23 Nisan 2013

Ufukta şimdilik olumsuzluk görünmüyor...

Geçtiğimiz yılın sonunda Başbakan Erdoğan İmralı Cezaevinde PKK Lideri Öcalan ile görüştüklerini açıkladığında, ‘acabaları’ fazla yeni bir sürece girdiğimizin farkındaydık. Yazıyı gazeteye gönderdiğim saatlerde Murat Karayılan henüz silahlı güçlerin geri çekileceği açıklamasını yapmamıştı. Ama görünen o PKK silahlı güçlerini belli bir takvim dahilinde aşamalı olarak geri çekmeye başlayacak ve sanırım ‘acabaları’ giderek azalan yeni bir süreç başlayacak.
Hem Avrupa ve Kandil alanından görüşlerini açıklayan PKK kadrolarının sözlerinden, hem de Öcalan ile yaptıkları görüşmelerin sonuçları üzerinden PKK kadroları ile yoğun tartışmalar yaşayarak bu süreçte önemli bir işlev gören BDP yöneticilerinin açıklamalarından, kaygıların önemli oranda azaldığı anlaşılıyor.
Yani şimdilik, ufukta süreci akamete uğratacak bir gelişme görünmüyor.
Anlamakta yarar var. Kaygıların giderilmesini sağlayan temel etken BDP heyeti ile Öcalan arasında İmralı Cezaevinde yaşanan görüşmelerdir. BDP bu görüşmelerin sonuçlarını Kandil ve Avrupa alanındaki kadrolarla tartışarak ‘acabaların’ ciddi anlamda azalmasına yol açmıştır.
Tüm bu yaşananlar, hiç kuşku yok ilk aşamanın adımlarıdır. İlk aşamada sadece PKK adım atıyor gibi görünse bile hükümetin de attığı adımlar var.
PKK ateşkes ilan etti. Hükümet de askeri operasyonları durdurarak ilan edilmemiş bir ateşkes ile PKK’ye cevap verdi.
Akil İnsanlar Kurulunun oluşturulması, henüz ne yapacağı tam belli olmasa bile Mecliste bir Çözüm Komisyonunun oluşturulması, hükümetçe bu konuda atılmış diğer bazı adımlar.
Yeterli mi?
Değil...
PKK silahlı güçlerini geri çekme kararı aldı. Hükümet, sürecin akamete uğramaması amacıyla, ciddi bir adım olan geri çekilmenin sorunsuz gerçekleşmesi için hem yasal hem de teknik açıdan bazı adımlar atmak, sorumluluklar üstlenmek zorundadır.
Ama esasen atılması gereken adımlar geri çekilmenin fiilen başladığı andan itibarendir.
BDP belki en az sorumluluk alması gereken bir dönemde ciddi sorumluluklar üstlendi. PKK kadroları ile Öcalan arasında yapılan görüşmelerde BDP’nin bunca sorumluluk alması, elbet daha çok hükümetin ipe un sermesinden kaynaklanıyordu. Hükümet pekala BDP’nin işini kolaylaştırabilirdi. Hatta daha sağlıklı adımlar atıp PKK ile Öcalan arasında direkt ilişki kurulmasını sağlayabilir, BDP’nin daha çok siyasal ve yasal zeminin olgunlaştırılmasında görev almasının önünü açabilirdi. Ama iktidar partisi gelecekteki en ciddi rakibi olacak BDP’nin işini kolaylaştırmak istemedi. Bundan sonra da pek kolaylaştıracağa benzemiyor. AKP’nin tutumuna rağmen BDP’liler bu nazik süreçte iyi iş gördüler.
Görünen o gelinen yeni aşamada BDP’nin sorumlulukları daha fazladır.
Kürt siyasal hareketinin ana gövdesini oluşturan PKK, silahlı mücadeleden siyasal mücadeleye, daha doğrusu silahların kullanılmayacağı yeni bir siyasete evriliyor.
Silahların tümden bırakılması kararı alınmış değil. Silahların tümden bırakılmasının koşulları devletin/hükümetin atacağı adımlardan öte Kürt siyasetinin güçlü olanaklar yakalamasıyla mümkün olacaktır. Bu da yalnız yasal olanakların değil, aynı zamanda yasal zemin oluşturuluncaya kadar meşru siyasetin de zorlanmasını beraberinde getirecektir.
PKK’nin silahları tümden bırakması en iyimser tahminle birkaç yılı alabilir.
BDP, Kürt siyasal hareketinin diğer bileşenleri, Türkiye demokrasi güçleri bu birkaç yılı, en başta da silahlı güçlerin geri çekilme takviminin işlediği dönemi çok iyi değerlendirmek zorundadır. BDP ve yanı sıra Türkiye demokrasi güçlerinin diğer bileşenleri önümüzdeki ilk genel seçimde mutlaka parlamentoda belirleyici bir matematiksel çoğunluğu yakalamalıdır.
Sürecin iyi işlemesi, BDP ve dostlarının parlamentoda belirleyici bir ağırlık elde etmesi hem Kürtlerin irili ufaklı tüm kesimlerinin, hem de Türkiye demokrasi güçlerinin ortak bir siyasal strateji etrafında kümelenmesiyle daha mümkün olacaktır.
Bu koşulların sağlanmasından yeni bir gelecek inşa etmek isteyen herkes sorumludur...

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et