20 Aralık 2013 00:09

Aymazlık, duyarsızlık ve grev kırıcılığı

Aymazlık, duyarsızlık ve grev kırıcılığı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Dün, KESK ve bağlı sendikaların grev günüydü. Kamu emekçileri, bir yandan en acil taleplerinin yerine getirilmesi konusunda Hükümeti uyarırken öte yandan da bugün Mecliste oylanacak olan 2014 Bütçesi’nin emekçiden alıp sermayeye veren bir soygun ve talan bütçesi olarak onaylanmasını protesto ettiler.
Gazetemiz elbette kamu emekçilerinin grevi, greve gelen süreç ve sonrasına dair gelişmeleri, çıkarılan dersler üstünden tartışma sürdürecektir. Tartışmaya, eğer gerekirse bu köşeden de katılacağız.
Greve çıkan kamu emekçilerinin ve çeşitli emek çevrelerinin, ilerici demokrat güç odakları ve siyasi çevrelerin itirazlarına ve eleştirilerine karşın 2014 yılı Bütçesi bugün TBMM Genel Kurulunda oylanacak.
Bütçe görüşmeleri, Mecliste grubu olan partilerin sözcülerinin konuşmalarıyla başladı, bugün de aynı partilerin muhtemelen genel başkanlarının son konuşmalarını yapmalarıyla tamamlanacak.
Böylece, 2014’ün gelir (Halktan verginin nasıl toplanacağı) ve harcamalarını (Büyük sermaye çevreleri arasında bütçenin nasıl paylaşılacağı) kapsayan Bütçe Kanunu’nun kimin  çıkarlarına hizmet ettiği ve egemen güç odaklarının bütçeyi nasıl paylaşacağı dışında her konunun tartışıldığı görüşmeler olarak sürdü.
Elbette görüşmeler içinde önemli tartışmalar da oldu; Bütçenin sermayenin çıkarlarına hizmet eden bir bütçe olmasına karşı çıkan vekiller de oldu. Ancak sonuçta AKP’li vekillerin oylarıyla 2014 Bütçesi, Hükümetin istediği gibi, büyük sermaye odaklarına yeni bir servet aktarımının belgesi olmayı aşmayan bir kanun olarak biçimlendirildi. Bugün de usulen oylanarak kabul edilecek.
Sermaye partilerinin çoğunlukta olduğu bir Mecliste elbette ki emekçilerin lehine bir bütçe oluşturulamaz. Bu yüzden de diğer yasaların yapılmasında olduğu gibi halkın, emekçilerin, işçi sınıfının lehine bir bütçenin oluşturulmasının tek imkanı, işçi ve emekçi sendikalarının ve çeşitli türden örgütlerinin Bütçe görüşmelerine bir taraf olarak katılmaları ve güçlerini, enerjilerini Meclisteki (ve meclis dışındaki) emekten yana vekillerle ve partilerle birleştirmelerinden geçmektedir.
Ne var ki, işçilerin ve kamu emekçilerinin en kitlesel örgütleri olarak sendikaların, bırakalım Meclisteki emekten yana vekiller ve partilerle birleşerek “Emekten yana bir bütçe”, “Halk için bütçe” talebi etrafında bir mücadele vermeyi, kendi aralarında birleşerek taleplerini kamuoyuna açıklama mecali bile göstermediklerini görüyoruz.
Gazetemizin okurlarının bildiği gibi bu konuda sadece KESK dünkü grevi ve bağlı sendikaların zaman zaman yaptıkları basın açıklamalarıyla, DİSK de yaptığı kimi açıklamalarla bu genel mecalsizlik, daha da kötüsü umursamazlık çizgisinden ayrılsalar da, onların girişimleri bile Hak-İş’in, Türk-İş‘in, Kamu Sen’in Memur Sen’in namusunu kurtarmaya yetmemektedir.
Demek ki bu konfederasyon ve bağlı sendikaların üyeleri bütçenin şöyle ya da böyle olmasından hiç etkilenmemektedir?
Elbette öyle değil, bu sendikaların üyeleri de işçi sınıfının ve emekçilerin bütün kesimleri de bütçenin tercihlerinden doğrudan etkilenecektir.
Bundan olsa olsa sendikaları ekonomik ve siyasi rant alanına dönüştüren sendika bürokrasisi etkilenmeyecektir. Çünkü onlar kaderlerini, bugünlerini ve geleceklerini işçi sınıfının, emekçilerin bugünlerinden ve kaderlerinden ayırmışlardır.  
Bu yüzden sendikal bürokrasinin de artık kendi çıkarlarını, kendi koltuklarını koruma dışında bir kaygıları kalmamıştır.
Bütçe karşısındaki aymazlık, KESK’in grev çağrısı karşısında duymazdan gelen ya da grev kırıcılığı yapan sendika merkezlerinin tutumu da bunu açıkça göstermiştir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...