05 Haziran 2012 11:11

Emek mücadelesi bir bütündür!

Emek mücadelesi bir bütündür!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kamu emekçilerin büyük grevinin öğrettiklerinde, birinci sıraya kamu emekçilerinin tabanda birliğini, ikinci sıraya da bu alandaki sendikaların ortak bir mücadele stratejisi oluşturması ve sendikalar arasındaki rekabete son verilmesinin önemini koyduk.
Ancak şu bir gerçek ki, sendikal hareket ve emekçilerin kazanımlarına yönelik sermaye güçlerinin saldırısı, kamu emekçileriyle de sınırlı değil. Tersine bu saldırı, en son havacılık iş kolunun da “Grev yasağı kapsamına alınması” ve bu düzenlemenin gerekçesinde de çok daha açık görüldüğü gibi saldırı Türkiye’de emeğin Çin, Tayland düzeyinde ucuzlatılması, günde iki-üç dolara çalışan işçinin işten çıkarıldığında da patrona bir maliyet getirmemesi hedefine varmak için sürdürülen bir saldırıdır. Kamu emekçilerine verilen maaşların sürekli düşürülmesi, oluşturulmak istenen çalışma düzeni bu uluslararası desteğe de sahip stratejik hedefin bir parçasıdır. Bu yüzden de emeğe yönelik sermaye saldırısı püskürtülecekse, emek cephesinin de şu sektör bu sektör demeden mücadele edebilecek tüm güçleri birleştiren bir mücadele stratejisi geliştirmesi de bir zorunluluktur.
Evet, kamu emekçileri sendikal konfederasyonları aralarındaki rekabeti bir ölçüde bile (kerhen) bir yana bırakıp, bir güç oluşturulmasının önünü açtıklarında, kamu emekçilerinin nasıl önemli bir mücadele gücü olarak birleştiği görülmüştür. Ancak, bu haliyle bu güç, sadece bir protesto gücüdür! Bu gücün, hükümete, sermaye güçlerine geri adım attıracak bir güç olarak kendisini ortaya koyabilmesi için, emek cephesinin daha büyük bir güçle sahneye çıkması gerekmektedir. Çünkü emek cephesine karşı girişilen saldırıyı, sadece bir günlük, iki günlük grevlerle püskürtmek olanaksızdır. Tersine böyle bir mücadelenin, mitinglerden grevlere, iş yavaşlatmalardan, kısmi ve genel eylem biçimlerinin bir arada kullanıldığı ve bütün iş kollarını kapsayan bir mücadele hattına girilerek yürütülebileceği, gelişmelerden az çok haberdar olan herkesin görebileceği kadar açık bir gerçektir. Bu yüzden mücadelenin ilerlemesi ve sermaye saldırısın püskürtülebilmesi, sermaye güçleri karşısında emek güçlerini kendi gücünü ortaya koyduğu bir mücadele hattına girilebilmesi için mücadele potansiyeli taşıyan tüm emek güçlerinin birleştirilmesi ertelenmez bir görev olmuştur.
Peki, bu tüm emek güçlerinin birleşmesi, başlangıçta şeklen de olsa bir araya gelmeleri nasıl olabilecektir?
Nasıl olabileceğini bugünden bilmek elbette olanaksızdır ama nasıl olmayacağını bilebiliriz.
Daha baştan sendikaların başındaki kişilerin politik tutumlarına, ideolojik konumlarına bakarak ve birliği bu aradaki farkların kalktığı bir birlik olarak düşünürsek, bu birlik olmaz. Birlik elbette bütün bu farklılıklara karşın ve mücadelenin zorlamasıyla gerçekleşebilecek, sendikaların başındakilerin arasındaki ideolojik ve politik yakınlaşma da olacaksa bu mücadele içinde; ya mücadelenin kişileri de dönüştürmesiyle ya da aşağıdan gelen baskının tabanın istekleriyle karşı karşıya gelen sendika yönetimlerinin değişmesine varan bir mücadeleyle olacaktır. Bu yüzden de sadece mücadelenin ilerlemesi için birlik şart değil, sermaye ve hükümetlerin saldırısına karşı birliğin olabilmesi için de mücadele şarttır. Ancak bu sendikalar ve emek örgütlerinin birleşmesi mücadelesi, laf düzeyinde ayrılıkları öne çıkararak, karşı tarafın yanlış düşündüğünü mantıksal olarak göstererek “ikna etmeye” olmazsa dışlamaya yönelme biçimindeki alışılmış “mücadele biçiminden” farklı olarak, doğrudan kamu emekçilerinin ve işçilerin lokal ve genel düzeydeki en acil talepleri etrafındaki mücadelenin örgütlenmesi içinde yürütülebilecek uzun soluklu bir mücadeledir.
Bu mücadelenin bugünkü dayanakları ve nereden başlanabileceğini de cuma günü tartışacağız. 

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...