03 Ağustos 2013 18:41

Hamamın namusu

Ferzan Özpetek’in Hamam filmini bilenler bilir. Filmde iki erkeğin öpüşmesi üstüne Hamamcılar Odası açıklama yapmıştı, “Bizde öyle şeyler olmaz” diye. Devamı haberlerde bulunamasa da, Cem Yılmaz gösterilerinde aktarıyor; “Bir kere bizde kadınla erkek ayrıdır.”Açıklama belki doğru değildir ama s

Hamamın namusu
Paylaş
Çağdaş Günerbüyük

Açıklama belki doğru değildir ama sihirli formül bakidir. Kadınlarla erkekleri ayırmak, her derdin çaresi, her devrin birtanesi. Uzun süredir kurulan hayali bakan Binali Yıldırım’a sorsanız, öğrenciliğinde Boğaziçi Üniversitesi’ni ziyaretini anlatır; “Baktım bahçesinde kızlı erkekli oturuyorlar. Çok şaşırdım. Burada yoldan çıkarım dedim”.

Hamamı aratmayan uygulamaların art arda gelmesi, gelecek temiz günlerin müjdecisi. Bir hafta içinde yurtların ayrılması, kampların açığa çıkarılması ve tabii, merdiven sıkıntısına tanık olduğumuza göre. Trabzon’un milli eğitim müdürü, hijyene düşkün bir beye benziyor: “Bir de erkek öğrenciler ile kız öğrenciler aynı binada altlı üstlü kalıyor. Aynı merdiveni kullanarak istirahata çekiliyor. Aynı merdivenleri kullanarak uyumaya gitmeleri inanın beni iki yıldır rahatsız ediyor ve diken üstünde oturmama sebep oluyor.”

Bir merdiven uğruna okulu sürgüne gönderecek kadar fedakar idareciler oldukça, kızlarla erkeklerin birbirinin bastığı yerden geçmediği pirüpak günler uzak değildir, inanınız. Elbet hızla hamamın namusu kurtulacak, tez zamanda kızlarla erkeklerin bir arada olduğu her yer birbirinden ayrılacak. Yoldan çıkma biter, diken üstünde oturan kalmaz, kadına şiddet şikayetleri bile nihayet bulur, bakın görün.

Daha önce 10 kez yapılan gençlik kampının ancak 11’incisi konu eden devrin seçkin gazetesi ne diyordu; “kızlı erkekli terör kampı”. Tam olarak sorunun ne olduğunu iyi anlamak gerek. Her terör kampının sorun olmaması, “kızlı erkekli” terör kampının ayrıca vurgulanmaya değer olması gibi. Haberde “terör” kelimesi de üç kez geçer, “kızlı erkekli” türevi ifadeler de, dikkat ediniz. Bir başka kampla ilgili haberin “mayo giyecekler” vurgusu bunu tamamlar. Denize girmek için tasarlanan kıyafetle denize girilecek olmasından söz etmek bir şaşırtmaca gibi görünür, değildir. Mayo değil, kızlı erkekli mayo giymek sorundur.

Hiç kafanız karışmasın, bir yer kızlı erkekliyse, orada problem vardır, bu bu kadar basit. Bugün kızlı erkekli olan yarın Ermeni de çağırır, “özgürlük” de ister. Kızlı erkekli terör, kızlı erkekli domates doğramaktan, kızlı erkekli halay çekmekten, denize girmekten, şarkı söylemekten beslenir. Kızlı erkekli merdiven çıkmak birilerinin diken üstünde oturmasıdır.

OKULU ÇÖZDÜK SİVİLDE NE OLACAK?

