3 Nisan 2013 11:46

Osman Arolat'a mektup

Sennur Sezer

Öğrenci liderliğin, kuşağının hayatına müdahalen o kadar önemli ki, ailenin paşazadelerini, şairlerini, Mevlana ailesi yakını Çelebilerini anmayacağım. Ama beş kardeşin en küçüğü oluşun ve atletizme merakın anılmalı (şiirdeki derecelerin de). Çünkü gazeteciliğe adım atışın da atletizm yazıları yüzünden. Kuşağının hayatına müdahalen konusu ise biraz açılmalı, önce şu ‘60 Kuşağı meselesi var. Bu kuşak şiirde ne yapacağına karar vermişti, ama, bildirisini açıklamalarına sen sebep oldun. Ataol, Süreyya, İsmet, Özkan 1969’da “Ant” dergisinde birkaç sayı yayımlanan “Toplumcu Genç Şairler Savaş Açıyor” başlıklı yazılarda yeni toplumcu şiir üstüne görüşlerini açıkladı. Yalnız bu yazı dizisiyle uğraşmadın ki. Süreyya Berfe’nin 1969’da yayımlanan ilk kitabının mimarı  da sensin. Ev arkadaşın Tan Oral’a bir günde yetiştirtmişsin kapağı. Tan’ın söylediği önemli, “Eğer Osman olmasaydı, ben belki de çizer olmazdım.” Kim bilir o dönemin kaç afişinin de mimarısın.
Sen gençliğini dolu dolu yaşayanlardansın: Galatasaray’daki atletizm, hentbol, genç takımının menajerliği, büyük takımın kaptanlığı, İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği Tiyatrosu Oğuz Aral Mim Grubu, (iki de sinema filmi), sinema ve tiyatroda reji asistanlığı, 1963’te Türkiye İşçi Partisinde başladığın politika.
Gençlik örgütlenmelerinde de yer aldın, Türkiye Milli Talebe Komisyonunda basın yayın başkanlığı, Fikir Kulüpleri Federasyonunun İstanbul Sekreterliğindeki çalışmaların, Maden İş Sendikası gazetesi... 1966’da ise Ant dergisinde röportaj yapmaya başladın. Derginin yazarları arasında Yaşar Kemal, İlhami Soysal ve Çetin Altan da vardı. Alpay Kabacalı evlilik iznine çıkınca yazı işleri müdürlüğü sana kaldı.
Bu dönem komünizm propagandası ve hükümete hakaretten dergiye ne çok dava açıldı. Yeni Ufuklar, Yeni Dergi ve Ortam’a da yazıyordun. Hem öğrenci lideri hem gazeteci olman dikkat çekti. 1971’de İçişleri Bakanı Faruk Sükan’ın hazırladığı 38 kişilik “Ülkeyi bu günkü duruma getirenler” listesinde yer aldın. 1971 darbesiyle davaların bir bölümü Sıkıyönetim Mahkemelerine aktarılınca tutuklandın (25 yıl ceza aldın, 3 yıl yattın).
Sevgili Osman Arolat,
Pek çok eski arkadaşımız gençliğinde yaşadıklarına pişman. Sen o günleri inkar etmiyorsun. Ne tütün mitinglerini, ne zeytinyağı mücadelesini. Söylediğin şu: “Diyalektik düşünce ile sürekli gelişen bir dünyada yaşadığımıza göre, değiştirmek istediğimiz dünyanın zaten sürekli olarak değişmekte olduğunu, ama değişmesi gereken alanın hayat olduğunu ve daha paylaşımcı adil bir dünya için çalışmak gerektiğini öğrendim.”
Bu  söylediklerin gençliğin kadar önemli.

Evrensel'i Takip Et