10 Eylül 2022 15:49

İzmir kutlaması tek adam rejimine yönelik bir isyan şarkısına dönüştü

Sadece İzmir’in kurtuluşunun 100. yılının kutlaması değildi, aynı zamanda festival yasakları, konser iptalleri, ifade özgürlüğüne, yaşam tarzlarına yapılan faşizan müdahalelere karşı itirazdı da.

Fotoğraf: İzmir Büyükşehir Belediyesi

Reklam

Nuray ÖZTÜRK
İzmir

Günlerdir ayrımsız herkesin heyecanla, az biraz nispetle, az biraz bir şey olsa da söz söylesek diyerek beklediği, etkinliğin selametinin her siyasi için başka anlam ifade ettiği İzmir’in kurtuluş günü dolayısıyla yapılan Tarkan’ın halk konseri dün gerçekleşti.

Yakın tarihi dahi katliamlarla dolu ülkemizde sahnenin bir gün önce yıkılışının da yarattığı soru işaretleriyle beraber bir provokasyon olur mu kaygılarıyla gidildi konser alanına…

Her gün bir kadının taciz edildiği, şiddet gördüğü, öldürüldüğü, giyim kuşamı yüzünden hakkında katli vaciptir hükmü verildiği, sokağa çıkıp da kaygı duymadan yaşamanın mümkün olmadığı ülkemizde o kadar kalabalıkta acaba bir taciz yaşar mıyım, acaba kötü bir olay olur mu düşüncesi ve kaygısı akıllarda gidildi konser alanına…

Buna rağmen ve beklendiği gibi de çok kalabalıktı konser. Sadece konser alanı değil, bütün ara sokaklar, bütün kafeler, bütün restoranlar, evlerin balkonları ve barlar doluydu. Öyle ki Kordon boyu ve Gündoğdu Meydanı arasında konumlanamayan yani alana sığmayan on binlerce insan, bir şekilde alana giriş yollarını aradı durdu.

Biz de öyle! Çeşitli güzergah denemelerimiz sonrası sahne arkasına denk gelen bariyerle ayrılmış konseri ayrıca kurulmuş ekrandan izleyebildiğimiz, binlerce insanın olduğu alana konser başlamadan az önce girebildik.

7’den 70’e küçük çocuklardan 90’lık ninelere arabasındaki bebekten omuzdaki çocuğa bütün halk akın etmişti. Herkesin birbirine gülümseyerek baktığı, izdiham anlarındaki ufak paniklerde bile birbirini sakinleştirdiği, ses sistemi gittiğinde telefonların çıkarılıp canlı yayınlardan konserin takip edildiği, halk konserine gelip de telefondan konser izlemenin garipliği üzerine bir birbirine laf atıp gülüşüldüğü, konseri dinleyemese de orada bulunma iradesiyle çimlerde oturmaya devam ettiği bir gündü.

Sahne arkasındaki alanda yaşanan ses aksaklıklarına rağmen birkaç kişiden duyduğumuz ufak tefek itirazlar olsa da herkes bir iradeyle orada olmanın verdiği sağduyuyla hareket ediyordu.

Saatler öncesinden bin bir zahmetle alana gitmiş, bin bir çileyle içeri girmiş, buna rağmen konseri dinleyemeyen binlerce insandan en ufak bir tepkinin dahi verilmiyor olması dikkat çekiciydi. Ne bir alkış ne bir ıslık ne de bir yuhalama…

Şu çok açık anlaşılıyordu, sadece İzmir’in kurtuluşunun 100. yılının kutlaması değildi insanların orada bulunmasına sebep. Aynı zamanda festival yasakları, konser iptalleri, ifade özgürlüğüne, yaşam tarzlarına yapılan faşizan müdahalelere karşı itirazdı da. O yüzden coşku ve mutluluk olduğu kadar bir sükûnet ve iyilik hali de hakimdi.

KONSER ZAMANI!

"Yolla" ile başladı Tarkan konserine, "Kır zincirlerini" ile devam etti. Ve bitişi "Geççek" ile yaptı. Özel tercih edildiği çok açık olan bu şarkı akışı orada bulunanlar açısından da hem beklentiyi karşıladı ziyadesiyle hem de Tarkan’a olan hayranlığı biraz daha artırdı.

“Bi de baktım ki o da ne sürü sürü bir sürü çile” derken de “İçime içime ata ata pat diye patlıyacam valla” derken de her kelimesiyle bir aşka yazılmış olmasına rağmen sadece iki kelime “kır zincirlerinde de” ya da "Dudu" şarkısını seslendirdiği sırada “biz böyle bilir böyle yaşarız!” kısmı geldiğinde Tarkan’ın içinde bulunulan anı işaret etmesine verilen tepkiyle de dün Tarkan’ın şarkıları hiç olmadığı kadar politik bir anlama büründü herkes için. Tek adam rejimine yönelik bir isyan şarkısına dönüştü.

