9 Temmuz 2023 22:59

EMEP’ten işçilere çağrı: İtiraz etmezsek daha karanlık günler gelecek

EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan: "En düşük ücretin yoksulluk sınırında olması gerekir diyoruz. Eğer bugün bunun için mücadele etmezsek yarın daha karanlık günler gelecek."

EMEP’ten işçilere çağrı: İtiraz etmezsek daha karanlık günler gelecek

Fotoğraf: Evrensel

Emek Partisi (EMEP) İstanbul İl Örgütü, temel tüketim maddelerine yapılan zamlar ve artırılan vergi yüküne karşı Esenyurt’ta bildiri dağıtımı ve basın açıklaması yaptı. EMEP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, “Biz Türkiye’de en düşük ücretin yoksulluk sınırında olması gerekir diyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz diyoruz. Eğer bugün bunun için mücadele etmezsek yarın daha karanlık günler gelecek” dedi.

Açıklamada emekçilere seslenen EMEP Esenyurt İlçe Başkanı Levent Gökçek, “Alım gücümüz her geçen gün azalıyor. Pazarda çarşıda poşetlerimizi çok daha az doldurmaya başladık. Artık taneyle sebze meyve alır duruma geldik. Onların 'Rasyonel politikalar' dedikleri temel tüketim maddelerin daha fazla zam, daha fazla vergi, daha fazla kemer sıkma politikaları demek” dedi.

İnsanca yaşam koşullarının sadece seçimden seçime oy vererek elde edilemeyeceğini ifade eden Gökçek, “Ücretlere ek zam talebiyle, ücretlerin yoksulluk sınırının üzerine çıkarılması talebiyle, vergilerin işçi ve emekçilerden değil, patronlardan, servet sahiplerinden alınması talebiyle, temel tüketim maddelerin yapılan zamların durdurulması ve eri alınması talebiyle, emekçi halk için bütçe talebiyle çalıştıkları fabrikalarda, iş yerlerinde, yaşadıkları mahallelerde birlikte mücadeleye çağırıyoruz. Örgütlenerek bir araya gelirsek insanca yaşam koşullarını da demokratik ve bağımsız bir ülkeyi de elde edebiliriz” diye konuştu.

"EMEKÇİ ALEYHİNE NE VARSA 'YERLİ VE MİLLİ' DİYORLAR"

Ardından söz alan EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, öncelikle Çalışma Bakanı'nın Türkiye’de asgari ücretin 500 dolar olacağı yönündeki açıklamalarını hatırlattı. Bayhan, “İşçinin cebine gireceği söylenen 500 dolar yalan oldu. Temmuzun başında, işçilerin cebine girdiğinde asgari ücret 430 dolar olmuştu. Çalışma Bakanı çıkıp özür diledi mi? Hayır. Çünkü bu memlekette yalandan ölünmüyor. Bunu da en iyi tek adam ve tek adam hükümetinin bakanları biliyor” dedi.

Mecliste memur ve emekli maaşı zamlarının ve vergi artışlarının da gündem edildiğini dile getiren Bayhan şöyle devam etti:

“Bu iki düzenlemenin yer aldığı torba yasasının adı 'milli dayanışma paketi'. Halkın ekmeğini küçültmenin, halka yeni vergi yükü yıkmanın, halkın cebinden alıp tekellere, sermayeye aktarmanın adı 'milli dayanışma paketi'! Bir zamanlar bu ülkenin bir bakanı ‘Kazı bağırtmadan yolacaksınız’ demişti. Milli dayanışma paketi de ‘Sizi bağırtmadan yolacağımız bir paket hazırladık. Onun adını da milli dayanışma paketi koyduk’ demek. Memlekette işçilerden emekçilerden ne alınıyorsa, işçilerin emekçilerin aleyhine ne yapılıyorsa, işçilerin emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları ağırlaştırılmak isteniyorsa, bu ülkede alın teriyle geçinmek için gece gündüz çalışanlara ağır bir yük yıkılmak isteniyorsa onun adı hep 'yerli ve milli' oluyor. Ne kadar yerli ve milli demeci varsa onun sonunda işçilerin emekçilerin sırtına yeni yükler biniyor. Ayrıca memurlara yapılan zam kadar emeklilere de zam yapacaklarını söylediler. Ama 7 bin 500 lira emekli maaşı alanların hepsini kapsam dışında bıraktılar.”

"BİZİ SOYMAYI VADEDİYORLAR"

Cumhurbaşkanı'nın daha önce "Nas var" diyerek düşük faizi savunduğunu hatırlatan Bayhan, “Ama şimdi onun bakanı 'Düşük faiz politikası yanlıştı' diyor. Mehmet Şimşek dün Nebati’nin gözlerini ışıldatan politikalara yalan diyor. 'Bütün bankaların döviz ihtiyacını karşılayacağız' diyor. Bizi yıllarca bugünün Ekonomi Bakanı'nın 'Saçmalık' dediği politikalarla soydular, şimdi de 'Rasyonel' dedikleri politikalarla soymayı vadediyorlar. Yerel seçimlerden sonra 2002’deki Kemal Derviş gibi 'Süper Ekonomi Bakanı' olur, yerel seçimlerden sonra halkın sırtına yoksulluk kırbacını vurur. İşçinin emekçinin cebinde kalan üç kuruşu da alıp patronlara, sermayeye verir. Sonra da Erdoğan, 'Beceremedi' deyip görevden alır. O da affını ister gider. Sonrasında gelen de 'Onunkiler saçmalıktı' der. İşte memleket böyle yönetiliyor” dedi.

"KENDİ GÜCÜNÜZE GÜVENİN"

Türkiye’de en düşük ücretin yoksulluk sınırında olması gerektiğini söyleyen Bayhan şöyle devam etti:

“Bu ülkede yoksulluk sınırı TÜİK’in rakamlarıyla 33 bin lira. 'En düşük memur ücreti 22 bin lira olacak' diyorlar. Yani yoksulluk sınırının üçte ikisi kadar! Türkiye’de işçilerin yoksulluk sınırının üzerinde ücret almasının önünde ne engel var? Uluslararası tekeller, Türkiye’deki iş birlikçileri var. Yandaş kapitalistler, TÜSİAD, MÜSİAD, TOBB, TİSK ve tek adam yönetimi var. Bunlar istemediği için olmuyor. İşçiler, emekçiler, kendi gücünüze güvenin. Emekçilerin partisine, Emek Partisine güvenin. Sendikalarınıza sahip çıkın, örgütlenin, birleşin. Yoksa gelecek çok daha karanlık olacak. Daha gün yüzüne çıkmamış yeni yalanların listeleri yapılıyor saraylarda. Biz de işçiler ve emekçiler olarak hazırlanmalıyız. Sineye çekmemeliyiz, itiraz etmeliyiz.” (İstanbul/EVRENSEL)

Evrensel'i Takip Et