7 Ocak 2025 04:31

Var mıyız?

"Evet 2025 zorlu bir yıl olacak. Olsun, bir olursak, birlikte olursak, engelleri yıkarız, yokuşları çıkarız, zorlukları aşarız. Ekmeği bol eyleriz, özgürlüğü de. Var mıyız?"

Var mıyız?

Fotoğraf: Mesut Baylav/Evrensel

Gebze’den bir işçi

Yeni yılda eşimize, dostumuza, arkadaşlarımıza güzel dileklerde bulunduk. Aşk dolu, sevgi dolu, sağlık ve mutluluk dolu cümleler kurduk. 2025’in başında yeni umutlara, yeni geleceklere yelken açtık. Savaşsız, sömürüsüz bir dünya istedik.

Kim bilir geçen yılda kişisel olarak mutluluğu yakalayanlarımız olmuştur belki de! Ama dünya mutlu değil, savaşlar devam ediyor, açlık, sefalet hükmünü sürdürmeye devam ediyor. Güllük gülistanlık bir Türkiye’nin çok uzağındayız.

Elbette herkes işe, aşa kavuşsun, sağlıklı ve mutlu olsun. Analar çocuklarını açlıkla terbiye etmesin. Çocuklar uçurtmalarını uçursun, şeker de yiyebilsinler. Kadınlar aynada saçlarını tarasınlar, bulutlar adam öldürmesin, işçiler işçi cinayetlerinde öldürülmesinler, yazan çizen, konuşan hapse atılmasın. Şiir de okunsun, film de çekilsin, tiyatro yapılsın, sanata pranga vurulmasın, sanatçı özgür olsun.

İyiliklerde, güzelliklerde buluşalım. Acıyı ve sevinci sırtlayıp paylaşalım. Kimse ezilmesin, kimse horlanmasın. Sabah başka, akşam başka konuşanı kovalım, özü sözü bir olanla buluşalım, birlikte olalım. Kadını, erkeği, yaşlısı, genci, işçisi, köylüsü, emeklisi, evlisi, bekarı hep birlikte bir ses olalım. El ele verelim, kol kola girelim, sırt sırta dayayalım. Dağımızı, ormanımızı, suyumuzu, bağımızı, balımızı, kışımızı, yazımıza sahip çıkalım.

2025’i özlemlerimizin gerçekleştiği bir yıl yapalım.

Elbette söylemek kolay da gerçekleşmesi öyle kolay olmuyor. Dilemekle de iş tatlıya bağlanmıyor. Peki ne yapmak gerek?

Acıyı bal eylemek, umutsuzluğu yenmek gerek. Çalışmak gerek, emek vermek gerek, duyarlı olmak, sorumlu davranmak gerek, haksızlığın ve zulmün üzerine gitmek gerek. Ama önce işe kendimizden başlamamız gerek, “Ben ne yaptım?​” sorusuna yanıt vermemiz gerekecek.

Yalancının yalanını, utanmazın pişkinliğini yüzüne vurduk mu? Yalancının, düzenbazın, emek hırsızlarının üzerine yürüdük mü? Ezilenin, hak arayanın yanında durduk mu? Bu sorulara yanıt vererek işe başlamamız gerekecek. Sonra da…

Okuyacağız, öğreneceğiz, soracağız, tartışacağız, inanacağız sonra umutla kavgaya gireceğiz. Gün olacağız, ışık olacağız, bir haksızlık varsa önce biz itiraz edeceğiz, zorluklar karşısında dik duracağız. Küçük dağları yaratan “büyük adam” ayaklarına yatmayacağız. Sokağımıza, mahallemize önce biz sahip çıkacağız. Dağımızı, taşımızı, ovamızı, ormanımızı, kurdunu, kuşunu koruyup kollayacağız. Sözün özü, dilemekle bir yere varılmayacak. Çare sensin, benim, biziz.

Evet 2025 zorlu bir yıl olacak. Olsun, bir olursak, birlikte olursak, engelleri yıkarız, yokuşları çıkarız, zorlukları aşarız.

Ekmeği bol eyleriz, özgürlüğü de. Var mıyız?

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yoksulluk duvarını birlikte yıkalım
TÜPRAŞ ve Ford işçilerinden mektup var:

Yoksulluk duvarını birlikte yıkalım

Türkiye’nin en büyük ve en kârlı iki sanayi kuruluşu: TÜPRAŞ ve Ford Otosan… İkisi de Koç ailesine ait. Patron, Erdoğan-Şimşek programına güvenerek TÜPRAŞ’ta ücretleri yoksulluk sınırının yarısına inen işçilere yüzde 28 zam dayatıyor. Aynı tehlike Ford işçilerinin de önünde. Gazetemiz aracılığıyla mektuplaşan Ford, TÜPRAŞ ve Novares işçileri “Yoksulluğa karşı gün birlik olma günü” dedi.

TÜPRAŞ'ın 3 yıllık işçi başı kârı: 21 milyon 974 bin TL

TÜPRAŞ'ta işçilerin aldığı ortalama ücret: 35 bin TL

TÜPRAŞ'ta çalışan toplam işçi sayısı: 6 bin 200

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
4 Mayıs 2025 - Sefer Selvi

Evrensel'i Takip Et