12 Aralık 2021 07:55

Topçam köylülerine madencilerin silahlı saldırısına tepki yağdı

Çine'de madene karşı mücadele eden aileye yönelik saldırıya tepki yağdı. Maden şirketi ise yerel basına saldırıya kendileri uğramış gibi haber yaptırdı.

Av. Hicran Danışman ve Coşkun ailesi | Fotoğraf: Evrensel

Reklam

Özer AKDEMİR
İzmir

Aydın'ın Çine ilçesi Topçam Köyü'nde evine 60 metre uzaklıktaki madene karşı mücadele eden Ali Coşkun ve eşine şirket elemanları tarafından yapılan silahlı saldırıya birçok çevre ekoloji örgütü tepki gösterdi. Maden karşıtı mücadeleye silahlı saldırıyla yanıt verecek kadar pervasızlaşan maden şirketi ise yerel gazeteye saldırıya kendileri uğramış gibi haberler yaptırdı.

JANDARMA OLAY YERİNİ İNCELEMEDEN AYRILDI

Dün akşam saatlerinde evinin yakınında madencilerin silahlı saldırısına uğrayan Ali Coşkun ve eşi olay yerine bir saat sonra gelen jandarmanın saldırı izlerini tespit etmemesinden, üstüne bir de kendilerini suçlamasından yakındılar. Coşkun ailesinin avukatı Hicran Danışman jandarmalara delilleri toplamadıkları için tepki gösterirken jandarma komutanı ise "gidin şikayet edin" diyerek olay yerini incelemeden ayrıldı.

SUÇLULAR DELİLLERİ KARARTMASIN

Gece geç saatlerde Çine jandarma komutanlığına giderek suç duyurusunda bulunan Ali Coşkun ve avukatı Danışman silahlı saldırı delillerinin bir an önce toplanmasını, saldırganların yakalanarak ellerinde barut izlerinin tespit edilmesini, saldırganların köye giriş çıkışlarının köyde bulunan kamera kayıtlarının incelenmesini istediler.

JANDARMAYA ULAŞAMAMASI JANDARMA KOMUTANINA DERT OLMUŞ(!)

Ali Coşkun’un avukatı Av. Hicran Danışman dün gece yaşananları şöyle anlattı: "Ali bey can havliyle olay yerinden kaçıp kayalıkların altına sığınıyor, ilk fırsatta jandarmayı arıyor, ancak Muğla jandarma çıkıyor, tekrar arama yapacağı esnada son arananlardan Çiyap temsilcisi Ahmet Uslu’nun telefonu çıkınca hemen onu arıyor, böyle böyle jandarmayı arayın beni kurtarın diye, ardından da köylüsünü arıyor. Ben jandarmayı arayıp müvekkilin can güvenliğinin olmadığını, şuan gece karanlıkta ormanın içinde eşiyle saklandığını kaygıyla anlatırken komutanın sorduğu soru şu: "Neden jandarmayı aramamış da Ahmet Uslu’yu aramış?"

JANDARMA MADENCİYİ SAVUNUYOR!

"Ben Aydın’dan Topçam’a gittiğimde Jandarma olay yerinden ayrılıyordu. Şüpheliyi buldunuz mu dedim, bağırarak iki tarafın şüphelisi de tespit edildi, Ali Coşkun ateş etmiş diyor onlar da dedi. Şüphelinin el ve kıyafetinden svap örneklerini almanız lazım, diyorum, hala Ali Coşkun'muş diyor, bağıra bağıra. Yani bir tuhaflık var. Adamın üzerine ateş açılıyor jandarmayı çağırıyor gel beni koru beni kurtar diye, jandarma sen ateş etmişsin onlar da öyle diyor, diyor. Ben gidene kadar köylüye “tapunuz yok, uğraşmayın, çevreciler ne yapabilecek, geçende geldiler bir şey yapabildiler mi, madenci iznini ruhsatını almış bir şey yapamazsınız” vb. konuşmalarla köylüye madenciyi savunuyor. Senin işin bu mu? Senin işin orada güvenliği sağlamak, deliller karartılmadan toplamak, şüpheliyi yakalamak. Adam öldürmeye tam teşebbüs suçu bu!.."

ŞİRKET SALDIRIYA KENDİLERİNİN UĞRADIĞINI İLERİ SÜRDÜ

Öte yandan silahlı saldırının ardından Çine Yurt ve Aydın Kulis gibi yerel gazetelerde silahlı saldırıya Eysim şirketi çalışanlarının maruz kaldığına dair haberler çıktı. Maden çalışanlarının iddialarına yer aldığı iki gazetede de Ali Coşkun'un madencilerin yollarını keserek silahlı saldırı yaptığı şeklinde verildi. Saldırı olayının Ali Coşkun'un evinin bahçesinde, hayvanlarına yem olarak depolandığı silajların yanında olması madencilerin iddialarında "bizi silajdaki zararı göstermek için oraya götürdü" diye açıklanmaya çalışıldı.

MADEN PATRONLARININ YEREL BASINI!

Bu haberlere tepki gösteren Çine Yaşam Platformu sözcüsü (ÇİYAP) Ahmet Uslu şöyle konuştu: "Aydın da bir grup yerel basının yıllardır madencilerin verdiği sadaka ile yaşadığın biliyoruz. Bu haberler bizi şaşırtmıyor artık. Slikosiz ve iş kazalarından ölen işcilerin haberlerini bile patronların ağzıyla yazmışlardı. Her zaman vahşi madenciliği bir şekilde savundular. Reklamlarını yaptılar. Bu haberlerde Topçam köylülerinin olayla ilgili görüşletine tek satır yer verilmemiş. Çünkü apar topar yaptırılan bu haberler tamamen madenciler tarafından yazdırılan ısmarlama yalan haberler" diye tepki gösterdi.

