29 Eylül 2014 06:00

Yemen'de neler oluyor: Darbe mi devrim mi?

18 Ağustos’ta Yemen’in başkenti Sana’da başlatılan direnişten yaklaşık bir ay sonra hükümet istifa etti. BM temsilcisinin gözetiminde isyancı güçlerle hükümet adına Cumhurbaşkanı Abdurabbuh Mansur Hadi arasında “barış anlaşması” imzalandı. Yemen’deki gelişmeler sadece Yemen’de köklü bir değişime neden olmayacak, yanı sıra bölgesel dengeleri de sarsacak gibi görünüyor.

Yemen\'de neler oluyor: Darbe mi devrim mi?
Paylaş

Ali KARATAŞ/
Yusuf ERTAŞ

18 Ağustos’ta Yemen’in başkenti Sana’da başlatılan direnişten yaklaşık bir ay sonra hükümet istifa etti. BM temsilcisinin gözetiminde isyancı güçlerle hükümet adına Cumhurbaşkanı Abdurabbuh Mansur Hadi arasında “barış anlaşması” imzalandı. Yemen’deki gelişmeler sadece Yemen’de köklü bir değişime neden olmayacak, yanı sıra bölgesel dengeleri de sarsacak gibi görünüyor. Husiler gelişmeleri bir “devrim” olarak nitelerken Husi karşıtları yaşananları bir “darbe” olarak adlandırıyor. Yine bazı Arap basını Yemen’de isyancıların zafer kazanmasını “Suudi Arabistan’ın yenilgisi, İran’ın zaferi” olarak değerlendiriyor.

SUUDİ ARABİSTAN KAYBETTİ, İRAN KAZANDI

Sayfamıza aktardığımız El Ahbar yazarı Fuad İbrahim yazısında “Her durumda halk devrimlerinin ikinci bölümü, Körfez ülkelerinin girişiminin başarısızlığını tescilledi” yorumunu yapıyor. İbrahim, “Suudi Arabistan ve Yemen halkı; iki tarafta devrimin ikinci aşamasının Suudi Arabistan imparatorluğunu Yemen’de devirdiğinin farkında” diye ekliyor.
The Daily Star “İran’ın eli Yemen’de” başlıklı başyazısında “Şii Husi hareketi şeklindeki İran’ın vekilleri ve Güneyli ayrılıkçılar şimdi Yemen merkezi hükümetinde daha doğrudan bir rol üstlenecekler” diye yazdı. Gazete ek olarak şu yorumu yaptı; “Lübnan’da İran’ın vekili Hizbullah, İslam Cumhuriyetine Akdeniz’de bir varoluş sağladı. Yemen’e doğru sağlanan son atılım da Kızıldeniz’e giriş kapısı olan Bab el Mandab üzerinden bir hâkimiyet kazandıracak”

İRAN DEVRİMİ YERİNE HİZBULLAH TARZI

Ancak herkesin ortaklaştığı nokta Yemen’de gelişen hareketin sadece Şii Husilerden ibaret olmadığı işsizlikten, açlıktan ve son olarak yapılan yakıt zamlarından bunalan bir bütün olarak Yemen halkının Husilerin çatısı altında hükümete karşı birleştiği yönünde. Husi Lider Abdullah el Husi de kazanılan zaferin “sadece Husilerin değil bütün Yemen halkının zaferi” olduğuna vurgu yaptı.

Gulf News, “Husiler Yemen’de Hizbullah tarzı yönetim istiyor” başlıklı yazıda, “Yemenli analistler el Husi’nin İran devrimini kopya yetmek yerine Yemen hükümeti üzerinde Hizbullah tarzı bir yönetimi tercih edeceği noktasında birleşiyorlar” diye yazdı.  

AĞIRLAŞAN EKONOMİK KOŞULLAR PROTESTOLARI TETİKLEDİ

25 Ağustos 2014 tarihinde Yemen’deki gelişmeleri sayfamıza aktarmış “ağırlaşan ekonomik koşulların halkı birleştirdiğine” dikkat çekmiştik. Söz konusu yazıda Yemen’deki protestoların arka planını inceleyen El Ahbar gazetesi yazarı Jamal Jubran’ın, gösterilerde yer alan büyük bir çoğunluğun kendini,  “biz haklarımızı elde etmek ve çalınan devrimimizi geri almak için Husi ile birlikteyiz” demek zorunda hissettiğini aktardığını vurgulamıştık. Bu hafta sayfamıza aktardığımız El Kuds El Arabi de başyazısında “Yemen’deki gelişmelerin, zikredilen gruptan (Husilerden) daha fazlasını barındırdığı açıktır” diyor.


