07 Kasım 2013 08:57

Meclis, Mescit ve yüzme havuzu

Meclis, Mescit ve yüzme havuzu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ecevit başbakan, Erbakan yanbakan.
Milli Selamet Partisi Genel Başkanı. Kanlı, kansız devrim tartışmalarından önce. Hoca Efendi’nin kadayıfı kızartmak için ocağın altını yaktığı yıllar.
Karaoğlan, bir gezi için Avrupa’ya uçuyor.
Ülke vekaleten, selameten Erbakan’a emanet.  
Vekil Başbakan, fırsatı ganimet bilip sıvıyor kolları. İç temizlik, kaba temizlik derken sıra sanat sepet işlerine geliyor. İlk işi de Ecevit’in Heykeltıraş Gürdal Duyar’a Cumhuriyet’in 50.yıl anısına yaptırdığı “Güzel İstanbul” heykelini, Yıldız Parkı’na ücra bir köşeye sürgün etmek oluyor.
Duyar, İstanbul’un çekiciliğini bir kadın heykeliyle simgelemiş. Dinen caiz olmayan bu heykel, arzı endam ettiği Karaköy Meydanı’ndan “ahlaka mugayir” gerekçesiyle koparılıp parka “mecburi iskân”a gönderiliyor. Bir bavul cinayetine kurban gidiyor.
Kadıköy Altıyol’daki edep yerleri ferahfeza “Boğa Heykeli” hayatını anlatsa roman olur. Kaç sürgün gördü zavallı!
***
Cumhuriyetin 70. yılı…
Özal başbakan, Cemil Çiçek yanbakan.
Ev bark, çoluk çocuk, aile kadın…
Çiçek, eski Kadın ve Aileden Sorumlu Vekil, yeni Meclis Başkanı.
Bay vekil, bir gazeteciyle söyleşiyor. “Efendim, kadın!”
El cevap!
“Mesela flört ediyorlar, flört etmek fahişeliktir.”
***
Cumhuriyetin 90.yılı…
Erdoğan başbakan, Çelik yanbakan.
Türban, peruk, sarık…
Eski Maarif Vekili, yeni Başvekil Yardımcısı Hüseyin Çelik.
Giyim kuşam, bıyık sakal, kamusal alan…
Demokratikleşme sepeti yeni açılmış, istimi üzerinde, konuşuyor: “Dün bir kanaldaki yarışma programında sunucu öyle bir kıyafet giymiş ki olmaz bu yani. Kimseye karıştığımız yok ama çok aşırı. Dünyada da kabul edilmez.” Sonra o sunucu da Duyar’ın heykeli gibi alınıp başka bir yere konuyor.
***
50, 70, 90…
Üç resim arasındaki yedi farkı bulabildiniz mi? Söyleyelim. Hamam aynı hamam, tellaklar değişmiş.
Erbakan, Özal, Erdoğan…
İmam böyle de cemaate ne demeli! Başbakan geçerken bir iç çamaşırı mağazasının kepenkleri iniyor. Abdestler zayi olmasın diye…
Tarsus’ta İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Sefa Demir, “serbest kıyafet eylemi”ne katılan Eğitim Sen’li Tayfun Cengiz Öğretmeni sorguya çekiyor: “Gay olduğun için mi küpe takıyorsun? “ Eğitim Sen Şube Başkanı Yasemin Yücel’e de laf atıyor kısa kollu giydiği için: “Hocanız okula üstsüz mü gidiyor?” Cemaatin hâli de bu.  
***
Şimdi oturmuşlar, Mecliste başörtüsü serbestisini tartışıyorlar. Zevat, kafalarının içindeki türbanı kaldırmadıkça şu başörtüsü meselesi daha çok su götürür. Ne demiştik Meclise türbanla geldiği için Merve Kavakçı’yı Amerikalara gönderirken? “Balık kavağa çıkmadan Meclise türban giremez.” Eh, işte balık da kavağa çıktı!
Hacı hanım kızlarımız da Mekke-i Şerif’ten geldiler. Meclis-i Mebusan’a başörtüyle girdiler. Haklarıdır.  Yarın canı çeken vekillerimiz, mebuslarımız da mayoyla bikiniyle gelmek isteyebilir. Mahzuru yok. Meclisin önüne mescit, arkasına yüzme havuzu yaptırdık mı oldu bitti. Mescitte sorun yok da yüzme havuzunun haremliği selamlığı nasıl olur bilemem! Taze hacı hanım milletvekillerinden biri ise şöyle buyuruyor: “Başımı açarak bir daha kirlenmeyeceğim.” Es kaza kirlendi mi Meclisin gardıroplarında haşema da hazır, türban da.
Daha ne olsun?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...