02 Ağustos 2013 17:20

İSDEMİR havzasına açılan büyük işçi okulu

İSDEMİR havzasına açılan büyük işçi okulu

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşçi sınıfının mücadele tarihinde grev, işçiler için en çok öğrendikleri “okul” olarak bilinegelmiştir. Çünkü olağan dönemlerde patronlar, hükümetleri, işçilerin çalışmasından pay alan kesimler, işçileri över, onların ekonomiye katılarından söz eder, işçinin daha çok çalışması için onu teşvik edecek bir “baba” pozu takınırlar.
Ama grev başladığında patron, grev sırasında gerçek yüzünü gösterir. İşçinin yaşamı için hayati olan taleplerini reddeder, başarıyı kendisine mal ederken işçinin işletemeye nasıl bir yük olduğunu anlatmaya, kendisinin bu yükü taşıdığını, işçilerin açlığa mahkum edilmesinin, ağır çalışma koşullarında çalışmaya zorlanmasının kendisinin hakkı olduğunu propaganda etmeye koyulur. Polis, valilik, sermaye partileri ve sermaye basını greve çıkan işçiyi düşman gözüyle görmeye başlar ve yasalardaki yasakların sadece işçiler için konulduğu, polisin mahkemelerin patronun işinin devamı ve patronların çıkarlarını korumak için var oldukları ortaya çıkar. Sermaye partileri de bu süreçte açıkça patrondan yana tutum alır, işçiyi velinimetine ihanet etmekle suçlar.
İskenderun’da aşağı yukarı bu tablo yaşanıyor.
İSDEMİR patronlarının temsilcisi genel müdür, işçiyi, sendikasını karalıyor, hatta işçinin sendikasızlaşması için manevralar yapıyor. Sermaye partileri kendilerine oy veren işçilere sırtlarını dönüp, patrona yalakalığa soyunuyor….
Elbette greve çıkan işçi de kendi aralarındaki şu partiden bu partiden, şu din ve mezhep, bu milliyet ayrımlarının nasıl suni, kendilerine dışarıdan dayatılmış olduğunu, aralarındaki sınıf kardeşliğinin bütün bu ayrımların üstünde bir birlik dayanağı olduğunu görmeye başlamıştır.
Ama sadece bu kadar da değil.
Günümüzün iletişim koşullarında İSDEMİR grevi, sadece greve katılan işçi kesimleri için değil, tüm sınıf için dersler sunmaktadır. Özellikle İSDEMİR grevi açısından bakıldığında İskenderun’dan Osmaniye’ye, Ceyhan’a kadar uzanan havzanın çelik ve enerji sektörü bakımından son derece önemli bir bölge olduğu, halen on binlerce metal işçisinin çalıştığı ve kurulması planlanan çok sayıdaki termik santral de dikkate alındığında bu havzada yakın gelecekte yüz binlerce işçinin çalışacağı belirtilmektedir.
Böyle bir dönemde İSDEMİR grevi; havzadaki işçilerin aralarındaki her tür ayrımı aşan bir birlik, sınıf birliği bilincinin gelişmesi, dayanışma duygusunun büyümesi, emek ve sermaye arasındaki karşıtlığın daha derinden hissedilmesi… gibi dersler sunan bir grevdir. Bu dersler işçiler tarafından özümsendiği ölçüde de bu grevin, sadece İSDEMİR ve MMK Metalürji işçileri için değil bütün havzanın işçileri için büyük bir “okul” olacağı apaçıktır.
Elbette grevin derslerinin bir bölümü kendiliğinden işçiler tarafından fark edilir ve bilinçlerine kazınır. Ama bu derslerin birçok yönüyle işçiye mal olması için sendikanın (Çelik-İş Sendikası başta olmak üzere bölgede greve destek veren diğer sendikaların da), ileri işçi kesimlerinin, sınıf partisinin girişimleri belirleyici önemde olacaktır. İşçi yoğun mahallelere kurulan grev çadırları, bölgedeki sendika ve dernek vb. toplumsal örgütler, bu grev ve onun etrafında sınıfın birliği, sendikalaşma fikrinin yayılması, tüm işçiler arasında dayanışma duygusunun yayılması, işçi kardeşliğinin güçlenmesi, işçilerle esnaf, küçük ve orta üretici bölge halkıyla dayanışma için son derece önemli dayanaklar olabilirler.
Bu havzanın bir yandan Suriye krizi öte yandan Kürt sorununun çözümüne ilişkin tartışmaların da yoğun olduğu bir bölge olduğu dikkate alındığında elbette ileri işçiler ve sınıf partisi, bu gerçeklerin açıklanmasının dilini bulmak ve işçilerin siyasal bilinçlerini gelişmesi bakımından da ayrıca önemli bir sorumluluklarla karşı karşıya olduğu da ortadır.
Grev kuşkusuz bu sorunların da daha iyi anlanabileceği bir tartışma zemini yaratmıştır ve bu işçilerin gerçekleri anlaması bakımından da bir fırsat olacaktır

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...