SUUDİ ARABİSTAN YEMEN’İ KAYBETTİ

Fuad İBRAHİM
El Ahbar


Suudi Arabistan, Yemen’deki devrimci dönüşüm üzerine ardışık hızlı adımlar attı. Önce BM gözetiminde ve cumhurbaşkanı Abdurabbuh Mansur’un bulunduğu bir ortamda Husi Ensarallah örgütü ile Yemen’deki diğer siyasi oluşumlar arasında Pazar günü imzalanan anlaşmayı tebrik etti. Sonra Başkent Sana’ya yeni büyükelçisini gönderdi. Hükümet istifa ettikten bir gün sonra Yemen’de güçlü konumdaki Suudiler, ilk zırhlı tümenin komutanı Ali Muhsin el Ahmar’ın eyaletine kaçtı.

Yemen’in tarihi, Şubat 2011’de ortaya çıkan halk ayaklanmasının lehine değişti. Halk ayaklanmasının ikinci aşaması, isyancıların birçok sebepten dolayı reddettikleri Suudi Arabistan’ın önderliğinde körfez ülkelerinin girişimi ile Nisan 2011’de oluşturulan hükümetin düşmesidir. Bu hükümet Ali Abdullah Salih’e yargı dokunulmazlığı verdi ve ulusal birlik hükümetinde kendisinin ve bakanlarının dönüşünün önünü açtı. Her durumda halk devrimlerinin ikinci bölümü Körfez ülkelerinin girişiminin başarısızlığını tescilledi.

Suudi Arabistan içeriye de yansıması olan sınırlarını çevreleyen sorunlara batmış durumda. Bugün artık bölgesel oyuncu olmadığına ikna olmuş durumda. Çevresindeki dünya hızlı bir şekilde değişiyor ve beklenmedik sonuçlar ortaya çıkıyor. Alçak gönüllü bir danışmana fikir sormak Riyad için gerekli hale gelmiştir. Suudi Arabistan ve Yemen halkı; iki tarafta devrimin ikinci aşamasının Suudi Arabistan imparatorluğunu Yemen’de devirdiğinin farkında. Suudi Arabistan tarafından gelen hızlı yanıtlar bu kanaati onaylamaktadır.

Yemenliler 2011 Ocağında ilk gösteriler gerçekleştiğinde, Riyad’ın, gençlerin devrimine muhalif olduğunu kavradılar.  Suudi Arabistan’ın ilk hamlesi, sistemi ayakta tutmak için çaba sarf etmek oldu. Lakin Yemen, Bahreyn değildi. Hayati kurumlarını korumak bahanesi ile Yemen’in devrimci şehirlerine, yarımadanın kalkanı durumundaki kuvvetleri göndermek mümkün değildi. Yemen devrimi eski iktidarın yeniden kurulmasını başarısızlığa uğratmıştır. Körfez girişi adındaki Suudi planı çömüştür ve Kuzeylisiyle Güneylisiyle her kesimden Yemenliler bunu anlamış durumdalar.


YEMEN’DE DARBE Mİ KARŞI DEVRİM Mİ?

El Kuds el Arabi / Başyazı

Yemen ciddi gelişmelere sahne oldu. Arap coğrafyasındaki ve bölgedeki sonuçları, yerel sonuçlardan daha az önemli olmayacak.

Ortaya çıkan sonuç aşağıdaki örnekte olduğu gibi devletin tam çöküşüdür; 6. Askeri bölgenin merkezine şiddetli bombalamadan sonra, içindeki askeri kuvvetler komutanlığı Husi militanlara teslim edildi. Husiler başbakanın ofisini bastılar. Bunun üzerine Başbakan Muhammed Salim, Cumhurbaşkanı Abdurabbuh Mansur Hadi’ye istifasını sundu. İsyancılar Sana radyosunu ele geçirdi. İsyancılar Abdulmecit Zindani’nin liderliğini yaptığı Cemaatül İman’ın merkezini bastılar. Burası aynı zamanda Reform Partisinin (El İslah) en önemli merkezlerinden biridir. Silahlı kuvvetler yüksek komutanlığının karargâhı ve rehberlik merkezi de basıldı. Ortaya çıkan gelişmeler Husilere atfedilmesine rağmen arka arkaya gerçekleşen çöküşler,  Yemen’deki gelişmelerin kesinlikle zikredilen gruptan daha fazlasını barındırdığı açıktır. Ordunun birbirini takip eden teslim olması, komuta kontrol ve medya organlarından çekilme, bu hareketin Husilerden daha büyük yerel ve bölgesel hareketin ürünü olduğunu göstermektedir. Gerçekleşen senaryo Suudi Arabistan ve BAE’nin 3 Temmuz 2013’te İhvan’ın Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye karşı gerçekleştirilen darbenin reçetesinin Arap topraklarına uygulanmasıdır. Darbenin amacının belli olmasına rağmen (ki Müslüman Kardeşlere karşı yapılmıştır) daha büyük amacı Arap devrimlerinin kazanımlarının tasfiye edilmesi ve Arap topraklarının 2010 öncesine dönmesidir. Suudi Arabistan, İhvan’ın Yemen kolu olan Reform Partisi’nin (Al Islah) Mısır’daki darbeyi desteklemesini istedi ancak parti bunu reddetti. Bu durum Ali Abdullah Salih’in destekçisi olan silahlı kuvvetler mensupları ile Anayasa Partisinin liderlerinden Sinan Guli ve Husiler arasındaki kamplaşmanın başlangıcının işaretidir. Bu kamplaşma Suudi Arabistan ve İran çatısı altında Yemen karşı devriminin tamamlanması için gerçekleşmiştir. Oynanan askeri ve siyasi oyunun ciddi sonuçları olacaktır. Çünkü destekçileri ve müttefikleri birleştiren ve İhvan’ın tasfiyesine yol açan süreç, Suudi Arabistan’ın desteklediği Ali Abdullah Salih ile İran’a yakın Husiler arasında çatışmalara neden olacaktır. Büyük kumarın faturasını Suudi Arabistan pahalı ödeyecektir


26 EYLÜL DEVRİMİNİN 52. YIL DÖNÜMÜ

Yemen Times

Önceki Pazar günü Husiler, Sana’nın kontrolünü ele geçirdi. Hükümetle bir anlaşma imzalamalarına rağmen binlerce silahlı Husi başkentte kaldı.

26 Eylül Cuma, İmamlık diye de ifade edilen Krallığın devrildiği 26 Eylül 1962 devriminin yıl dönümüydü. Her zamanki olağan kutlamalara ek olarak Husiler hükümete karşı kazandıkları son zaferi kutluyorlar. Husilerin zaferi bazı kesimlerde imamlığa dönüşün işaretleri olarak görülüyor ve endişelere yol açıyor.

26 Eylül devrimi, 1918’de oluşan ve halk arasında “İmamet” olarak bilinen Yemen Mütevekallite Kralığına karşı 1962 yılında başladı. Bazen kralcılar olarak da adlandırılan İmamet’in destekçileri ile cumhuriyetçi bir yönetim sistemi arayanlar arasında bir savaş patlak verdi. Savaş cumhuriyetçi güçlerin, ülkenin kontrolünü ele geçirdikleri 1970 yılına kadar sürdü.


ARAPLARIN EN FAKİR ÜLKESİ

Geçmiş yıllarda Hindistan’dan gelen ürünlerin Yemen ve Kızıldeniz üzerinden Akdeniz’e ulaşıyor olmasına bağlı olarak son derece müreffeh ve huzurlu bir ülke olması nedeniyle “mutlu bir ülke” olarak adlandırılan Yemen bugün yoksulluk, işsizlik ve açlık sorunlarıyla boğuşuyor. Yemen, Arabistan Yarımadasının güney-batı uç noktasında yer alıyor. Ülkenin kuzeyi boylu boyunca Suudi Arabistan’a sınır ve doğusunda Umman var. Yemen’in nüfusu yaklaşık 25 milyon. Nüfusun yüzde 99’u Müslümanlardan, yüzde 1’i ise Musevi, Hıristiyan ve Hindulardan oluşmakta. Arap dünyasında en fakir ülke olan Yemen, yıllık yaklaşık yüzde 3.5’lik nüfus artış hızı ile tüm dünyada nüfusu en hızlı artan ülkeler arasında. Yemen’in yüzde 42’si günlük 2 doların altında bir gelirle yaşamak zorunda. Osmanlı İmparatorluğunun çöküşüyle birlikte Kuzey Yemen tam anlamıyla bağımsız oldu. 1918’de Osmanlının Yemen’den çekilmesinin ardından İmam Ahmet Yahya tarafından Kuzey Yemen’de Yemen Krallığı kuruldu. 1962 yılında Albay Abdullah El Sallal tarafından İmam Ahmet Yahya’nın yerine geçen oğlu Muhammed El Bedir’in Sana’daki sarayı basıldı ve 26 Eylülde yönetim ele geçirildi. El Sallal, Hamid Eddin hanedanlığının ve imamlık makamının sona erdiğini ve Yemen Arap Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etti. Ardından patlak veren iç savaş 1962-1970 arasında yaklaşık 8 yıl sürdü. Güney Yemen 1967 yılında İngilizlerden bağımsızlığını kazanarak Yemen Demokratik Halk Cumhuriyeti adını aldı. Kuzey Yemen ile Güney Yemen arasında uzun süren birleşme çabaları 1989 yılında birleşmeyi öngören anayasa tasarıları ile sonuçlandı. Kuzey ve Güney Yemen meclislerinin tasarıyı onaylamasından sonra 22 Mayıs 1990’da birleşik Yemen Devletinin kurulduğu ilan edildi. 

ÖNCEKİ HABER

ABD’nin Suriye politikasının saçmalığı

SONRAKİ HABER

‘Hırsız var’ dedi hırsız muamelesi gördü

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...