Yaşam yeri grev alanı

THY Genel Müdürlük binası önünde grevi sürdüren işçiler, grev yerini yaşam alanına dönüştürmüş. Buzdolapları, çay ocakları grev alınında yerini alırken, tavlalar, okeylerde işçilerin zaman geçirmek için tercih ettiği oyunlar arasında yer alıyor.

İşçiler, pastalar, börekler getirerek grev ne kadar uzun sürerse sürsün kazanımla sonuçlanana kadar devam edeceğini gösteriyor.
Parasızlık, borçlar grevcilerin direnişini kırmaya yetmiyor. 6 yıllık kabin memuru Coşkun Masat, evli olduğunu ve 3 aydır bankadan çektikleri kredilerle hayatını devam ettirmeye çalıştığını ama grevi bırakmayı hiç düşünmediğini kaydetti.

Çalıştıkları dönemde bazen 20 gün eşini göremediğini belirten Masat, ücret için grevde olmadıklarını, daha iyi çalışma koşulları ve uçuş güvenliği için greve çıktıklarını hatırlattı.

“Greve başlarken bu kadar uzun süreceğini tahmin ediyordum ama yargının ve hükümetin bu kadar baskı ve ayak oyununa başvuracağını, hukuksuzluğun bu noktaya geleceğini düşünmüyordum” diyen Masat, grevin kısa sürede sonuçlanmasını bu ayak oyunlarının engellediğini kaydetti.

Hava-İş’in Genel Kurulunun yaklaştığını, sendika yönetimini zayıf düşürmek için grev kırıcılığı yapan muhaliflere çok öfkeli olduğunu dile getiren Masat, greve çıkan işçilerin işlerini en iyi yapan kişiler olduğunu, buna rağmen kendilerine düşman muamelesi yapıldığını ifade etti.

İnsanların artık devlete ve adalete güveni kalmadığını, THY yönetiminin hapis yatmayı bile göze alarak yasaları, hukuku çiğnediğini belirten Masat, “THY yöneticileri grevi kırmak için bu kadar gözü kara hareket edebiliyorsa, bizlerde grevin başarısı için o kadar gözü kadar mücadele edeceğiz” diye konuştu.

ÜVEY EVLATSAK SÖYLESİNLER

2 yıllık kabin memuru Gamze Kobay da işlerini en iyi yapan kişileri 15 Mayıs sabahı grev alanında gördüğünde çok mutlu olduğunu ve doğru yolda olduğuna inandığını söyledi.

THY yönetiminin düşmanca davranmasını haketmediklerini, bu dönemde adalete olan güvenlerinin azaldığını dile getiren Kobay, “Eğer biz ülkenin üvey evladıysak söylesinler başka bir yere gidelim. Zaten bu mücadele böyle ayak oyunlarıyla kaybedilirse ülkeyi terk edeceğim” dedi.

Şuanda çalışan kişilerin her türlü hukuksuzluğa boyun eğdiklerini söyleyen Kobay, “Eğer bu kişiler sendika ile birlikte etselerdi grev bir hafta içinde biterdi. Ama biz yılmayacağız, kazanana kadar grevi sürdüreceğiz” dedi.
Kobay, maddi konularda da sendikanın gücü yettiği oranda yardımda bulunduğunu, “grevcilere destek verilmiyor” söylemlerinin doğru olmadığını söyledi.

THY’de grev yasağına karşı çıktıkları için işten atılan 305 işçiden birisi olan 10 yıllık kabun memuru Kerem Erişen, “Benim maaşım iyiydi ve ben dünyayı geziyordum. Ben bunlardan vazgeçtim çünkü vazgeçmeseydim THY bir taşeron şirkete dönüşecekti ve kölece çalışma koşulları tamamen hayata geçecekti.

Şuan içeride grev kırıcılığı yapan arkadaşlarımız bile eğer görece iyi koşullarda çalışıyorlar ise bizim sayemizde çalışıyorlar. O yüzden mücadelemiz bir sonuca varmamış gibi görünse de aslında bu mücadele THY çalışma koşullarının daha da kötüye gitmesini engelledi. Uçuş ikramında dünya 1. olan THY’nin güvenlik açısından 72 havayolu arasında 68. Vitrinimiz Avrupalı ama mutfağımız Afrikadan gelen kölelerden oluşuyor” diye konuştu.

THY’de çalışma koşullarının artık dayanılmaz bir hal aldığını anlatan Erişen, “Normalde en geç 8 saat öncesinden haber verilmesi gereken uçuş sürelerinin son günlerde 3-4 saate kadar düştü. Ben 3 saatte uyuyacak mıyım kendimi mi hazırlayacağım yoksa  havaalanına mı geleceğim? Artık dayanamaz noktaya geldiği için 10 yıldır emek verdiğim işime sahip çıkmak için direnişe geçtim” dedi.

Türk-İş’in yönetimine tepkili olan Kerem Erişen, 447 gündür Türk-İş yöneticilerinin bir selam dahi vermediğini, böyle bir konfederasyon anlayışının olamayacağını söyledi. (İstanbul/EVRENSEL)