27 Kasım 2013 00:15

Özelleştirmeye karşı mücadele

Özelleştirmeye karşı mücadele

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Muğla’nın Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy santralleri ile kömür ocaklarının özelleştirme girişimlerine karşı bir yılı aşkındır mücadele eden enerji ve maden işçileri, 70 günü geride bırakan direnişleriyle ve hemen her gün yaptıkları çeşitli eylemlerle direnişlerini sürdürüyor.
Ancak bütün bu eylemlere karşı Hükümet geri adım atmıyor. Tersine Hükümet 27 Ağustos’ta işyerlerini, özelleştirmenin yapılması için Özelleştirme İdaresine devretti. Geçtiğimiz günlerde ise Özelleştirme İdaresi, Yeniköy ve Kemerköy santrallerinin ihalesi 24 Ocak, Yatağan Termik Santralinin  ihalesini ise 10 Şubat’ta gerçekleştirileceğini internet sitesinden duyurdu.
İşçilerin ve yerel sendika şubelerinin bir yılı aşan mücadelelerinin haberlerini gazetemizden izliyorsunuz.
Evet, işçiler ve yerel sendika şubeleri gerçekten canla başla mücadele veriyorlar. Bölgedeki emekçiler ve çeşitli halk kesimleri de geçmiş özelleştirme örneklerine bakarak, özelleştirmenin işsizliği artıracağını, sendikasızlaşma getireceğini, bölgede vahşi çalışma koşullarını yaygınlaştırıp sermayenin sömürü ve baskısının yayılması için ortamı daha da elverişli hale getireceğini, çevre tahribatını artıracağını, …bildikleri için özelleştirmeye karşı çıkıyorlar. En azından köylüsüyle kentlisiyle, işçisiyle kamu emekçisiyle bölge halkı enerji ve maden işçilerinin eylemlerine destek veriyor.
Buraya kadar her şey iyi görünüyor!
Öyle ya özelleştirmenin hedefi olan işçiler mücadele ediyor, direniş çadırını da kurmuşlar 70 günü aşkın bir zamandan beri de adeta “profesyonel direnişçiler” gibi her gün çeşitli eylemlerle seslerini duyurmaya çalışıyorlar. Bölge halkı da bu sesi duymuş, direnen işçilere destek veriyor.
İşçiler mücadelelerini kararlıkla sürdüreceklerini söylüyorlar ve bunun gereğini de yapmaya çalıştıkları görülüyor.
Peki, bu özelleştirmeye karar veren Hükümeti durdurmaya yeter mi?
Bu ülkede 90’lar ilk yarısından itibaren başlayan özelleştirmeler ve bu özelleştirmelere karşı mücadeleler dikkat alındığında şu söylenebilir: Sadece özelleştirmenin hedefi olan işletmelerin işçilerinin direnişlerinin özelleştirmecileri durdurmaya yetmediği defalarca görülmüştür.
Bu yüzden de özelleştirmeye karşı mücadele tüm sınıfın, bütün sendikalarıyla, sınıfın partisiyle, ülkenin ilerici demokrat güçleriyle birlikte verecekleri bir mücadele olabildiği ölçüde kazanılabilecek bir mücadeledir.
Açıktır ki burada kritik nokta konfederasyonların ve sendikaların tutumudur. Muğla’daki mücadele dikkate alındığında burada da en başta Tes-İş ve Maden-İş sendikalarının tutumu gelmektedir. Eğer bu sendikalar, işçileri ve diğer sendikaları ciddi olarak mücadeleye çağıran bir pozisyon tutsalardı kuşkusuz ki ülkemizde bu çağrıya yanıt verecek sendikalar ve sendikacılar çıkacağı gibi ülkenin ileri işçi kesimleri de iş birlikçi sendikacıların koyacağı engellere karşın mücadeleye katılabilecekleri bir zemin edinebileceklerdi. Ancak Tes-İş ve Maden-İş’in merkezi olarak böyle bir mücadele hattına girmedikleri, budan sonra da girmeyecekleri anlaşılmaktadır.
Şu tartılmaz bir gerçek ki; sendikaların üst yönetiminde bulunan sendikacıların mücadelenin önüne geçmek yerine engel olan bir pozisyonda bulunmaları bugüne kadar özelleştirmeye karşı mücadelelerin en önemli handikaplarından birisi olmuştur.
Bugün de konfederasyonların ve sendikaların Muğlalı işçilerin mücadelesi karşısındaki duyarsızlıkları, bir kez daha onların mücadeleyi engelleyici rolünü göstermektedir.
Bu ise Muğlalı işçilerin, bir yandan kendi mücadelelerinin temposu artırmayı ve bölge halkının mücadeleye çekmek için gayretlerini sürdürürken, konfederasyonları ve pek çok sendikanın üst düzey yöneticilerini aşarak tüm sendikaları ve işçileri, halkı mücadeleye çağıran bir mevziye girmeleri vazgeçilmezdir. Bunun anlamı ise, sendikalarda hâlâ mücadeleden yana olan sendikacıların, çeşitli yerel sendikal platformlarla, her sanayi havzasından, işletmeden ileri işçilerle, İşçi Kurultayları Komiteleriyle dayanışıp ortak bir mücadele hattı oluşturmada adımlar atmasıdır.
Özelleştirme için ihaleler aşamasına girilirken mücadele de yeni bir aşamaya geçmek durumunda ve Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy’ün direnişçi işçilerinin mücadelelerin başarıya ulaşması için tek gerçekçi seçenek de bu yol görünmektedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...