Erdoğan: Yolsuzluk kisvesi altında milli iradeye suikast
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzluk operasyonuyla ilgili olarak Dolmabahçe'deki Çalışma Ofisi'nde gazeteci ve yazarlarla kahvaltıda bir araya geldi.
44 kişinin davetli olduğu toplantıda Başbakan Erdoğan'a Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç, Beşir Atalay, Ali Babacan, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İçişleri Bakanı Efkan Ala, Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, AKP İzmir Milletvekili Binali Yıldırım, AKP Grup Başkan Vekili Mahir Ünal, Başbakanlık Başdanışmanı ve AKP Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik eşlik etti.
Davetliler saat 10.30 sıralarında ofise gelmeye başladı. Katılımcılardan bazılarının isimleri şöyle: "Hakan Albayrak, Ali Bayramoğlu, Mehmet Övür, Akif Beki, Sevilay Yükselir, Yıldıray Oğur, Ahmet Kekeç, Turgay Güler, Fikret Bila, Mehmet Barlas, Avni Özgürel, Abdülkadir Selvi, Osman Can, Gülay Göktürk, Ali Bulaç, Yusuf Ziya Cömert, Nuh Albayrak, Etyen Mahçupyan, Salih Tuna, Abdurrahman Dilipak, Nihal Bengisu Karaca."
ERDOĞAN: KUŞ KATLİAMI YAPILMAK İSTENDİ
11.00'da başlayan toplantıda yolsuzluk operasyonuyla ilgili konuşan Erdoğan, "Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmaya yönelik bir hamle olduğuna yönelik endişemiz yok" dedi.
Başbakan Erdoğan, "İçeride de ve dışarıda çıkarları zedelenen çevreler kimi zaman tek tek kimi zaman ise birlikte hükümetimizi hedef aldı. Yeni Türkiye, eski Türkiye’den çıkar sağlayanlar için kabus haline döndü. Demokrasilerde hükümetler millet eliyle gelir, millet eliyle gider. Yolsuzluk kisvesi altında yapılan ancak çok farklı boyutları olan bu operasyon asla masum, rutin bir hukuk işlemi değildir. Hukuki operasyon görünümü içinde birbirinden farklı hedefler konuşmuş bir taşla birkaç kuş vurmak değil adeta kuş katliamı yapılmak hedeflenmiştir" dedi.
"Bu operasyon dosyalarının üzerinde gizlilik kararı olmasına rağmen yargının bunları işleme koymadan servis etmesi çok manidardır" diyen Erdoğan, "Bu operasyona konulan isim de çok manidardır. Yapılan iş tarihin en büyük yolsuzluk operasyonu olarak ortaya konuldu.
Adeta bir merkezden düğmeye basılmışçasına muhalefet partileri de bu topa girdi. Sabah operasyon yapıldı, akşam sorgu ve mahkeme süreci bitti. Adeta infaz sürecine girildi. Birkaç saat içinde tüm zanlılar medya yoluyla suçlu ilan edildi" şeklinde konuştu.
Soruşturmanın savcısını da suçlayan Başbakan Erdoğan, "Bir savcı zanlı olarak çağrılan kişiye eli cebinde söylediği şu: İki dakika süren var, anlat ve çık. Böyle bir mantık olabilir mi? Böyle bir sorgulama ve yargı anlayışı olabilir mi? Tarihte bunlar yaşandı bunları biliyoruz. Daha da ileri; efendilerinizin bundan haberi var. Gelsin şimdi efendileriniz sizi kurtarsın. Bu zanlı olarak çağırılan kişilere böyle birşey yöneltilebilir mi? Bunlar medyayla paylaşılacak. Bu insanlar yaşadıklarını, muhatap oldukları konuları zamanla medyayla paylaşacaklar. Operasyon Hukuka aykırı başlatıldığı gibi hukuka ayrı şekilde yürütüldü. Önce yargı mensuplarının hukuka uyması şarttır. Önce yargı mensuplarının hukuka uyması şarttır. Yargının dışında olan hukuksuzluk yapmışsa gereği neyse kim olursa olsun yapılır. Evladım da olsa aynı şekilde biz korumaya değil, hukukun arkasında durmaya gayret ederiz. Hedefin yolsuzluk operasyonu olmadığı hedefin milli irade suikasti olduğu en başından beri aşikardı. Adı yolsuzluk olarak konulan bu operasyonun arkasından ülkemin geleceği söz konusudur. Ülkemin büyümesine yönelik suikast vardır" dedi.
"30 Mart seçimlerine giden sürecin son derece zorlu olacağını aylar önce başlayarak söylemiştim" diyen Başbakan Erdoğan, "30 Mart seçimleriyle ilgili tereddütümüz yok. Yaptığımız tüm araştırmalarda partimizin alacağı oy oranını net olarak görebilmekteyiz. Diğer partilerden açık ara ipi göğüsleyeceğimizi söyleyebilirim" dedi.
'TIR, PARALEL DEVLETİN İŞİ'
Erdoğan'ın Hatay'da durdurulan TIR'a ilişkin toplantıda şu ifadeleri kullandığı aktarıldı: ''TIR olayı MİT Yasası'nın 26. maddesine göre yasaldır'. 'Yargı üzerine vazife olmayan bir şey yapmaya kalktı. 17 Aralık'ın devamıdır. Her ikisi de paralel devletin işidir."
Erdoğan, Halk Bankası Genel Müdürüs Süleyman Aslan'ın evinden çıkan ayakkabı kutusuna ilişkin görüşünü ise Fikret Bila aktardı: "Halkbank genel müdürünün paraları o şekilde evde bulundurmasını hata olarak ifade etti. O konuyu ayırıyor. Yargı sürecinin beklenmesi gerektiğini belirtti." (İstanbul/DHA)
Evrensel'i Takip Et