Takan’ın “Birlik olmamız lazım. Barış içinde, huzur içinde yaşamamız lazım. Biz öyle bir milletiz onu bir daha yakalamamız lazım” sözleri kitlenin de ruh halini özetler nitelikteydi.

Şimdi “başka bir sanatçı olsaydı bu konser böyle kalabalık olur muydu?” sorusu akıllarda… Kimileri farklı düşünse de benim düşüncem olmayacağı yönünde. Tarkan konseri başka bir zaman diliminde başka koşullarda olsaydı yine böyle kalabalık olur muydu? sorusu için de cevabım aynı.

Tarkan’ın bir sanatçı olarak toplumsal olaylara, çevre sorunlarından hayvan haklarına, emperyalist savaşlardan, konser ve festival yasaklarına varana kadar aldığı tutum ve iktidara göre değişmeyen tavrı ve hümanizması ile müzik tercihinden, siyasi farklılıklarına, yaşından koşullarına bakılmaksızın yasaklardan, baskı ve kısıtlamalardan bıkmış, içine itildiği yoksulluktan dolayı öfkeli, demokratik, özgür ve insanca yaşayabileceği bir ülke arzusu, bunun içinde tek adam rejiminin gitmesi gerektiğinde birleşmiş bir halk vardı alanda… Tarkan’ın kişisel duruşu ve sanatıyla halkın içinde bulunduğu durum ve talepleri birleştiğinde böyle devasa bir etkinlik çıktı ortaya…

Ne İzmir’in tek başına CHP’nin kalesi olmasıyla açıklanabilecek bir kitle ne de öyle bir atmosferdi sonuç itibariyle. Ama iyi tercih ve iyi bir zamanlamaydı.

Konser hazırlıkları, konserden bir gün önce sahnenin yıkılışı ve bir büyük felaketten kıl pay dönülmesi, harcanan para, konser günü alanın yetmeyişi, teknik aksaklıklar vs. bir sürü tartışılacak yan, bir sürü de tartışma var elbette. Elbet bunlar konuşulacaktır konuşulsun da ancak şu çok açık ki Türkiye’nin belki de gelmiş geçmiş en büyük konseri ve bu büyük konserin bir dediği var.

Hayatında belki de özel olarak açıp da Tarkan dinlememiş insanların dahi alanda olması Tarkan’ın sanatına olan hayranlığın ya da kişisel duruşuna duyulan saygının yanı sıra bu dediği anlamda gizli.

Velhasıl kelam; 2013 yılında Gezi sürecini hatırlattı Alsancak sokaklarındaki atmosfer birçok kişiye. O yüzden biz de o dönemin bir sloganıyla özetleyelim konserin dediğini; Elbette aynılaştırmadığım notunu düşerek. Mesele tek bir ağaç değil hacı bütün bir orman..

İŞTE BU İYİLİK HALİ TWEETLERE ŞÖYLE YANSIDI

"Bugün #İzmir’in kurtuluşunu ve ötesinde toplanma, bir araya gelme ve ifade özgürlüğünü kutluyoruz. İptal edilen tüm konser, festivallere inat; yaşasın eğlenme özgürlüğü. Yaşasın özgürlükler ve demokrasi.

#TarkanKonseri"

“İşin garip tarafı mı bu acaba bilemedim ama, ordakilerin hepsi bendenmiş gibi, ayrı değil aynıymış gibi hissetmek... yenilmezmişsin gibi geliyo insana.”

"Yolla yalım artık yeter. Ülke gülmeyi unuttu.."

"Bugün ilk defa gülmeyi hatırladı millet !"

"Umarım Geççek ve bu lanet düzenden kurtulacağız. Umarım bu haramzadeleri saraylarında boğacağız."

"Vallahi eski mutlu Türkiye’yi özledik"

"İzmir’de, Dudu şarkısını seslendirdiği sırada 'biz böyle bilir böyle yaşarız!' kısmı geldiğinde Tarkan"

"Çünkü bu konser yasaklara karşı adeta bir başkaldırı!"

"İlk şarkısı yolla son şarkısı geççek mesaj ulaşmıştır umarım."

"Yıllar sonra şu günden bir görüntüye denk gelip ay ben de oradaydım diyebilecek olmak beni çok mutlu ediyor şu an. Çok çok güzeldi. İnsanlar falan da o kadar tatlıydı ki herkes. Kalabalıktan çok korkmuştum ama her anı için iyi ki gitmişim diyorum."

Reklam