06 Mayıs 2012 16:16

Denizler ve Halkın Kurtuluşu…

Denizler ve  Halkın Kurtuluşu…

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Denizler durmaksızın çekiştirilirler. Kimi “iyi çocuklar”dı deyip azizleştirmeye uğraşır. Zararsızlaştırma operasyonudur. Sadece “iyi çocukturlar”... “Kimseyi öldürmemişlerdir”... “Yazık olmuştur”!.. Devrim için öne çıkmaları örtülür. Düzen karşıtlıkları örtülenir. Sıradanlaştırılırlar. Düzen içine sığdırılmaya yeltenilirler. Arkadaşlık iddia edenleri, kendilerine ve bugünkü düzen içi yer tutmuşluklarına benzetmeye çalışırlar. Değil mi ki tecavüzcülerin ya da mafyacıların avukatlığını üstlenmişler ve hâlâ Deniz’in arkadaşlığı iddiasındadırlar, Deniz de devrimci kimliğinden soyundurulup “iyi çocuk”laştırılmalıdır! Değil mi ki Ergenekonculuk yapmakta, “generallerimiz” deyip başka şey dememektedirler, öyleyse Denizler de Kemalistleştirilmeli, hemen yalnızca Samsun-Ankara yürüyüşü anlatılıp durulmalıdır. Deniz derler, arkadaşlık ileri sürerler, ama Kürt düşmanlığı yaparlar, “Kürt malı” olduğu için lahmacuna bile karşı koyarlar. Deniz, hem de son sözünde “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi” demişmiş, es geçer, yok sayarlar.
Emperyalizmin ajanlığına soyunanlar, el parasıyla beslenenler ya da işbirlikçilerden sebeplenenler de aynı argümanları kullanırlar. Emperyalizmi savunmaktadırlar, entegrasyon yanlısıdırlar, küreselleşme der başka şey demezler. Modadır, Kemalizm suçlaması yapılırken, Denizler unutulmaz. Asıl neden Denizler ve devrimcilikleridir aslında Kemalizm eleştiri konusu edilirken. Ne darbedir ne darbecilerdir. Öyle derler, inanılmasını isterler, ama yaşı tutanların 12 Eylül ve 12 Eylülcülere dizdikleri övgüler unutulmamıştır. N. Ilıcak örneğin Deniz’e “darbecidir” derken, kendi 12 Eylülcülüğünün hesabını vermekten kaçınır.
Deniz emperyalizme karşı ve Türkiye’nin bağımsızlığından yana olduğundan milliyetçilik yaftası asılmaya çabalanır boynuna. Filistin davası için ölümü göze almış, Türk ve Kürt halklarının ortak mücadelesinin çağrıcılığını üstlenmiştir –ne gam! M. Belli ve Kıvılcımlı’nın baş çektiği dönemde Kemalizm övgüsü geçerlidir ya... Suçu gencecik Denizlere atılmaya çalışılır. Oysa Denizler henüz Denizler olmamışlardır, henüz ağabeylerinin peşinden gitmektedirler. Kendi düşünceleri değildir. Kendi yollarından yürümemektedirler daha. Kendi yollarından yürürkense enternasyonalisttirler. Ve o yola tecavüzcülerin avukatı gibileri ve darbe beklenticiliklerinden koparak girmişlerdir. Ama çekiştirilirler sürekli. “Meyve veren ağaç taşlanır” çünkü. Kimi –üstelik hiç hak etmeden– rantını yemeye çalışır Denizlerin ve yürüdükleri devrim yolunun... Kimileri emperyalizm yandaşlıklarıyla küfür eder; 13 Mart tarihli halkı “faşist 12 Mart darbesine karşı mücadeleye” çağıran THKO bildirisini yok sayar Kabibay’ın övünmelerine atıfla darbecilik çamuru atar.
Denizlere küfür edilir de, peşlerinden yürüyenlere edilmez mi? “Tarihçilik” iddiasındaki bir eski Aydınlıkçı sosyalizm küfürcüsü, birkaç kendi gibi “yoldaşı”nı başına toplayıp 77 1 Mayıs katliamının “sol gruplar arasındaki çatışma” nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürmüştür. “Derin devlet falan değil” demiştir... “Sol grupları suçlu” ilan etmiştir. Çukurdur... Çukurluktur!
Sosyalizme küfretmiyormuş gibi yapan ve AKP destekçiliğinde ciddi yol almasına, TRT’de program yapmasına rağmen, hâlâ solcuymuş gibi davranmayı sürdüren biri açıkça “Halkın Kurtuluşu”nu suçlu ilan etmiştir. Halkın Kurtuluşu, Denizlerin THKO’sunun çıkardığı derginin adıdır ve Denizlerin yolundan yürüyenler bir dönem “Halkın Kurtuluşçuları” diye anılmışlardır. Şimdiki çukurluk iddianın sahibi de içinde Aydınlıkçılar oysa, o zaman Halkın Kurtuluşçularına yaltaklanır, yakınlık kurmaya çalışırlardı. 77 1 Mayıs’ına da onların peşi sıra katılma yolunu tutmuşlardı.
Ne olmuştur da 35 yıl sonra Denizlerin iz sürücülerini suçlamak akıllarına gelmiştir? Hem de “derin devlet”i temize çıkararak? Sanıyorlar mı ki, örneğin 12 Eylül’ü gerçekleştiren, işkencede sınır tanımayan o temize çıkardıkları “derin devlet”, eğer böyle bir iddianın yüzde biri bile doğru olsaydı, üzerine gitmez ve çözüp konuşturacak birilerini bulmazdı? Erken davransalardı, 12 Eylül günlerinde “itirafçılıkları” işe yarar, yırtarlardı!

evrensel.net
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa