5 Mart 2013

Mazlumlara, Ali Fikrilere sahip çıkmak

Bizzat Milli Savunma Bakanlığı verilerinden ortaya çıkan sonuca göre son 10 yıl içinde askerlik yaparken çatışmalarda yaşamını yitirenlerin sayısı 600 küsur iken intihar ettiği iddia edilen TSK personelinin sayısı ise 900’ü aşkın... İstatistiklerde açık olarak yazılmasa bile askerde intihar edenlerin (!) önemli bir kısmının Kürt, Alevi ya da sistem muhalifleri olduğu da biliniyor.
Yine sayıları ilgili makamlar tarafından açık biçimde ifade edilmese bile asker firarlarının sayısının da az olmadığını söylemek mümkün.
Türkiye’de asker kaçağı olanlar ile yaşı gelip geçtiği halde askere gitmemek için binbir dereden su getirenlerin sayısının 250 bin ile 750 bin arasında olduğu ifade ediliyor.
Son asker ölümlerinden biri Elazığ’ın Maden ilçesinde yaşandı. EMEP’in Darıca İlçe Örgütü yöneticisi olan Mazlum Aksu’nun, askerliğinin bitmesine 5 ay kala sağ eliyle sol şakağına 6 kiloluk G3 silahı dayayarak intihar ettiğinin iddia edilmesi, hiç kuşkusuz şüpheli bir durumdur. Ağabey Aksu’nun olay sonrasında edindiği ve kamuoyu ile paylaştığı bilgiler de olayın bir cinayet olduğu konusunda şüpheleri güçlendiriyor.
Ola ki askerde gençler intihar ediyor.
Çatışmalarda 600 küsur askerin yaşamını yitirdiği yıllarda eğer 900 küsur askerin intihar ettiği iddia ediliyorsa, bu sorundur ve ciddi bir sorundur.
Peki, bu sorunu ortaya çıkaran nedenleri araştırmak, suçluları yargılayıp cezalandırmak gerekmiyor mu?
Askerlikten firar ölümden evladır... Ama firarlar öyle bir noktaya gelmiş ki mangalda kül bırakmayan değme milliyetçiler bile askerlik yaşı geldiklerinde ya başladıkları Açık Öğretim Üniversitesini bir türlü bitirmiyor, ya doktor raporu almak için kapı kapı dolaşıyor; olanağı olan ise kapağı yurt dışına atıyor...
Son yıllarda sayıları giderek artan ve güçlenen bir vicdani ret girişiminden söz etmek de mümkün.
Konuyla ilgili ve güncel olması nedeniyle dikkat çekmek istediğim vicdani retçilerden biri de Kürt yazar Ali Fikri Işık...
Ali Fikri geçtiğimiz yılın Haziran ayında asker firarı olduğu gerekçesiyle tutuklandı ve yaklaşık 4 buçuk ay cezaevinde kaldı. Yargılama süresince askerliğe elverişli olmadığı iddiasıyla birkaç kez psikiyatriste gönderdiler, askeri hastaneye sevk ettiler.
Mahkeme döneminde Kürtçe savunma yapan ve askerlik yapmayacağını belirten Ali Fikri Işık, askerliğe elverişli olduğunu ve bilinçli bir tercihle askerlik yapmayı reddettiğini ısrarla söyledi. Nihayetinde Ali Fikri’ye “asker firarı” olduğu gerekçesiyle en üst sınırdan 1 yıl 10 gün ceza verdiler. Ceza verdikleri son mahkemesinde, inzibatlar Ali Fikri’yi askeri birliğine götürmek istediler. Reddedince ikinci kez tutuklandı.
Suç yine aynı: Askerlikten firar...
Ali Fikri halen Edirne Askeri Cezaevi’nde tutuklu...
Mardinli Kürt genci Mazlum’un kışlada şüpheli bir biçimde ölümüne neden olan, Ali Fikri’yi 60’a merdiven dayamış yaşında askeri cezaevine götüren, binlerce gencin askerde ölümüne, onbinlerce gencin uzun yıllar kaçak yaşamasına neden olan olaylar ve nedenler aynıdır.
Açıkça irdelenmesi, soruşturulması ve suçlularının cezalandırılması gereken de bu nedenlerin bizzat kendisidir...
Bu nedenler açıkça görülmeden ve asıl suçlular cezalandırılmadan, Mazlum’un yaşadığını başka gençler de yaşayacak ve daha birçok genç asker iken şüpheli bir biçimde yaşamını yitirecek...
Bu nedenler açıkça görülmeden, işin sorumlusu olanlar zorunlu askerliği bir dayatma olmaktan çıkarmadığında daha nice Ali Fikri cezaevinde ömür tüketecekler.
Ne Mazlum’a, ne de Ali Fikri’ye sahip çıkmak, sadece ‘arkadaşlarıyla’ sınırlı olmalı.
Bir grup vicdani retçinin öncülüğünde kurulan Vicdani Retçi Ali Fikri Işık İle Dayanışma İnisiyatifi, bugün saat 14.00’te AKP İstanbul İl Örgütü önünde bir basın açıklaması yapıp sorunun çözümü ve Ali Fikri’nin serbest bırakılması için duyarlılık çağrısında bulunacak...
Görünen o, Mazlumlara, Ali Fikrilere sahip çıkanlar artmadıkça ölümler ve cezaevleri de devam edecek...
Artık ne ölümler, ne de cezaevleri olsun...

evrensel.net

Evrensel'i Takip Et