08 Mart 2014 00:18

Erkekler hükmen yenik

Erkekler hükmen yenik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kadınlar, kadınlarımız...” diye başlayan onca yazıdan sonra... Anneliğe onca övgü düzülüp, ayakları altına “cennet” serildikten sonra... Kadınları anladığı sanılan yazarların, kadınların anlaşılmazlığı üzerine yazdığı romanlar “çok satar” olduktan sonra... Ve hatta; Nâzım ustanın “o malum şiiri”, nicedir 8 Mart’ın “resmi şiiri” olduktan sonra...
Ne yazılır ki?
8 Mart 1857’yi okursunuz zaten bu işçi gazetesinin sayfalarında. 40 bin dokuma işçisi kadının büyük direnişini ve katliamı... İşçi kadınları, cinayetleri, zulmü, acıyı... Okudunuz, daha da okursunuz. Evet, bugün 8 Mart... Dünya Emekçi Kadınlar Günü. 1857’de katledilen işçi kadınların anısına saygıyla; 1910’dan beri...
Kadınlar evde, sokakta, işyerinde ölürken susanların da konuşma günü bugün. Kadına ancak sonunda bir aidiyet eki varsa değer verenlerin de... “KadınlarıMIZ”, “bacılarıMIZ” diye başlayan her cümleyi yırtın atın bugün. “Bizi doğuran...” diyeni Mayıs’ın ilk pazarına; Anneler Günü’ne havale edin.
“Eteği tam teşekküllü” olanlar; utançla susmalıyız belki de... “Erkek egemen”, “ataerkil” ya da her ne diyorsanız, bugünün düzeninin eşitsizliğine bir ucundan dahlimiz var ne yazık!
Susalım ve hatta bugün yazıya boş verelim; yazanı da, konuşanı da, ukalalık edeni de çok zaten. Kim ister bir fazlasını?
Hani bugün bile bazı aklıevveller sorar ya, “Neden doğru dürüst kadın şair yok?” diye... İşte onlara kulak verelim bugün. Bilinen ilk kadın şaire mesela; Enheduanna’ya...
4500 yıl önce yazmış ve bugün nasıl da manidar; aşk tanrısı İnanna’ya yazdığı dizeler: “Bütün büyük ayinlerimizde sen varsın / ama kim anlayabiliyor seni gerçekten?” Sahi, kim anlayabiliyor gerçekten? Aşkı da, kadını da?
Ve keşke Sümer şairin yanına; Türkçenin bilinen ilk kadın şairlerinden “Zeynep”i ekleyebilseydik. Fatih Sultan Mehmet’e sunduğu söylenen Divan’ı bugüne ulaşsaydı keşke. “Evlenip eri hükmünde olduğundan şiirden ve ricalden el çekmiştir” notu hiç yazılmamış olsaydı. Kadındı işte, Kadı kızı da olsa, dönemin en önemli iki kadın şairinden biri de olsa; evlenince “eri hükmünde...”. O kadar!
Ve hiç evlenmeyen çağdaşı; Mihri Hatun... Aşktan korkusuzca söz edebilen bir kadın şair. Sevdiği adama şiirler yazan; ama kim bilir belki de “eri hükmünde...” olmamak için hiç evlenmeyen bir güzel kadın. 14. yüzyıl sonu, 15. yüzyıl başları daha. Hiç kolay değil, “Al dudaklarımın duru suyu / Çok İskender’i, suya götürüp susuz getirdi” diyerek sevdiği adam İskender Çelebi’yi şiirine konu etmek. Ve hatta aşklarından birine “Vallahi Hatayi, Mihrî seni oğlandan iyi sever” demek... İlahi aşka bağlanmadan aşk şiiri yazan başka kadın şairler için 20. yüzyıla kadar bekledi bu topraklar.
İşte Mihri Hatun’dan “eksik” denilen kadınlara dair: “Kadınlara aklı eksik dediklerinden /Her sözlerini özürlü saymak gerekir // Ama Mihri duacınız bundan kuşkuludur / Şöyle der bilgisi tamlar, akıllılar // Becerikli, yetenekli bir kadın daha iyidir / Bin beceriksiz, yeteneksiz erkekten // Bir kadın yeğlenir açık fikirliyse / anlayışı kıt bin erkeğe”...
Doğru söze ne denir... Dünyanın bu halinin müsebbibi binlerce “beceriksiz” erkek değil mi?
Evet; bugün 8 Mart.
Gülümsesin bugün bütün kadınlar... Sennur Sezer’in doğuran kadına öğütlediği gibi; “Kim duyar sesini haykırsan / Gücünü tüketme / Dayan bir sınav bu / G ü l ü m s e...”
Bugünün kadın şairi Sennur Sezer’in eşsiz “kadın şiiri” Akşam Türküsü’nün son dizesi der ki: “Hadi kendini yen, hadi kendini...”
Evet yen kendini; bunu başardığında “erkekler” hükmen yenik!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa