Almanya bir tabuyu daha yıktı, sıcak savaşın parçası oldu

Yücel ÖZDEMİR
Köln

Rusya’nın Ukrayna’ya 24 Şubat sabahı saldırmasıyla başlayan savaş geniş bir sahaya yayılarak devam ediyor. Savaş süreci ilerledikçe bugüne kadar ekonomik ve diplomatik olarak Ukrayna’ya her türlü desteği veren NATO ve tek tek üye ülkelerin savaşa katılma olasılığı da artıyor. Cuma günü yapılan NATO toplantısından sonra Doğru Avrupa ülkelerine acil müdahale gücünün gönderilmesi ve askeri yığınağı arttırılması bunu gösteriyor. Rusya’nın başkent Kiev ve diğer kentlere yönelik saldırıları savaşın tahmin edilenden daha kanlı olacağı anlamına da geliyor. Başta Almanya olmak üzere birçok Batı Avrupa ülkesinin diplomatik ve ekonomik baskının yanı sıra askeri olarak Ukrayna’ya yadım kararları alması da savaşın bölgeye yayılma olasılığını güçlendiriyor.

ALMANYA TABUYU YIKTI

Rusya’nın saldırısına karşı Almanya’nın dün akşam saatlerinde Ukrayna’ya 1000 tank savar ve 500 stinger füzesi göndermeye karar vermesi ise bir tabunun yıkılması anlamına geliyor. Almanya, bugüne kadar sıcak çatışmaların olduğu bölge ve ülkelere silah satmama prensibi benimsemişti. Bu temelde son bir kaç haftadır Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy ve Ukrayna’nın Berlin Büyükelçisi Andrij Melnyk sık sık Almanya’dan silah talebinde bulunmuştu. Ancak Başbakan Olaf Scholz ve Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, ısrarla silah atılmayacağını söylemişlerdi.

Şimdi sarf edilen bu sözler bir yana bırakılarak Ukrayna’ya doğrudan silah verilmesi aynı zamanda Almanya’nın Rusya’ya karşı dolaylı olarak savaşa girdiği anlamına geliyor. Silahların en kısa zamanda teslim edileceğini açıklayan Scholz’un sosyal medya üzerinden yayınladığı mesaj ise Almanya’nın Rusya konusunda bir politika değişikliğine gitti anlamına geliyor. Scholz sosyal medya üzerinde yayınladığı mesajında şöyle diyor: “Rusya’nın Ukrayna işgali bir dönüm noktasıdır. Savaş sonrası düzenimizi tehdit ediyor. Bu durumda Putin’in işgalci ordusuna karşı elimizden geldiği kadar Ukrayna’nın kendisini savunmasına destek olmak görevimizdir. Bu nedenle Almanya Ukrayna’nın yanındandır.”

Melnyk, karadan sonra yaptığı açıklamada, “Almanya’nın bu 180 derecelik dönüşü bizi çok memnun etti” dedi. Zelenskiy de sosyal medya hesabı üzerinden kararı selamlayarak, “Bu şekilde devam et Scholz” dedi.

Diplomatik ve siyasi açıdan Ukrayna’nın yanında olmayı bir yana bırakarak askeri olarak destek için kapıları açan Scholz ve Almanya’nın bu tutumu savaşı dindirme yerine daha da büyütecek gibi görünüyor. Üstelik Almanya, bununla da yetinmeyerek Hollanda ve Estonya’nın da ellerindeki Alman silahlarını Ukrayna’ya vermesine de onay verdi.

Finlandiya’ya daha önce kendisine verilen Doğu Alman yapımı obüs toplarını Estonya’ya vermişti. Estonya yönetimi de bu obüs toplarını Ukrayna’ya hediye etmek istediğini açıklamış, ancak olumlu bir mesaj almamıştı.

Alman basınında yer alan haberlere göre Federal Hükümetin, Hollanda’nın elindeki 400 Alman tanksavarını Ukrayna’ya vermesini de onayladı. Savaşın uzaması durumunda diğer ülkelerin de ellerindeki Alman silahlarını Ukrayna’ya göndermek için başvuruda bulunması bekleniyor. Özellikle de Polonya ve Kuzey’deki Baltık ülkeleri...

Almanya, Belçika, Estonya ve Hollanda Ukrayna'ya silah göndereceğini açıkladı

SWIFT’TE DE ALMANYA’NIN TUTUMU BELİRLEYİCİ OLDU

Ukrayna’ya doğrudan silah vermekle bir tabuyu yıkan Almanya, aynı gece bir de Rusya’nın uluslararası para transfer sistemi Swift’ten çıkarılmasına da onay verdi. Karar AB Komisyonu, Almanya, ABD, Fransa, Kanada, İngiltere ve İtalya ile birlikte alındı. Böylece, bu ülkelerden Rusya’ya para nakli durmuş oldu.

Rusya’yı ekonomik ve mali açıdan çökertmeye yönelik bu hamleye karşı Rusya’nın doğal gaz ve petrol akışını durdurma hamlesiyle yanıt vermesi durumunda asıl olarak halkın süreçten daha fazla etkilenmesine yol açacak.

ABD ve Avrupa ülkeleri, Rusya'yı SWIFT'ten çıkarıyor

SCHOLZ TERCİHİNİ SAVAŞTAN YANA KULLANDI

Cumartesi akşamı yayınladığı mesajla açıktan Almanya’nın bir politika değişikliğine gittiğini ilan eden Scholz, böylece savaşın bitirilmesi konusunda arabuluculuk şansını da yitirmiş oldu. Gerilimin tırmandığı dönemde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile birlikte Moskova ile Washinton arasında arabuluculuk rolüne soyunan Scholz ve Macron, sorunun diyalog yoluyla çözülmesi çağrısında bulunmuşlardı. Bu temelde Minsk 2 Anlaşmasının hayata geçirilmesini istemişlerdi. Ancak bu konuda hem Ukrayna yönetimine hem de ABD’ye yeterli bir baskı uygulamamışlardı. Ya da Kiev ve Washington, diyalogdan çok Rusya’yı bölgeden püskürtmeye öncelik verdiği için diyalog yollarını kapatmıştı.

Almanya’nın, Rusya ile pek çok düzeyde devam eden ekonomik ve ticari ilişkilerine rağmen savaşı dindirme, taraflar üzerinde etkisini kullanarak müzakere sürecini zorlama yerine Ukrayna’ya “savunma adına” silah vermeyi kabul etmesi, bundan sonra Almanya-Rusya ilişkilerini de önemli ölçüde sarsacak gibi görünüyor. Üstelik bunun, sosyal demokrat bir başbakan, sözde savaş karşıtı "Yeşil" bir dışişleri bakanı döneminde olması ayrıca dikkate değer. İlk olarak 1. Dünya Savaşı’nda kendi sermayesinin çıkarları için savaş kredilerinin onaylanması için el kaldıran Alman Sosyal Demokrat Partisi (SPD), şimdi sermayenin çıkarları temelinde bir savaşa öncülük yapıyor. Almanya, Rusya’nın Lugansk ve Donetsk’i bağımsız devlet olarak tanımasından sonra ABD’nin uzun süredir istediği gibi Kuzey Akımı 2 doğal gaz hattını durdurmuştu.

Gelişmeler, mevcut hükümeti savaşçı politikalarına karşı güçlü bir barış hareketinin ortaya çıkması gerektiğini gösteriyor. Rusya’nın işgal hareketinden hem sora değişik kentlerde başlayan eylemler hafta sonunda da devam etti. Önümüzdeki hafta içinde de hem Rusya’nın saldırganlığına hem de NATO ve üye ülkelerinin savaşçı politikalarına karşı değişik kentlerde eylemler devam edecek.

Rosatom: Zaporijya Nükleer Santrali'ne İHA saldırıları yapıldı, 3 kişi yaralandı

NATO Genel Sekreteri Stoltenberg: Ukrayna, Rusya ile uzlaşmak zorunda kalabilir

Almanya'da meclis Ukrayna'ya füze gönderilmesi önerisini reddetti

Zelenskiy: Bir duraklama, barış görüşmeleri olamaz