Yüzlerce genç Deniz, Yusuf, Hüseyin için Dolmabahçe'ye yürüdü
68 kuşağı gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan, idam edilişlerinin 53. yılında Emek Gençliğinin çağrısıyla 6. Filo'nun denize döküldüğü Dolmabahçe’ye yürüdü.
İstanbul — Emek Gençliği’nin çağrısıyla Taksim AKM önünde toplanan yüzlerce yurttaş, “Faşizme ölüm, halka hürriyet”, “Emperyalizme, savaşa, faşizme geçit yok”, “Sürüyor, sürecek mücadelemiz”, “Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm”, “Denizlerin yoldaşları sesleniyor Beyazıt’tan: Vazgeçmeyeceğiz sosyalizmi haykırmaktan”, “Emek, bilim, özgürlük”, “NATO bombalar, IMF borçlar, Şimşek imzalar", “Kayyum go home” yazılı pankartlarla 6. Filo’nun denize döküldüğü Dolmabahçe’ye yürüdü..
Gençler, yürüyüş esnasında Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in fotoğraflarını taşıyarak, “Denizlerden Erdal’a, gençlik emeğin saflarında”, “Denizlerin yolunda, Filistin’in yanındayız”, “Savaşa değil, eğitime bütçe” pankartları taşıdı.
Fotoğraf: Evrensel
Gençlerin ellerinde 68 kuşağı liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Sinan Cemgil, Alpaslan Özdoğan'ın yanı sıra Ankara Katliamı’nda hayatını kaybedenlerin fotoğraflarını, Ali İsmail Korkmaz, iş cinayetlerinde hayatını kaybedenlerin fotoğrafları ve Berkin Elvan, Marx, Engels, Lenin, Stalin, Enver Hoca ve hayatını kaybeden Emek Partisi MYK üyesi Metin İlgün, EMEP kurucularından işçi önderi Mehmet Kılıçarslan’ın fotoğraflarını taşıyor.
Gençler boyunlarına Filistin direnişi sembollerinden biri olan, siyah-beyaz renklere sahip kefiyeler taktı.
Sık sık “Denizlerin yolunda, Filistinin yanındayız” “Denizlerden Erdal’a gençlik emeğin saflarında” “Yaşasın bağımsız, demokratık Türkiye”, “Barbarlık yenilecek, işçi sınıfı kazanacak”, “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganları atılıyor.
Fotoğraf: Evrensel
Yürüyüşte Emek partisi İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros unutulmadı. Gençler, “Gözaltılar tutuklamalar baskılar bizi yıldıramaz” sloganı attı.
MESEM projesi kapsamında çalışırken iş cinayetlerinde hayatını kaybeden çocuk işçiler de anıldı. “Çocuk işçilik yasaklansın” sloganı atıldı.
Yusuf, Hüseyin ve Deniz’in şahsında, devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatını kaybeden tüm devrimciler için 1 dakikalık saygı duruşunda bulunuldu.
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın ailelerine yazdıkları son mektuplar da okundu ve “Denizlerden Erdal’a gençlik emeğin saflarında” denildi.
Ardından Yıldız Teknik Üniversitesinden Sinan, Deniz Gezmiş'in idamı öncesinde dinlediği Rodrigo’nun gitar konçertosunu çaldı.
Fotoğraf: Evrensel
"Bağımsızlık kazanacak, demokrasi kazanacak, sosyalizm kazanacak"
EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “Genç yoldaşları, Yusuf’un, Deniz’in, Hüseyin’in yoldaşları… Hepinizi emperyalizme, onun işbirlikçilerine, saray oligarşisine ve sömürücülerine karşı bilincimle, yüreğimle selamlıyorum” dedi.
Dolmabahçe’nin tarihsel önemine dikkat çeken Bayhan, bu mekânda üç farklı tarihin yazıldığını belirtti:
“Birincisi, Osmanlı monarşisinin ve mandacıların yazdığı tarihtir. İkincisi, Anadolu’nun işçisiyle, köylüsüyle, genciyle, kadınıyla emperyalist işgale karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinin tarihidir. Üçüncüsü ise 53 yıl önce burada sembolleşen, Denizlerin öncülük ettiği, altıncı filoyu denize döken gerçek ve tutarlı anti emperyalist mücadelenin tarihidir.”
Bayhan, bu mücadelenin işçi sınıfının öncülüğünde sürdüğünü vurguladı:
“Elli üç yıldır bilincimizi ve mücadelemizi ilerleterek bu tarihi daha da ileriye taşımak için her yıl buradayız, burada olmaya devam edeceğiz.”
Konuşması sırasında kalabalık sık sık “İşçi sınıfı partisiyle güçlüdür!” sloganlarıyla Bayhan’a destek verdi.
Bayhan, konuşmasında geçtiğimiz günlerde hayatını kaybeden devrimci hukukçu Halit Çelenk’in ölüm yıl dönümünü ve bir gün önce toprağa verilen “barış mücadelesinin savunucusu” olarak tanımladığı Sırrı Süreyya Önder’i de anarak şöyle dedi:
“Nice mücadele arkadaşımızı, yoldaşımızı kaybettik. Sevgili Halit Çelenk’in şahsında ve Sırrı Süreyya Önder’in şahsında onları saygıyla, sevgiyle anmak istiyorum.”
EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros’un selamını da alana ileten Bayhan, “O bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm coşkusunu sizlerle paylaşıyor. En kısa sürede yine sizlerle birlikte olacak,” dedi. Bu sırada kitleden “Sema biziz, biz buradayız!” sloganları yükseldi.
Fotoğraf: Evrensel
“Bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm kazanacak” diyen Bayhan, iktidarın politikalarını ve yaklaşımını “emperyalizmin uşağı” olarak nitelendirerek, halkın çıkarlarını savunmadıklarını belirtti.
Beştepe’nin tarihi önemini vurgulayarak başlayan Bayhan, “Bugün Beştepe’de oturanlar, Osmanlı monarşisinin ve mandacılığın tarihini yazanların bugünkü temsilcileridir” dedi. Bayhan, Mehmet Uçum’un, muhalif gösterileri ve eylemleri “emperyalist proje” olarak tanımlamasını sert bir şekilde eleştirdi:
“Ey Mehmet Uçum, emperyalist proje mi görmek istiyorsun? saraydaki aynalara bak. Orada görürsün. Her bir aynada bir emperyalist projenin duruyor. Trump'a dostum diyene bak. Görürsün emperyalist projenin en başta gidenini. Tek adamı görürsün. Sizsiniz emperyalist proje!”
Bayhan, Türkiye’deki ekonomik politikaları da hedef alarak şunları söyledi:
“Bu ülkede milyonlarca işçiyi, emekçiyi açlığa, yoksulluğa mahkûm edenler, halkı yoksulluk sınırında yaşamaya zorlayanlar, bu ülkenin doğal kaynaklarını, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini altın tepside sunanlar, anti-emperyalist olamazlar. Onlar, emperyalizmin uşağı olurlar.”
Bayhan, hükümetin dış politikasını ve özellikle Filistin meselesindeki ikiyüzlü tutumunu eleştirerek, şu ifadeleri kullandı:
“Filistin halkıyla dostum diye sahte gözyaşları dökenler, milyarlarca dolarlık ticaretle kasalarını, servetlerini kanlı dolarla büyütenler, emperyalizmin karşısında duramazlar. Onlar, emperyalizmin uşağı olurlar. Bu ülkede Filistin halkının acılarını büyütüp, cihadist hayaller kurdurup sonra Gaziye’de çözüm işletti diyenler, anti-emperyalist olamazlar.”
Bayhan, Türkiye’nin Suriye’deki politikalarına da tepki gösterdi:
“Suriye’de beş valilik kurarak, ‘en güçlüsüyüz, barışı biz getireceğiz’ diyenler, oraların eskiden bizim olduğuna inananlar, Kürt, Arap, Alevi, Sünni halkların kardeşliğini dinamitleyenler, emperyalist ve siyonist ittifakların ortağı olanlar, anti-emperyalist olamazlar. Onlar, emperyalizmin taşeronudur.”
Bayhan, “Ya onlar kazanacak, bu coğrafya karanlığa gömülecek, ya da biz kazanacağız” dedi. Bayhan, Türkiye ve Orta Doğu halklarının geleceğine dair umut dolu bir mesaj verdi:
“Bu coğrafyada halklar kazanacak. Bağımsızlık kazanacak, demokrasi kazanacak, sosyalizm kazanacak. Biz bu ikincisinin sigortasıyız. Öyle olmaya devam edeceğiz. Biz kazanacağız. Yolumuz açık olsun!”
Fotoğraf: Evrensel
Emek Gençliği Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Selinay Uzuntel, gençliği Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesine ve sosyalist devrime davet etti. Uzuntel, Denizlerin, Hüseyinlerin ve Yusufların izinde, gençliğin bugüne kadar yürüttüğü mücadeleyi ve halkın bağımsızlık mücadelesine olan bağlılıklarını bir kez daha vurguladı.
Denizlerin 6. Filoyu denize dökme eylemiyle başlayan bağımsızlık mücadelesinin, bugün de genç kuşaklar tarafından sürdürüldüğünü belirtti.
Emperyalizme karşı yapılan bu mücadelenin ikiyüzlü iktidarlara karşı olduğunu ifade eden Uzuntel, “Bugün emperyalizme ve siyonizme karşı meydanlarda ellerinde Kur’an sallayanlar, dün bu meydanda 6. Filoya secde ediyorlardı. Bugün Filistin’in yanında olduklarını söyleyenler, dün Amerika’nın uşağı olmaya can atıyorlardı” diye konuştu.
Uzuntel, bu iktidarın Filistin halkının yanında durmak yerine, uluslararası sermaye ile işbirliği yaparak Filistin’deki kanlı çatışmalara ortak olduklarını da sözlerine ekledi.
Uzuntel, “Dün adımız Denizdi. NATO askerlerinin bu topraklara ayak basmasını engellemek için burada 6. Filoyu denize döktük. Bugün siyonizme mühimmat taşıyan gemilerin limanlarımıza demir atmasına izin vermeyecek memleketin dört bir yanında sokaklara çıkmış yüz binlerce genciz!” diyerek, gençliğin bu tarihsel mirası devralarak büyüdüğünü ve bugünün mücadelelerini sahiplendiğini dile getirdi.
Bugün dünyanın dört bir yanında Denizlerin ve Filistin bayraklarının dalgalandığını, işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasını simgeleyen bir direnişin var olduğunu belirten Uzuntel, Fas’tan İngiltere’ye, İtalya’dan Türkiye’ye kadar işçilerin ve halkların ortak mücadelesinin simgelerini örnek gösterdi. “İşte denizler işçi sınıfının enternasyonal dayanışmasında, ezilen bütün halkların özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinde dövüşmeye devam ediyorlar!” diyerek, uluslararası dayanışmanın önemine değindi.
Uzuntel, Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu ekonomik kriz ve toplumsal eşitsizliğe de dikkat çekti. “Bugün ülkeyi yönetenler, bizi yoksulluğa sefalete mahkum ediyor. Mesemlerde ucuz iş gücü olarak sömürüyor, iş cinayetlerinde verdiğimiz canların üzerine servetler biriktiriyor.Orta Vadeli Şimşek Programıyla bugünümüzü ipotek altına alıyor; geleceğimizi çalıyor” diyerek, mevcut iktidarın emekçilere karşı uyguladığı sömürü politikalarını eleştirdi. Üniversitelerde gericiliğin örgütlendiğini, kayyum rektörlerin üniversiteyi yönetmeye çalıştığını belirterek, gençlerin bilimsel özgürlük ve bağımsızlık için mücadelesinin önemini vurguladı.
Saray rejimine karşı gençliğin tavrını netleştiren Uzuntel, 19 Mart’ta gerçekleştirilen eyleme atıfta bulunarak, “Türkiye gençliği olarak 19 Mart’ta tek bir barikatı değil, bir çok duvarı yıktık. Bu gençlerden bir şey olmaz diyorlardı. Gençler memleketin halinden anlamıyor diyorlardı. Gençler korkuyor diyorlardı. Gençler birbirine güvenmiyor diyorlardı. Türkiye gençliğinin söyleyecek sözü bitmedi; saray rejimine ne bugünümüzü ne geleceğimizi ne de ülkemizi teslim ederiz” dedi.
Fotoğraf: Evrensel
Konuşmasında, gençliğin yalnızca geleceği değil, geçmişi ve bugünü de kapsadığını söyleyen Uzuntel, “Dün Denizlerin dalga dalga aydınlık olup karanlığın üstüne yürüdüğü Beyazıt meydanında bugün biz varız!
Tek adamın kurduğu barikatları yıkıp geçen; meydanları zapteden biziz! Üniversitelerde boykotu, sokakta dayanışmayı, cezaevlerinde umudu örgütleyen biziz” dedi. 6 Mayıs sabahında idam sehpasına yürüyenlerin kararlılığının, bugünkü gençlik tarafından sahiplenildiğini belirten Uzuntel, bu kararlılığın bugün verilen mücadelede hala var olduğunu söyledi. “Bizim bugün verdiğimiz mücadele; hem geçmişindir hem geleceğindir!” diyerek, gençliğin tarihsel sorumluluğunu hatırlattı.
Uzuntel, Deniz Gezmiş’in son sözlerine atıfta bulunarak, onun “Yaşasın Marksizmin-Leninizmin Yüce İdeolojisi” diyerek hayatı değiştirmeye çağırışını hatırlattı. “Deniz’in Yaşasın Marksizm-Leninizmin Yüce İdeolojisi diye haykırışı; bu hayatı en iyi şekilde yaşamaya çağrıdır. Örgütlenmeye bir çağrıdır” diyerek, gençleri örgütlü mücadeleye ve devrime davet etti.
Emek Gençliği olarak, Denizlerin mirasını taşımakla kalmadıklarını, aynı zamanda bu mirası daha ileriye taşıyacaklarını belirten Uzuntel, “Bizlere ne mutlu ki onun çağrısı bugün ellerimizdeki parti bayraklarında dalgalanıyor!” diyerek sosyalist mücadeleye olan bağlılıklarını ifade etti.
Son olarak, tüm gençlere çağrı yaparak, “Her bir liseliye, üniversiteliye, işçi gence, çağrımız budur; gelin kendi safınızda yürüyün; gelin bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm için birlikte dövüşelim!” dedi. Konuşmasının sonunda, “Emperyalizme GEÇİT YOK! Halklara kan kusturan savaşlara GEÇİT YOK! Tekellerin ve yerli işbirlikçilerin emeğimizi sömürmesine GEÇİT YOK!” diyerek, gençleri tüm zorluklara karşı direnişe çağırdı.
Genç komünistlerin ve Emek Gençliği’nin mücadele azmini, Denizlerin ve diğer devrimcilerin mücadelesiyle sürdüreceklerini belirten Uzuntel, “Deniz burada, Yusuf burada, Hüseyin burada! Yaşasın Devrim ve Sosyalizm!” diyerek konuşmasını sonlandırdı.
Fotoğraf: Evrensel
Uzuntel’in konuşmasının ardından Metin ve Kemal Kahraman’ın bestesi olan “Deniz Koydum Adını” adlı şarkı Sanat Fabrika'dan Pınar tarafından seslendirildi.
Fotoğraf: Evrensel
(Evrensel)
Evrensel'i Takip Et