Yurtlar büyük belaydı. Deniyor ki zaten devletin karma yurdu yoktu, ziyaretçi olarak bile birbirinin yurduna girmek mümkün değildi. E yan yana binaları vardı. Göremesen de uzaktan sesi geliyordu. Aynı merdiveni kullanıyorlardı efendim. Ayrılıyor, çözülecek. Merdivenler değil sade, okulları ayırmalılar, ayıracaklar tabii. Yetmez. Kızlı erkekli olmayan okullarda okumuş, yurtlarda kalmış, kamplara katılmış gençler hayata atıldığında mı yoldan çıksın, okulda her şeylerini ayıran büyükleri okul dışına çıktıklarında mı diken üstünde otursun? Okulda bu işi çözen, sivilde de çözer.

“Aile yeri” olan lokantalar akla geliyor. Hayır, çözüm değil, kadınlara ayrı, erkeklere ayrı lokantalardır bunun hakkı. Çay bahçeleri, kafeler, parklar. Ah tarihimizden öğrensek, hamam örneğini hayatın her alanına yaysak. Bizde parklar kapatılabilen yerler nasıl olsa, bazı günler erkeklere, bazı günler kadınlara kapalı olamaz mı? Bakın statlar çoktan o adımı attı. Şimdi tezahürat da tamamen yasaklanınca, hiçbir sorun kalmayacak evelallah.

Bir ara ayrı otobüsler için imza toplanıyordu, sahi ne oldu o iş? Otobüs yetmez, yollar ayrılmalı. Kadın şoförlerden şikayetler de son bulur. Sıra üçüncü köprüye de gelir elbet. İki tane üçüncü köprü olmayacaksa, şöyle cümleler reva mıdır bize? “Yavuz Sultan Selim köprüsünden kızlı erkekli geçtiler.” Bu ülkeye hızlı erkekli yaraşır.

Sokakları ayırmak, kesinlikle düşünülmeli. Bu nutukların atıldığı miting meydanlarını mesela. Evlerde sıkıntı yoktur diye düşünülebilir, ama ya merdivenler, apartman kapıları, allah korusun asansörler?

İşyerlerini zaten ayırmak gerekir, sıkıntıyı en önce duyuran gazete binalarından, devlet dairelerinden başlayarak. Meclisleri ayırmak nasıl fikir peki? Hemen değil belki, bir düşünülsün sadece. Bahçesinde kızlı erkekli oturan da kalmaz. Kızlı erkekli oy kullanıp kadınlarla erkekleri aynı oturumlara girmek üzere görevlendirmek... Böyle söyleyince bile insanın kulağına yanlış geliyor.

ERKEK AVM’Sİ, KADIN AVM’Sİ

Bu ayrımın ülkeyi nasıl ferahlatacağını anlatmakla bitiremeyiz. Bir kez yoldan çıkmak ihtimali ortadan kalktı mı, ekonomiye can gelir. Ekonomi canlandı mı, her şeyi unutun der büyüklerimiz. Örnek belli, kızlı erkekli belasından başarıyla kurtulan yerlerin başında ganyan bayileri gelir. Bir tane kadın yoktur ve bu sayede, resmen kumar oynatma yetkisine sahip tek dükkan türüdür. Kimse bir şey alıp satmadan, kılını kıpırdatmadan takır takır para sayılan mucize dükkanlar bunlar.

İşler buraya geldiğinde, ekonomiyi uçuracak şey, herhalde aklınıza geldi: AVM’ler doğrudan iki katına çıkar. Her yer AVM, her yer alışveriş! Her AVM’nin yanına bir tane daha gerekir. Kadın AVM’si, erkek AVM’si. İki tane Topçu Kışlası, hayal mi? İnşaatlar, mağazalar, merdivenler, park yerleri, hepsi ayrı ayrı. Yoldan çıkmaya, diken üstünde oturmaya son. Kadınlarla alışverişe çıkmaya zorlanan erkeklerin bile derdi kalmaz.

Hamam gibi, tertemiz bir ülke uzak değil.

ÖNCEKİ HABER

Cihatçıya beleş, sığınmacıya paralı

SONRAKİ HABER

Bir öteki perde bir başka pencere!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...