12 Nisan 2024 04:05

Etlik Şehir Hastanesi işçi için zulüm oldu: Şirketlerin anlaşmazlıkları işçiye fatura ediliyor

Melodi TAŞ
Suna DERVİŞ
Ankara

Kamu özel iş birliği kapsamında kurulan Etlik Şehir Hastanesinde ana yüklenici firma ile taşeron firmalar arasında yaşanan anlaşmazlık, işçilere kötü çalışma koşulları ve işten atmalar şeklinde yansıyor.

İnşasının ilk gününden bu yana Türkiye’nin en büyük şehir hastanelerinden biri olarak gündeme getirilen Etlik Şehir Hastanesi, şirketlerin ihale yarışının da konusu olmuştu. Temizlikten güvenliğe, taşımacılıktan teknik servise birçok hizmetin şirketler tarafından sağlandığı hastanede binlerce şirket işçisi bulunuyor. Kamu-özel ortaklığı olarak kurulan, iktidar sözcüleri tarafından “gözde yatırımlar” olarak anlatılan hastanelerden biri olan Etlik Şehir Hastanesinde taşeron yaygınlaşıyor, işçilerin çalışma koşulları giderek ağırlaşıyor.

KÂR VE RANT MERKEZİ

Etlik Şehir Hastanesinin ihalelerinin büyük kısmı Türkerler Holdingde bulunuyor. Türkerler’in taşeronu olarak çalışan şirketlerden biri de ISS. Temizlik, oda destek, güvenlik, hasta yönlendirme, taşımacılık, hazır yemek gibi hizmetleri yöneten ISS; özelleştirilen sağlık hizmetleri vesilesiyle şehir hastanesini kâr ve rant madenine dönüştürmüş durumda. Diğer yandan kârın ve rantın nasıl bölüşüleceği de şirketler arasındaki rekabetin önemli bir konusu. Mart ayının başında kimi ISS yetkililerinin işçilere yaptığı duyuruya göre ana yüklenici şirketin taşeron şirkete vermesi gereken ödemeyi yapmaması nedeniyle ISS hastaneden çekileceğini duyurdu. Bu duyurunun üzerine birçok işçiye çeşitli haklarından feragat etmelerine neden olacak sözleşmeler imzalatıldı, kimi işçilerin iş akdi sonlandırıldı.

BELİRSİZLİKLER KAYGILARI ARTTIRIYOR

Taşeron şirketin ihale bitim tarihi olan 31 Mart’ı işaret ederek sürecin bu tarihten sonra belirleneceğini söylemesi işçiler arasında da kaygıları arttırdı.

31 Mart’ın ardından yan yana geldiğimiz ISS işçileri sürecin belirsizliğinin stres yarattığını, sürekli işsiz kalma kaygısıyla yüz yüze kaldıklarını vurguladı. Haksızlıklara ses çıkarmak isteyenlerin baskı gördüğünü belirten işçiler, görüşlerini ifade ederken de ısrarla “İsmimi bir yerde geçirmeyin” ricasında bulundu. Sohbetimize katılan 40’lı yaşlarda bir erkek işçi, işten çıkarmaların ardından tekrar iş başvurularının başladığını belirterek, “İnsanları zorla işten çıkardılar, vardiyalarını değiştirdiler, zor işler verdiler, baskı yaptılar, çıksınlar diye uğraştılar. Bizim kulede her bölümden işçi çıkardılar. Şu an ise aynı işi bize yaptırmaya çalışıyorlar, işler çok yoğun. ISS, ana firmayla anlaşamadığını, alacakları olduğunu duyurdu. İşten çıkarmaların sebebi olarak da onu gösterdi. Şimdi komşulardan duyuyorum, başvuranlar olmuş burada çalışmak için. Onlara iş görüşmesi için geri dönmüşler. Yaşça büyük çalışanları çıkardılar gençleri alabilmek, daha iyi çalıştırabilmek için” dedi.

Temizlik çalışanı bir kadın işçi ise “6 aydan kısa süre çalışanları işten çıkararak haklarının üzerine çökmeye uğraştılar. Birçoğu ev bakıyor, düğün hazırlığı yapıyordu. Şimdilerde de gençleri işe alacaklar. Kurbanlık koyun misali, gençleri işe alıp onların toyluğundan faydalanacaklar” dedi.

KOŞULLAR KÖTÜLEŞİYOR, BASKI DA ARTIYOR

Gece vardiyası çıkışı dolmuş beklerken konuştuğumuz iki kadın işçi önce garipsiyor sorularımızı. Sonrasında ise “Başımızı yakma” serzenişleriyle anlatıyorlar yaşadıklarını: “Ne beşi ne onu, yüzlerce işçi çıkardılar ya da çıkarmaya çalıştılar. Zorla imzalattılar işten çıkarma belgelerini. Zaten çok zor koşullar altında, asgari ücrete çalışıyoruz. Geçinmemiz çok zor. Her şey çok pahalandı. Bu paraya bu işi yapıyoruz, yine de evi geçindiremiyoruz. Vardiya sistemiyle çalışıyoruz. Bak, şimdi işten çıktık, eve çocuklarla ilgilenmeye gidiyoruz.”

Bir kadın temizlik işçisi de şunları söyledi: “Az buçuk kıdemli olan işçilere çok zor uygulamadılar ama yeni başlayanların hemen üstüne çullandılar. Birçok insan koşullara dayanamayıp istifa etti. İstifalardan, işten çıkarmalardan sonra iş yükü kalanların sırtına bindi. Ben kendi bölümümde gece vardiyasında üç kişinin yapacağı işi tek yapıyorum.”

Yine gece vardiyasından çıkan 9 aydır ISS’de çalışan bir başka işçi de bildiği kadarıyla bölümünde işten çıkarma olmadığını söyledi. “Kendi çıkan oldu. Asgari ücrete bu işi yapmak çok zor. Kiralar çok arttı. Artık bir evin kirası en az 10 bin lira. Doğal gaz 1000, elektrik, su, market... Bir pazara gidiyorsun, 400 liradan aşağı çıkamıyorsun. Et, tavuk bunlar yok zaten hayatımızda. Buradakiler arasında ek işe gitmek çok yaygın. Neredeyse hepimiz iki işte çalışıyoruz geçinebilmek için. Ben şimdi işten çıktım, öğlene kadar uyuyup sonrasında başka işe gidiyorum” dedi.

"EN BÜYÜK İSTEK KADRO"

Sohbetimizde yerel seçimler de gündem oluyor. İşçiler, “Seçimlerde bir değişiklik oldu, umutluyuz ama ne olur bilmiyoruz. Buradaki en büyük istek kadro. Kadroya geçer miyiz acaba diye düşünüyoruz. Ama her seçimde vadediyorlar, sonrası gelmiyor. Seçimden önce kadro vermeyen kimseye oy vermem, seçilince vaatler yalan oluyor’’ dedi.

Bir temizlik işçisi “Taşeronda çalışan işçilerin hayali kadroya geçebilmek. Seçimlerde kürsülerden konuşanlar, seçilince bizi unutuyor. Kadro bir seçim malzemesi olmuş, insanları kandırıyorlar” diye konuştu.

Başka bir işçi de “Değişim şart, her yerde olmalı. Bence bir kişi bir dönemden fazla yapmamalı bu işi” diyerek şöyle devam etti: “Adaylardan hiçbirini tanımıyorum. Şimdi Keçiören’i CHP kazandı ama kimdir, necidir bilmem. Bir kere de bizden biri aday olsun, tanıdığımız biri aday olsun.”

İşçi Turgut Altınok’un mal varlığı üzerinden konu açılınca bu hırsın son bulması gerektiğini söylüyor: “Bizim için bir ev bir araba almak bile hayal artık.”

Evrensel'i Takip Et