25 Aralık 2013 00:14

Üçüncü kez ‘bir ses çıkmıyor’ yazısı!

Üçüncü kez ‘bir ses çıkmıyor’ yazısı!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bir haftayı aşkın bir zamandan beri Türkiye tarihinin en büyük “rüşvet yolsuzluk, kara para aklama operasyonu” konuşuluyor. Her kesimden, her çevreden örgütlerin yöneticileri, politikacılar, gazeteciler, kamuoyunu aydınlatma kaygısı taşıyan kişiler bu büyük rüşvet ve yolsuzluk skandalı üstünden fikrini söylüyor, bir tutum alıyor. Ancak yüz binlerce işçiyi, kamu emekçisini temsil eden sendikalardan (KESK’in 19 Aralık grevi sırasındaki açıklamaları dışında) bir ses bir nefes çıkmıyor. Ne yazık ki, son bir aydır bu köşeden bu üçüncü “Sendikalardan bir ses bir nefes çıkmıyor” yazısıdır. Çünkü sendikalar, işçilerin ve ülkenin sorunları karşısında tam bir duyarsızlık içindeler. Patron örgütlerinden (TÜSİAD, MÜSİAD) siyasi partilere, gazetecilerden çeşitli kesimlerden aydınlara, hukuk çevrelerinden medyada konuşma fırsatı bulan sade vatandaşlara kadar herkesin konuştuğu, bir fikir oluşturmak için harekete geçtiği bir konuda konfederasyonlar, sendikalar sessiz kalmayı tercih etmelerinin iyi niyetle yorumlanacak bir yanı yoktur.
Öyle anlaşılmaktadır ki sendika ve konfederasyon yöneticileri; “Hükümetin şiddetini üstüme çekerim”, “Patronlarla aramız bozulur”, “İşçilerin ileri kesimlerinin ya da hükümete yakın kesimlerinin hedefi oluruz”, “Böyle şeyler sendikayı ilgilendirmez. Türkiye yıkılsa bizi ırgalamaz. Biz TİS yaparız.”… gibi gerekçelere dayanarak, tam bir sessizliğe gömülmüş bulunmaktadırlar.
Kuşkusuz ki sendikalardan beklenen, zoraki, ne şiş yansın ne kebap türünden, yasak savma açıklamaları da değildir. Tersine sendikalardan beklenen, gerçeğin ne olduğuna dair bir tutum alırken bu mücadelede gerçeklerin ortaya çıkması için bir saf tutma, bu amaçla kamuoyuna açık alanlarda toplantılar düzenleme, afişler bildiriler, çeşitli türden etkinlikler, mitinglere varan gösteriler,… yoluyla sendikaların işçileri de kamuoyunu da bir tutum almaya teşvik eden bir mücadele hattında yürümeleridir.
Evet bunları okuyan okuyucu, “Ne yani bunları bugün TİS masasında bile ücret gibi en olmazsa olmaz konularda bile tutum alamayan, işçileri en doğrudan talepleri için bile harekete geçmeye çağıramayan sendikalar mı bunları yapacak? Bırak Allah’ını seversen!” diyecektir.
Ancak şunu belirtmeliyiz ki rüşvet, yolsuzluk, “halkçı bir bütçe”, ana dilinde eğitim hakkı, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, adil yargılanma hakkı,… gibi iç ve dış politikanın çeşitli konularında böyle açık ve işçileri, emekçileri, bu alandaki taleplerle ilgili mücadeleye çekmeye çalışmayan bir sendikacılığın bugün gerçek anlamda bir TİS yapması işçilerin yaşama ve çalışma koşullarını iyileştirecek bir sendikal mücadele sürdürmesi de beklenemez. Bu yüzden de bugün sendikal mücadelenin mihenk taşı politik konularda tutum alıp almaması olarak biçimlenmiştir. Onun içindir ki bugün, “Gerçek bir sendika, işçinin, emekçinin ihtiyacı olan bir sendika böyle tutum alır, almak zorundadır” diyoruz.
Onun içindir ki ileri işçi ve kamu emekçisi kesimleri, sendikalarının ne yaptığını ve ne yapması gerektiğini bu ölçüde değerlendirmek durumundadırlar. Aksi halde bu kesimlerin bugünün ihtiyacı olan sendikal mücadele hattını tutmaları, sendikalarını gerçek anlamda yenileyen bir mücadele örgütlemeleri de olanaklı olmaz.
Son rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak da işçiler, kamu emekçileri bu konuyu her yerde her yönüyle tartışmaktadır ama emekçilerin sendikaları; işçilerin, kamu emekçilerin gerçeği bulması için onlara yardımcı olacak açıklamalar yapma, toplantılar düzenleme, afiş, duvar gazetesi, panel, konferans, bildiri çıkarma, miting, gösteri vb. düzenleme,… gibi herhangi bir yolla işçileri aydınlatmaya girişmiş değillerdir. Bundan sonra da bunu yapacaklarına dair bir belirti yoktur.
Bu da sendikaların yenilenmesinin ve bunların gerçekten işçi emekçi sendikaları olması için değiştirip dönüştürülmesinin ne kadar büyük bir aciliyet kazandığını göstermektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...