Ölünüz çürüyebilsin istemez misiniz?
Fotoğraf: Envato
Türkiye’de adeta bir yemek Rönesans’ı yaşanıyor farkında mısınız? Uluslararası başarılar kazanan şeflerden, dünya standartlarındaki mekânlardan, artan hizmet kalitesinden bahsetmiyorum yalnızca. Beni asıl etkileyen zihinlerdeki değişim.
Artık herkes ne yediğine, nasıl yediğine özen gösteriyor mesela. Köylü pazarları ve organik pazarlar kalabalıklaşıyor. Marketlerdeki organik ürün reyonları gitgide genişliyor. Aldığı ürürünün arkasındaki açıklamaları dikkatle okuyanları görüyoruz her yerde. Kimse eskinin sağlıksız ürünlerini kolay kolay tüketmiyor. Katkı, koruyucu, aspartam, gluten, nişasta bazlı şeker, GDO, antibiyotik gibi kelimeler hayatımıza girdiği gibi çıkıyor.
“Yaparım bir hazır çorba, içerim” diyenler yok mu peki hâlâ? Ebette var. Bir eğilimden bahsediyorum ben. Aile kasabına, şarküterisine, ürünü kötüyse vermeyen manavına dönen insanlardan, mevsimine göre tüketenlerden, yavaş yavaş, keyif alarak yiyenlerden bahsediyorum.
Peki bu nasıl oldu? Nasıl oldu da hazır gıdaların-ölü gıdaların doldurduğu bu piyasada, eksik beslenen hatta beslenemeyen biz kurbanlar, bu zihinsel sıçramayı yapabildik?
Birinci ve en önemle neden artık mızrağın çuvala sığmaması. Hızla artan kanser ve obezite vakaları, antibiyotik kokan tavuklar, yediği ‘bozulmayan’ gıdalar sayesinde toprak altında çürüyemeyen insanlar…
Ve tabii medya… Bu korkunç duruma dikkat çeken ve çözümü gösteren kişilere alan açan medya sayesinde yeme-içme-sağlık konuları bu kadar revaçta.
Zamanında, televizyonda sucuk reklamı veriliyor diye söylenenler, şimdi de ekranda kuzu yiyen Vedat Milor’a kızıyordur eminim. Kızmasınlar. Yiyip-içtiğimizi, yaşadığımız anı duyumsamayı öğreniyoruz onunla. Hayattan tat almayı, kötüye ‘yemezler’ demeyi öğreniyoruz. Solcular korkmasın, solculuklarına halel gelmez bundan.
Sonra, çeşit ceşit yemek programı var kanallarda. Sağlıklı malzemeler, o malzemeleri yemek haline getirirken kullanılan temel teknikler konuşuluyor. İnsanlar artık bunu önemsiyor, bunun üzerine kafa yoruyor. Bence çok güzel, insanı incelten bir şey bu…
Eğer şimdiye kadar ilgilenmediyseniz bu meselelerle, belki vesile olurum bugünden sonra. Çünkü aslında yemek meselesi de politiktir ve bu konuları daha fazla konuşmamız gerekir. Çünkü ne yiyorsak o oluruz ve nasıl yiyorsak öyle yaşarız…
- Usta'nın unutulan hikayesi: Erdoğan babasının ayakkabısını öperdi 09 Eylül 2013 10:52
- Her şey yolunda 21 Temmuz 2013 15:48
- #HerSeyYenidenBasliyor 16 Haziran 2013 12:10
- Her şey yeniden başlarken 24 Mart 2013 13:01
- Bu da bilgi diyeti 26 Şubat 2013 10:33
- Kime sınav? 20 Ocak 2013 12:40
- Memlekete hoş geldiniz 13 Ocak 2013 10:20
- Jandarma biz gelecekten geldik 30 Aralık 2012 09:33
- Bizi güzel havalar ihya etmeyecek 23 Aralık 2012 10:24
- Medyaya kızma medya ol, böyle çok daha güzelsin 16 Aralık 2012 11:28
- Devrim televizyondan yayınlanmayabilir 25 Kasım 2012 11:02
- Silkele başgan düşüyorlar! 11 Kasım 2012 11:57