05 Nisan 2014 00:03

Meydan bizim, çay ucuz!

Meydan bizim, çay ucuz!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Rivayet olunur ki, Dersim’de devrimciler “Ya bugün ya yarın devrim olacak” diye atıp tuttuklarından halk meydana yeni bir ad vermiş: Palavra Meydanı... Tartışma, analiz, fikir yürütme değil de, palavra! Sadece söylenenlerin gerçek ile bağının zayıflığından olmasa gerek.
Tuhaf bir tartışma adabı gelişti memlekette. Zaten vardı, iyice gelişti. Olay, sonuç, söz ne olursa olsun, “kendi fikri”ni doğrular tarzda kullanan, gerçeği buna uysa da uymasa da meze yapan bir tarz... AKP yüzde 43.3 aldı; yüzde 6.5 oy kaybetti, ama zafer onun! Hemen Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı, hatta başkanlığı konuşulur oldu. Zihnimizle oynayan bir algı yönetimi bu... Biz haklıyken Erdoğan “sandık” diyordu, şimdi biz  “sandık” diyoruz. Hal böyleyken; Gezi’de gömdüğümüz “o hayali” neden depreşmesin?
Yan yana olanların tartışma kültürüne bakın, nedeni görürsünüz. “Yan yana olanlar”... Bu kavram bile nasıl “sündürülür” değil mi? “Ne yani MHP ile yan yana mıyız?”, “CHP faşist, asla olmaz”, “HDP, AKP ile işbirliği yapıyor”... Uzatın siz, kulaktan dolma ne kadar argüman varsa ekleyin. Çekiştirin, büzüştürün, bozuşturun... Sonuç?
“Hangi saftayız?” mesele bu. Ve sokaktayken, grevdeyken, direnirken kimseye “üyelik kartı” sorulmaz. Sorulmadı, şimdiye kadar. Hareketin kendisi değiştirir, değiştirdi. Öyleyse? Sadece politik örgütlerin ittifakı mıdır; “birleşme”den anladığımız? Gezi direnişi “partiler ittifakı ya da bas geç” değildi. Gurur da duyduk yan yana olabilmekle. Şimdi? Demokrasi ve özgürlük için direnmenin yolunu gördük. Zaferin de. Sonra, lüzumsuz belden aşağı atışmaları da... Öyle ki; “tatavacı”, “faşist”, “celladına aşık”, “kadın düşmanı”, “iş birlikçi” en hafif suçlamalar oldu bazen.
Elbette sözümüz; demokrasi, barış, özgürlük, emek güçlerine, bu anahtar sözcüklerle bir araya gelenlere. Henüz orada olmayanları bu noktaya getirmek isteyenlere... Seçim geçti, aylar seçimle geçti. Şimdi yenisi geliyor, sonra yenisi... Son üç aydaki gibi kısır tartışmalar ve kamplaşmalardan öte gerçek bir mücadele, dayanışma hattı kurulmalı... İşte bu dil ile mümkün olamayan bu!
Hadi şimdi “tatava” yapalım, Meclisler bazında CHP’nin oyu bunca hegomonik baskıya rağmen neden düştü? Cemaat ve MHP’nin büyükkentlerdeki açık desteğine, solun, özgürlükçülerin açık çekine rağmen. Yüzde 25.6!
Şimdi konuşalım evet; ehveni şer deyip rıza göstermesek, dalga geçilen “ilkeler”le düşünsek, sorumsuzca ukalalık yapmasak, yeni ve güçlü bir siyasal alternatifin doğuşunu konuşuyor olurduk bugün. HDP-BDP’nin aldığı yüzde 6.6 başlangıç için oy çok şeyin göstergesi.
Hayat gibi politika da... Her gün güneş doğuyor ve yeni bir dünya kuruluyor her sabah. Geç değil hiçbir şey için. Hâlâ haziranda kaldığımız yerden başlayabiliriz. Hayatı kazanabiliriz. Ya da 30 Mart’ta “düştüğümüz” yerden, sadece “muhalefet kaybettiği” için kendini zafer kazanmış sayan iktidarın istediği yerden devam ederiz. Cumhurbaşkanlığı seçimini tartışırız mesela; Erdoğan’ın başkan olma ihtimalini... Dün tape beklediğimiz gibi, CHP yönetiminin oy verilebilecek, basgeç denilebilecek aday çıkarması için dua ederiz... Sonuçta Erdoğan, Çankaya balkonunda konuşur. Kahroluruz, yine halka kahrederiz belki!
“Meydan” bizim nasılsa palavra serbest, çay ucuz... Konuşur dururuz. Kötünün iyisi üstüne kendimizi ikna ederken, en çok “iyinin kötüsü” saydığımıza laf çakarak... Sokak yoksa hayat yok, sokak da eylemden ibaret değil. HDP MYK’sinin seçimlerden hemen sonra yaptığı değerlendirme önemli: “Türkiye’deki mevcut siyasi krizden ve siyasi tıkanmışlıktan HDP-BDP’nin de içinde olduğu demokrasi güçlerinin birlikteliğiyle ve mücadelesiyle çıkılabilir. Bu mücadeleyi büyütmek için Türkiye’deki tüm demokrasi, emek ve barış güçlerine, sosyal hareketlere birlikte mücadele ve örgütlenme çağrımızı yineliyoruz.”
Şimdi “tatava” yapacaksak, yeni bir seçim için değil, yeni bir ülke için yapalım... “Basgeç” yapacaksak, bastığımız yer başardığımız günlerdeki ayak izleri olsun...
(Not: Yerel seçim ile genel seçimler karşılaştırırken doğru yöntem, il genel meclisi – belediye meclisi verilerini referans almaktır. Bu yazıda öyle yapıldı. BDP-HDP oyunun burada yüzde 6.6 olduğunu da not düşelim.)

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa