06 Eylül 2014 16:40

Gurbetçi Kadının Hali Farklı mıydı Suriyeli'den?

Dün Türkiye’den Almanya’ya giden kadınların yaşadıklarını burada da Suriye’den gelen kızkardeşlerimiz yaşayacak belki... Ama kadınlar olarak buna izin vermeyelim...

Gurbetçi Kadının Hali Farklı mıydı Suriyeli\'den?
Paylaş

Zehra UZDEMİR
Fatma abla mahallemizin sıcacık en insan canlısı ablalarından... Kapısı tüm dost insanlara açık. İçimizden biri. Anlatmayı seven, yoksulluğun getirdiği bir çaresizlikle göç ettiği Almanya’da kadın ve yabancı olmanın getirdiği bütün yalnızlıkları ve zorlukları yaşamış, inadına ayakta kalmayı başarmış kadınlardan biri. İşçi emeklisi. Yaşadıklarının yorgunluğu gözlerine yansısa da, cıvıl cıvıl, etrafına neşe vermeye çalışıyor. Ve “Kendi dilimde anlatmayı seviyorum” diyerek başlıyor, altmış beş yıla sığdırdığı zorlukların bir kısmını aktarmaya...
“Onyedi yaşımda babam tarla karşılığı beni verdi. Halbuki beşinci sınıfı bitirdikten sonra Ebe-Hemşirelik sınavlarına girmiş kazanmıştım. Şimdi ki kayınpederim kazandı kağıdını vermesin diye muhtara elli lira para vermiş. Muhtar ‘kazanamadın’ dedi. İnandık bizde tabi. Evlendik, ilk hafta eşimi şehir dışına yolladılar çalışmaya. Kaynanam kayınpederim hep bir aradayız. Zaman geçti, bir çocuğumuz oldu. Genciz ya! Ben Tokat’ta o İstanbul’da. Bekliyoruz para gönderdiği falan yok. Kaynanama, ‘Ben gidiyorum’ dedim. Sene 67’ydi yanına, İstanbul’a gittim.

ÇOCUĞUMU SÜTÜMDEN AYIRIP GİTTİM
Derken adam ‘Niye geldin?​’ demesin mi? Utanma belasına geri dönemedim. Bu arada eşim çöpçülüğe girdi. Tam rahat edecekken kaynanamı ve kardeşlerini İstanbul’a getirdi. Beni çalışmaya verdiler, evde bu kadar kadın durmaz diye. Adel Kalem, Jawa, Milangaz o zamanın Kartal’da bulunan fabrikalarına form doldurdum. Hala çağıracaklar.Çağıracaklar diye beklerken mahalleden tanıdık bir kadın; ‘Ben Almanya’ya gidiyorum’ dedi. ‘Nasıl oluyor?​’ dedim. Anlattı. ‘Kararımı vermiştim Almanya’ya gidecektim.  Kayınpederimden de izin çıktı.’ Ama bu sefer ‘Eee çocuklar var’ dedi. Kaynanam ‘Biz bakarız’ dedi. Çocukları bıraktım geldim ama, en küçük çocuğumun büyüdüğünü göremedim. Göğsümden ayırıp gittim. Oraya vardım. Bir akşam yüzükoyun yatmışım herhalde. Ordulu bir arkadaşım vardı. Lojmanda beraber kalıyorduk, aynı odaya düşmüştük. ‘Menekşe’ dedim. ‘Kurban olayım kalk. Ben çiş yapmışım. Kendimi yokluyorum bir şey yok.’ Üç gün de gittim trenle Bremen’e, Almanya’nın taa sonu... Döşek saat gibi, ıslanmış. Çarşaflar sakız gibi ütülü. Nasıl yaptım diye kendime geldim bir baktım ki göğüslerimden olanca sütüm akmış. Orada da kesildi zaten sütüm. Bir buçuk yaşında bebeğim Türkiye’de ben Almanya’da kalakalmıştık bir kere.
 

YAŞAM MÜCADELESİ BUZHANEDE BAŞLADI
Balık firmasında buzhanede iş buldum. Anadolu’nun içinden kalkıp gittim, buzhanede çalışmaya başladım, dayanır mı vücut, hastalandım tabi. On yedi ay hastanede yattım. Bu arada adamda geldi tabi. Almanya’ya, geleli üç hafta olmuştu. Tutturdu ‘Türkiye’ye geri dön’ diye. Bizim zamanımızda erkeğe karşı duramazdık. Döndüm tabi. Döndüm ama yine para yok. Bide kaynanam tuttururdu, ‘Ten çorabı giyip nerelere gidiyorsun?​’ diye. Aylarca bekledik tek kuruş gelmedi. Üç sene dayanabildim. Az buçuk Almanya görmüşüm. Üç senenin sonunda çocukları da alıp Almanya’ya geri gittim. Ama yirmi metrekarenin içine. Sekiz sene merdiven temizledim kira vermemek için. Berber dükkanı temizledim. Sabah beşte gider altıda temizliğe başlardım. Dört dükkan temizlerdim. Adamın tek kuruşu dokunmadı bize, kazandığını öylece yerdi. Bir kez bıraktım, ‘Madem yardımın yok, güle güle’ dedim, gönderdim.

ALMANYA AMA ÇALIŞMA KOŞULLARINI DİNLE BİR DE...
Almanya’da işçilik zor. Sabah dörtte kalkıyordum. Çocukların kahvaltısını masaya koyup, beşe çeyrek kala evden çıkıp, kırk beş dakika yol gidiyordum, altıda işbaşı yapıyordum. En son çalıştığım yer huzureviydi. Yaşlı hastaların temizliğini yapıyordum. Hem temizliğe gittim hem de huzurevinde çalıştım. Bu kadar yorgunluğa artık dayanamamıştım. Sinirlerim yıpranmıştı. 94’de malulen emekli oldum. Altmış beş yaşım dolunca tam aylık bağladılar. Şimdi eşim yine yanımda ama bu kez de hasta. 420 Avro emekli maaşı verdiler. 438 Avro ev kirası veriyorum zaten. Ne anladım ki?... Almanya hükümetinin verdiği yardımlarla yaşıyoruz.
Anlattıkları bununla sınırlı değil tabi ki Fatma ablanın. Kısaca özetleyebildiklerimiz bunlar. Fatma abla gibi binlerce kadın olduğunu da biliyoruz. Toprağından koparılmış, göç etmek zorunda kalmış, bir ekmek uğruna gece gündüz çalışmak zorunda kalan ve gittikleri ülkede yaşam savaşı veren kadınlar. Bugün Ortadoğu’da farklı sebeplerden binlerce kadının yurtlarından koparılan ve bugün bizim ülkemizde yabancı olan kadınlar. Dün Türkiye’den Almanya’ya giden kadınların yaşadıklarını burada da Suriye’den gelen kızkardeşlerimiz yaşayacak belki... Ama kadınlar olarak buna izin vermeyelim.
 

ÖNCEKİ HABER

Hayır, yanlış görmedin çantamda kondom var!

SONRAKİ HABER

Küçük bir adımla başlayan büyük bir dayanışma

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...