27 Şubat 2013 11:19

Adaletin (A)'sı mı, (AS)'ı mı?

Adaletin (A)'sı mı, (AS)'ı mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Evrensel haber tanımına yaslanarak söyleyecek olursak, artık adaletsizlikler değil, adalet haber olacak Neredesin ey adalet! Ey vicdan! Adalet der ki; bende kabahat yok, beni engelleyenler var, boğazımı sıkanlar var. O da haklı. Peki, adalet nasıl engelleniyor? Örneklerden birini, Haber Türk’te Rahşan Gülşan hatırlattı. Körfez depreminde içindeki 24 kişiyle birlikte çöken otelin taşıyıcı kolonlarının depremden çok önce kesildiği ve depremden sonra da sorumlular hakkında bir işlem yapılmadığı anlaşılıyor. Bunun üzerine savcılık, Van Valisi başta olmak üzere bir dizi sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunuyor.
Ancak bizim meşhur mevzuat hazretleri, sorumlu  bürokratlar hakkında soruşturma yapılabilmesini, ilgili üst makamın iznine bağlı tutuyor. Yani bu olayda Yargıtay Başsavcılığının onayı gerekiyor. Bırakın onayı, meğer suç duyurusu işleme bile konulmamış!
Rahşan Gülşan’ın deyişiyle: “Şimdi top Adalet Bakanı Sadullah Ergin’deymiş.”
Görüyorsunuz değil mi, adaletin terazisi nasıl tenis topuna dönüştürülmüş.
Anımsarsınız; Başbakan Erdoğan, müsteşarını yargılanmaktan kurtarmak için, nasıl yasa değiştirmişti.
Atalarımız ne güzel demiş: İmam hapşırırsa cemaat tükürür.
Sormaz mısınız, adalet ezilen, baskı gören, şiddete hedef olan, ölen, öldürülen halkı mı koruyacak, yoksa egemen iktidar güçlerini mi?


ADALET KAPIYI ÇALINCA

Bu hafta her yanımız adalet oldu. Savaş Ay’ın haberi, bu işin tuzu biberi! Sabah 25 Şubatta yazdı, başlığını vermek bile yeterli.  Paylaşalım.
“Trajikomik olay, yeni açılan Kartal Anadolu Adliyesinde dosyaları kaybolan mahkumların başına geldi. 3. yargı paketiyle tahliye hakkı kazandıkları halde salıverilmeyen mahkumlar, günler sonra özgürlüğüne kavuştu.”
Güler misiniz, ağlar mısınız?


SİLİVRİ’DE ADALETİN HASI

Silivri’de hukukun, adaletin durumunu Mustafa Balbay, Cumhuriyet’te (25 Şubat) ayrıntılarıyla bir kez daha sergiledi.
Mahkemece dinlenilmesine karar verilen, tanıklar, sonraki celselerde salondaysalar dinlenilmelerini öngörüyor. Biz de tanık olmuştuk; mahkeme dinlemiyor.
Balbay, önemli bir noktaya daha değiniyor: “Kapatılmasına karar verilmiş özel yetkili mahkemelerin bu uygulamasından sorumlu olan başlıca kurum, Hakimler Savcılar Yüksek Kuruludur. HSYK, bu mahkemelere ilişkin yüzlerce başvuruyu reddetti. (…) Darbe dönemlerinde bile görülmeyen bir keyfilik söz konusu.”
Silivri’de 277. duruşma 11 Martta. Bakalım, neler göreceğiz.


BAĞIŞ VE AİHM

Avrupa Birliği (AB) Bakanı Egemen Bağış, televizyonlarda etraflıca anlattı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde (AİHM) Rusya’dan sonra en çok ceza alan ülkeymişiz. Bunu önlemek için biz de adalet sistemimizde gerekli düzenlemeleri yapmalıymışız.
Bu düzenlemeler ne olur dersiniz?
Bizce, iç hukuk sistemine labirent gibi öyle yeni mekanizmalar korsunuz ki, onlara başvurmak ve sonucunu almak bir ömre bedel olur. Biliyorsunuz, iç hukuk yolları tükenmeden AİHM’ye başvurulamıyor.


BİLİM VE CİNSEL DÜRTÜ

Şu bizim RTÜK, bir televizyon kanalında yayımlanan “Ölümcül Güzellik” adlı Amerikan yapımı filmi “genel ahlaka aykırı” bularak, kanala uyarı cezası veriyor. Kanal yönetimi  Ankara 17. İdare Mahkemesine itiraz ediyor, ama mahkeme RTÜK kararını yerinde buluyor. Gerekçe ne, biliyor musunuz?
“Uyuşmazlığa konu olan programın film izleyicilerinin cinsel dürtülerini uyarıcı olduğundan açık olarak müstehcen olduğu…”
Doğrudur, adalet dağıtan mahkeme haklıdır. Çünkü bazılarının cinsel dürtüsü uyarıcı haplarla harekete geçer, kimilerininki ise, böyle filmlerle!
Şu sanat ve bilim denen şeye gerçekten göz kulak olunması gerekiyor. Evrensel 25 Şubatta haber verdi: Kocaeli Üniversitesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Seydi Çelik, Siyasal Bilgiler ve Kamu Yönetimi Fakültesinde Komünist Manifestosu kitabını ödev olarak verdiği için soruşturmaya konu olmuş.
Soruşturma az bile!  Siyaset bilimi, kamu yönetimi filan dedin mi. AKP’nin siyaset okulundaki dersleri okutacaksın!


ULUDERE’ YE SONSUZ SANSÜR

Uludere / Roboskî’de 34 sivilin savaş uçaklarıyla bombalanarak öldürülüşünün üzerinden 428 gün geçti. Bombalama emrini kim(ler)in verdiği ve onayladığı bir türlü açıklan(a)mıyor. Mahkemece konulan gizlilik yasağı sonsuz bir sansür haline dönüşüyor. Neyin nasıl saklandığını tarih yazacak.


BİR ŞİİR

Dizelerimiz İranlı Ali Rıza Nabdel’den:
“Sabaha dek uyumayan / bana ninni söyleyen anam / ağlarken mutsuzluktan / gözyaşlarımı silen anam / öğretmişti bana / geceleri uyanık kalmayı. / Uyumadık / bu karanlık yıldızsız gecede / usanmadan dikilir gözlerimiz / tanyerine / uyumadık gözlüyoruz / ne zaman ağaracağını tanın. / Bulunmaz / karanlığın gözlerinden acı acı dökülen / yaşlardan / daha parlak bir ışık.”
Şair hakkında not: Şaha karşı bir kampan-ya düzenlediği için, Şah mahkemelerinde altı kez idama mahkum edilerek 1971’de kurşuna dizildi.

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...