemileri” üretiyor. Her gün iş cinayeti, gün yirmi dört saat sömürü. Sömürenler, gemiciklerinden filolar, donanmalar kuruyor.
İşin fıtratı bu.
Soma’da yüzlerce madenci kardeşim “ölüm kuyuları”nda. Ucuz iş gücü, ucuz emek, ucuz ölüm. Taşeron sermayenin kasalarına dolan büyük servet…
İşin fıtratı bu.
Diyanet, isyan değil dua edin diyor.
Soma’ya imam takviyesi…
İlçede İsmailağa Tarikatı şeyhleri, müritleri cirit atıyor. Bay Enerji Bakanı, mollaları karşılıyor.
Başbakan, 30 Mart balkon konuşmasında “Vesayetin her türlüsü bugün milletten tam bir Osmanlı tokadı yemiştir.” demişti, o Osmanlı tokadı “Sen bu ülkenin başbakanına yuh çekersen tokadı yersin.” diyerek Soma’da bir madencinin suratında patladı. Somalı madenciler sille tekme dövüldü.
İşin fıtratı bu.
Emniyet, Soma’ya geleni yakarım diyor.
Soma’ya TOMA takviyesi…
Din-sermaye-siyaset…
İşin fıtratı bu.   
İktidar, ölümü öldürmeyi seviyor. Öyleyse ölün bay başbakan, bakanlar, milletvekilleri, müsteşarlar, zevatlar, ekabirler, kalem müdürleri…
Dış mihraklı Der Spiegel, “Cehenneme Git Erdoğan.” diyor ama siz ölün ve cennetin kapısı açılsın size Bay Erdoğan. Ancak “İnsanları sevmeyen, Allah’ı da sevmez.” diyor bir Hadis-i şerif. Size Allah, cennetin kapılarını da açmayacak. Tut ki yanılıp da açtı, bense sizin cennetinize de cehenneminize de gitmek istemiyorum. Sizin soluk aldığınız her yer kara katran bana. Bu çağda, bu ülkede sizinle aynı gökyüzünü solumaktan duyduğum azap, bin cehennemden derin, bin cennetten kasvetli.
 
Öngörü mü demeli, şairin sezgisi mi? “Madenci” şiirimi “Soma cinayeti”nden çok önce yazmıştım. Bu ay, bir dergide yayımlayacaktım, Soma’ya ateş düştü.  Bu köşeye konuk olacakmış demek ki.
Bu hafta elimden de dilimden de başka bir şey gelmiyor doğrusu. Bu şiir, kardeşlerime küçücük bir armağan olsun. Büyük şiiri ise onlar, isyanlarıyla yazacaklar. Bu kara düzene, cibilliyetsizlere, soygunculara, yalancılara karşı.
Ambulanstaki o işçinin “Çizmelerimi çıkarayım da sedye kirlenmesin.”sözü, Cemal Süreya’nın “Afyon garındaki küçük kızı anımsa, hani / Trene binerken pabuçlarını çıkarmıştı.” dizelerini anımsattı. O küçük kızın ilk kez trene binme şaşkınlığıyla işçi kardeşimin ambulanstaki saygısı ne kadar benziyor birbirine!
O kardeşimin kömür karası çizmesi, onların kanlı ayakkabı kutularında saklanmadı çünkü. “Yüz karası değil, kömür karası / Böyle kazanılır ekmek parası.” demiyor muydu Orhan Veli de?    
Yüz karasıyla değil, onurla parlatacaklar o çizmeyi ocakta kalan kardeşleri. Kendi cennetlerinde, kirlenmemiş, satın alınmamış, emekle kazanılmış cennetlerinde…
Onurun fıtratı bu!
 
Madenci
 
Bugün, evet duyuyoruz kazmanın hıçkırığını
ışıyor odalarınız ölümle ve sayrıyla
çan sesleri dikiyorlar kara tepelerine ülkemin
göğüslerimizde kuru kan lekelerinden madalyonlar.
 
Bugün, evet söylevler ve çığlıklar yasanızdır sizin
unutmaksa, örste dövülen kalp altın bizim için
bırakın öyle kalsın gece, taşırız bir tablo gibi o karanlığı.

Bizi ışıtmak için kararttıkları yüreklerini taşıyorlar şimdi bir tablo gibi. Ölümle mi, hayır hayatla!
Emeğin fıtratı bu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...