26 Şubat 2014 00:10

Fişleme=kara liste

Fişleme=kara liste

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pazartesi günü Evrensel’in manşeti “Patrona servis fişleme”ydi!
Afyon’da bir lokantada çalışan gençlerin, polis tarafından patrona, “Senin çalıştırdığın kişiler siyasi insanlar. Bunların bir kaçının davası var. Haberin olsun. Bunların elebaşları da (çalışan kadın öğrenciyi göstererek) bu!” diyorlar.
Polis lokantada çalışan gençlerin bir bölümünü “yeni fişlerken” orada “elebaşı” dedikleri Mehtap Kenci’yi ise “daha önceki kayıtları”ndan dolayı patronuna ihbar ediyor.
Polis bunu her ne kadar “Afyon’da suikastların önlenmesi amacıyla yaptığı” gibi abes bir gerekçeyle yaptığını söylese de aslında Afyon’daki gençleri baskı altına almayı, onları geçimlerini sağlamak için çalıştıkları işyerlerinde taciz etmeyi, Afyon’da barınmalarını ortadan kaldırmayı amaçladığı apaçıktır.
Emniyetin bu girişimi, bir yanıyla ilerici, devrimci düşmanlığı öte yanıyla da emek düşmanlığı olarak biçimleniyor.
Aslında işçiler bu “fişleme” oyununa yabancı değil. Özellikle de emek mücadelesinin kabarma eğilimi gösterdiği dönemlerde polis, mücadele eden işçileri, emekçileri taciz etmek için onları patronlara ihbar ettiği çok görülmüştür. Bugün de zaman zaman gazetemizdeki haberlerde, işçi mektuplarında patronların mücadeleci işçileri “kara listeye” alındıklarını biliyoruz, duyuyoruz. Dahası bu kara listelerin oluşturulmasında bazı sendika yöneticilerinin patronlarla ve polisle ortak hareket ettiği de işçilerin bilgisi dahilindedir.
Nitekim son yıllarda işten atılan işçilerin, özellikle direnişlere katılan işçilerin patronlar tarafından fişlendiği ve “kara listeye” alınan bu işçilerin o sanayi sitesinde ya da OSB içinde iş bulmasının önlendiği az çok mücadele içindeki işçiler tarafından bilinmektedir. Ve bu kara listeler, işçilere çeşitli yollarla duyurulmaktadır. Çünkü böylece mücadeleci işçiler baskı altına alınmak istenmektedir.
“Kara liste” düzenlemesi, bu yanıyla işçinin patronlar tarafından; polis ve jandarma tarafından fişlenmesi yeni değildir. İşçi sınıfı mücadelesi içinde, bugün de aklımıza gelen ilk kitlesel ve etkili açık “kara liste”, 1970’deki 15-16 Haziran direnişi sonrasında yapılmıştır. 1967-1970 arısındaki üç yıllık tarihi önemdeki dönemde ortaya çıkıp dönemin mücadelesine önderlik eden 5 bine yakın işçi önderi, organize biçimde işten atılmakla kalmamış, başka işletmelerde iş bulmalarının önlenmesi için tüm patronların bu kara listeye uymaları sağlanmıştır.
Bu büyük işçi tasfiyesi, sendikal harekete vurulan en büyük darbedir. Öyle ki bu işçilerden bir bölümü işçi olmaktan vazgeçip başka işlere yönelirken İstanbul’u terk etmiş, bazıları da memleketlerine dönmek zorunda kalmışlardır.
Bugün pek çok OSB’de mücadeleci işçiler için kara listeler yapılmaktadır.
Ancak bu kara listelerde yer almamanın çaresi patronların dediğine, dayattığına razı olmak değil mücadeleyi, kara listeleri yırtacak düzeye ulaştırmaktır. Bunu az çok işçi mücadeleleri içinde yer alan işçiler biliyorlar. Bu yüzden de kara listelere karşı mücadele bugün de işçilerin mücadelesi bakımından son derece önemlidir. Önümüzdeki aylarda daha da önemli hale gelecektir.
Bu yüzden de Afyon’da gençlerin “kara listeye” alınmış (fişlenmiş) olmalarını, saklamak, emniyetin dediğine boyun eğmek yerine bunu herkese duyurmak amacıyla kamuoyuna bu rezil girişimi açıklamaları son derece önemlidir. Dahası bu sadece emniyetin gençlere yönelik baskı amaçlı onları fişlemenin ötesinde, emniyetin geçleri taciz ederek ya boyun eğmeye ya da Afyon’u terk etmelerine yönelik bir girişimdir. Bu yüzden de Afyon’daki ilerici demokrat güçler kadar Afyon’daki emek örgütlerinin, sendikaların, özgürlüklerden yana her kişi ve çevrenin, gençlerin baskılara boyun eğmeyen mücadeleci tutumunun arkasında durması gerekir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa