"Hayvanları öldürmek adına kolların sıvanması kabul edilemez"
İstanbul ve Ankara Hayvan Hakları Platformu yaptığı açıklamada; “Hayvanlara yönelik istismar durdurulması gerekirken, onları toplamak ve öldürmek adına kolların sıvanması kabul edilemez” dedi.

Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
İstanbul ve Ankara Hayvan Hakları Platformu hayvanların ‘uyutulma” adı altında katletmeye yönelik yasa hazırlığı ile ilgili bir açıklama yaptı. Açıklamada; “Hayvanlara yönelik istismar durdurulması gerekirken, onları toplamak ve öldürmek adına kolların sıvanması kabul edilemez” denildi.
“KÖPEK DÜŞMANLIĞININ ALTINDA HAVRİTA VAR”
“Hayvanlara olan sevgisi ve merhametli tutumuyla dünyada örnek gösterilen bir toplumken, tüm sokak köpeklerinin öldürülmesinin tartışıldığı günlere nasıl geldik? Köpekler mahalle sakiniyken neden düşmanımız oldu? Hayvan Hakları konusunda yıllar içerisinde kat edilen yolun gerisine düşmeyi nasıl başardık?” sorularının sorulduğu açıklamada, sokak hayvanlarına yönelik uzunca bir süredir sürdürülen kirli propagandalar ve karalama kampanyalarının temelini Havrita denilen, köpekleri hedef haline getiren, insanlık dışı köpek fişleme haritası ile atıldığı ifade edildi.
“SOSYAL MEDYA VE BASIN ELİYLE HALK KÖPEKLERE KARŞI DÜŞMAN EDİLDİ”
Sosyal medyada, da sadece köpek düşmanlığı yayma amacı güden, peşpeşe, pek çok trol hesabın ortaya çıktığı ifade edilen açıklamada şöyle denildi; “Bu hesaplara en büyük desteği ise gene sokak hayvanlarını canavarlaştıran, ülkede insan köpek çatışması varmış gibi gösteren bazı medya kuruluşları vermiştir. Çoğu yurt dışından gelen başı sonu kırpılmış videoların masa başında hazırlanan senaryolarla birleştirilip kamuoyuna servis edildiği haberler ile halk köpeklere karşı her geçen gün daha fazla düşman edilmiştir.
Medyanın yaydığı nefret dili ve korku neticesinde, sokak hayvanlarına şiddet ve işkencenin bir memleket rutini haline geldiğine işaret edilen açıklamada; “Sokak hayvanları bu ülkenin gerçeğidir. Ama ne yazık ki saydığımız sosyal medya çığırtkanlarının örgütlenerek yaptığı toplama ve itlaf çağrıları hayatta karşılığını bulmuş ve hayvana yönelik şiddet, özellikle de son yıllarda ciddi bir tırmanışa geçmiştir” denildi.
“SİYASİLER DE KÖPEK NEFRETİ AKIMINA KAPILDI”
Yürütülen tüm bu karalama kampanyalarının ülkenin en önemli ve birincil sorununun köpeklermiş gibi göstermeyi başardığı vurgulanan açıklamada şöyle denildi; “Hal böyleyken bazı siyasiler de düne kadar mahalle sakini olan dostlarımızın özgür yaşamlarına müdahale etmek isteyen ve yaşam haklarını yok sayan konuşmalarla, tüm toplumsal değerlerimizi çiğnemek pahasına da olsa, köpek nefreti akımına kendini kaptırmıştır.
İpin ucu kaçınca ülkede hayvanlar kadar hayvan hak savunucuları "mama lobisi" ve "itetapar" gibi sıfatlarla aşağılanarak sözlü ve fiziksel saldırılara maruz kalmışlardır. Bu ülkede kedi, köpek beslediği için insanlar öldürülmüştür.”
“KUTUPLAŞMA YARATAN DEZENFORMASYON KONTROL ALTINA ALINMALI”
Sokak hayvanlarını ve hak savunucularını hedef tahtası haline getiren, toplumda kutuplaşma ve çatışma yaratmayı başaran dezenformasyonun derhal kontrol altına alınması gereken ciddi bir sorun olduğunun altı çizilen açıklamada; “Ülke genelinde terk edilen, şiddete, tecavüze uğrayan, vahşice katledilen hayvan sayısı giderek artmaktadır. Türkiye'de geçtiğimiz yıl ortalama olarak 1 milyardan fazla hayvanın yaşam hakkı gaspedildi, milyonlarca hayvan işkence, şiddet ve istismar yaşamaya devam etti” denildi
“MÜNFERİT OLAYLARIN HAYVANLARI KATLETMEYE BAHANE OLARAK KULLANILMASI HATADIR”
Köpeklerin toplu olarak öldürülmesinin mevcut kriz için asla bir çözüm olamayacağı belirtilen açıklamada; “Sokak köpeklerini tehlikeli nitelendiren insanlar, toplum barışı için çok daha tehlikelidir. Hayvanlara yönelik istismar durdurulması gerekirken, onları toplamak ve öldürmek adına kolların sıvanması kabul edilemez. Münferit olayların, nedeni, niçini araştırılmadan, ülke çapında köpekleri katletmek için bir bahane olarak kullanılması hatalıdır” ifadeleri kullanıldı.
Arkasındaki bilimi dikkate almadan sokak hayvanlarını öldürmenin, sağlıklı ve barışçıl bir nesil yetiştirme şansını da riske atmak olduğuna işaret edilen açıklamada;“Çünkü katliamın etkileri insanların zihinlerinde kalıcı hasarlar bırakacaktır. Şiddet ve nefretle bir yere varılamaz. Şiddetin hiçbir türüne tolerans göstermeyelim. Bunu sadece hayvanlar için değil, toplumda yaşayan herkesin iyiliği için yapalım. Tarih, denenmiş ve asla çözüm olmamış katliamların utancını ve acısını bizlere defalarca yaşatmıştır. Artık kendimizi doğru yerde konumlandırma, ileriye doğru proaktif bir adım atma ve tarih sayfalarına insanlık adına gurur verici notlar düşme zamanıdır” denildi. (HABER MERKEZİ)
Evrensel'i Takip Et