11 Haziran 2013 11:07

'Gökkubbede hoş bir seda' olmamak için

'Gökkubbede hoş bir seda' olmamak için

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Petrol-İş Sendikası’nın 5. Olağan Başkanlar Kurulu, Taksim Gezi Parkı’nda başlayıp ülke çapında büyük bir kitlesel direnişe dönüşen eylemleri değerlendirdi ve bir “sonuç bildirgesi” yayımladı.
Petrol-İş’in Başkanlar Kurulu, Gezi Parkı eylemlerinin, sadece Gezi Parkı’yla ilgili olmadığını aslında Hükümetin buyurgan, dayatmacı, baskıcı, halkın taleplerini görmezden gelen uygulamalarına, yoksullaşma, özelleştirmeye, yağmaya vb. karşı bir tepki olduğuna vurgu yaparak, Gezi Parkı direnişinin taleplerine de destek verdiğini açıkladı.
Petrol-İş ayrıca daha önce de Genişletilmiş Başkanlar Kurulu’nda Kürt sorununun barışçıl çözümü ve müzakere sürecine verdiği desteği yineleyerek tutumunu belirtilirken, TPAO’nun özelleştirilmesine karşı mücadele ve örgütlenme çalışmalarını sürdürdüğünü de açıkladı.
Elbette çok güzel!
Bildiri de tüm Türkiye’de sürmekte olan direnişin nedenleri ve amaçları konusundaki vurgular da, Kürt sorununun çözümüne destek vermeye devam edecekleri açıklamış olmaları da çok güzel! Türk-İş’in 29 Haziran’da yapılacak Olağanüstü Genel Kurulu’yla ilgili dileklere de katılmamak mümkün değil.
Bu “söylem”, sendikalardan özlediğimiz ama pek nadir duyduğumuz şeyler.
Dahası Petrol-İş’in çeşitli kurullarının bu türden açıklamaları bu köşeden de sıkça övüldüğü tüm okurlarımızın malumudur. Ancak burada bir “ancak” var!
Petrol-İş’in bu açıklamalarını duyanlar, okuyanlar “İşte sendika budur”, “Keşke öteki sendikalarda ülke ve sınıf sorunlarına böyle duyarlı olsa” diyor.
“Ancak” sonrası?... Sanki karanlığa atılmış bir taş gibi, gerçek hayatta karşılığı olmayan bir tutum, belirsizlik ve yokluk!
Çünkü bir sendikanın görevi olup bitenler hakkında gerçekçi açıklamalar yapmaktan ibaret değildir.
Çünkü sendikaların, sınıflar mücadelesindeki yeri ve sınıfın siyasete müdahalesinin, en azından ülkeyi yönetenler üstünde baskı oluşturarak emek ve demokrasi güçlerinin taleplerini elde edilmesi için mücadelenin en önemli bileşeni olduğu dikkate alındığında, bu açıklamalar sadece bir ilk adım olarak önemlidir ve övgüye değerdir.
Sendikalar tutumlarını sınıfın örgütleri olarak ağırlıklarını, örgütledikleri sınıf güçlerini de taleplerinin yanına koyarak, ya da örgütledikleri güçlerin yanına koyarak yaptıkları; özü, sözü, eylemi bir olan örgütler olarak davrandıkları ölçüde söyledikleri toplum içinde ve siyasette bir ağırlık kazanır. Aksi halde bu güzel, okuduğumuzda “Ne iyi yazmışlar” dediğimiz açıklamalar bir günü kurtarma, bir yasak savmaya, dönüşür; “Gök kubbede hoş bir seda olarak kalmaya” mahkum olur!
Bu tutumu alma, sendikanın ne kadar örgütlü olduğundan bağımsız olarak böyledir. Kaldı ki sendikal hareket içindeki itibarıyla, tarihsel bakımdan tuttuğu yerle, işkolundaki gelişmeler dikkate alındığında Petrol-İş, “Şunu yapalım, şu konuda şöyle bir mücadele çizgisine geçelim” diye inisiyatif aldığında ardından gelecek azımsanmayacak sayıda sendika ve emek örgütü olacağı gibi sendikasız işçi çevreleri, toplumun ileri güçleri de Petrol-İş’in çağrılarını dikkate alabilir, alır!
Evet, Petrol-İş, tarihe not düşecek bildiriler, açıklamalar yapmaktadır bu elbette önemlidir ama bu hamlesini sendikal hareketi mücadeleci bir mevziye çekme ve siyasete de müdahale edebilen bir çizgiye çekmek için adım atarak tamamlamak zorundadır. Bugün Petrol-İş Başkanlar Kurulu’nun bildirisinde de çizilen Türkiye tablosu, olağan zamanlardan çok daha fazla Petrol-İş’e sorumluluk yüklemektedir.
Petrol-İş bu sorumluluğu yerine getiren bir sendikal merkez olma bakımından ön önde gelen örgüttür. Bunun önemine uygun davranmak gerekir.

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...