"EKOLOJİ ÖRGÜTLERİNE ÇAĞRI: HESABINI SORAMAZSAK NAMLULAR YİNE BİZE YÖNELECEK"

Bütün çevre ve ekoloji örgütlerine saldırıya tepki göstermeleri çağrısında bulunan Uslu, "madencilerin doğamızı talan ederken karlarından olmamak için neler yapabileceklerini Ali - Aysin Büyüknohutçu dostlarımızın katledilmesinden çok iyi biliyoruz. Bu saldırı arkasını siyasi iktidarı alan şirket patronlarının ne kadar pervasız olabileceklerinin örneklerinden birisi. Bugün Topçam köylüsüne sıkılan kurşun aslında bütün yaşam savunucularına sıkılmıştır. Bu kurşunların hesabını soramazsak şirketlerin namluları yarın başka bir yerde tekrar bize doğrulacaktır".

CHP MİLLETVEKİLİ YILDIZ: TAKİPÇİSİ OLACAĞIM

Saldırıya tepki gösteren CHP Aydın milletvekili Hüseyin Yıldız sosyal medya hesabından "Yaşam alanlarının içine maden tesislerini sokan tek adam rejimi sayesinde istediği her şeyi yapan karanlık güçler, yurttaşların canına kastediyor. Coşkun Ailesine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Konunun takipçisi olacağım." açıklamasını yaptı.

MADENCİLERDEN HER KÖTÜLÜĞÜ BEKLERİZ!

Gönül Hastaoğlu (AYEP Sözcüsü): "Coşkun ailesi uzun zamandır can ve mal güvenliğimiz yok, diye haykırıyordu. Çünkü evlerinin dibinde patlatılan dinamitler hayvanlarının ve evlerinin üzerine gelecek şekilde savruluyordu. Savrulan taşlarla hayvanlarınızın da zarar gördüğünü öldüğünü, sizin de her an başınıza taş isabet etme ihtimalinin olduğunu düşünün. İsteniyor ki köylü buna sesini çıkarmasın razı gelsin. Ya da evini damını kapatsın gitsin. Coşkun ailesi bu yaşananlara tepki gösterdiğinde onlara söylenen şuydu “bu daha sizin iyi günleriniz, taşerona verelim de görün bakalım, bu günlerinizi arayacaksınız” Kastettikleri demek buymuş!. Köylünün üzerine ateş açmak! Ali bey ya da Cennet hanım dün gece ölebilirdi. Devletin tüm kurumlarını göreve davet ediyoruz. Burada bir hukuksuzluk, bir eşkiyalık var. Devletin, köylüsüne halkına sahip çıkması, onu koruması kollaması lazım. Ama madenci, oraların sahibi devlet değil de kendisi gibi davranıyor. Biz, Coşkun ailesinin ve Topçam köylülerinin sonuna kadar yanındayız. Bu sadece onlara destek olmak değil, biz de o bölgenin suyunu içiyoruz, o çamlar sayesinde rahat nefes alıyoruz. Bu aynı zamanda kendi yaşamımızı da savunmak. Madenci, tehdit de eder öldürür de. Onlardan her şey bekleriz. Bizim talebimiz devlet yetkililerinin gerekeni yapması. Bu aileden birine bir şey olursa bunun hesabını kimse veremez.

AYÇEP: AYDIN BİR AVUÇ ZENGİNİN DEĞİL, HALKINDIR

Aydın Çevre Ve Kültür Platformu (AYÇEP): Dün yaşanan olay artık olayın tehdit şantaj boyutuna evrildiğini göstermektedir. Nitekim biz bu senaryoyu dostlarımız olan Antalya ili Finike ilçesinde yaşanan mermer ocağı firmalarına karşı mücadele eden Aysin ve Ali İhsan Büyüknohutçu çiftinin kızılcık yaylasında tetikçi ile katledilmesi olayından hatırlıyoruz.

Yaşanan bu süreç göstermiştir ki, yetkililer duruma seyirci kalmış ve masa başında habercilik yapan bazı basın yayın organları da süreci değerlendirmeden taraflıca yayın yapar hale gelmiştir. Bu yayın organlarına gerçekleri araştırmadan olayları çarpıtan provokatif yayın yapmayı sonlandırmayı tavsiye ediyoruz. Aydın rant sağlayan birkaç zenginin değil Aydın'da yaşan halkındır.

EKOLOJİ BİRLİĞİ: DELİLLER KARARTILMADAN TOPLANMALI

Ekoloji Birliği, Çine Topçam köyündeki silahlı saldırıyla ilgili yaptığı açıklamada, "Ülkemizde ekoloji aktivistlerine yönelik saldırılar ve faali meçhul(!) cinayetler devam ediyor… Karadeniz Sahil Yolu için hukuk mücadelesi veren Cihan Eren, yine Karadeniz’in doğasını savunan Metin Lokumcu, Akdeniz’in dağlarındaki mermer ocaklarına karşı mücadele eden Ali-Aysin Büyüknohutçu dostlarımız gerek devlet gerek maden mafyası tarafından katledildiler. Gerçek sorumluları ve azmettiricileri hâlâ bulunamadı ve olayların üstü örtülmeye çalışılıyor. Yıllardır süren adalet arayışından hala bir sonuç alınamadı" dedi.

Çine’de Madran Dağı’nda bulunan maden ocakları nedeniyle bölgede büyük bir ekolojik yıkım yaşandığını ve maden ocaklarında çalışan işçilerin maden hastalığı silikozis nedeniyle yaşamlarını kaybettikleri belirtilen açıklamada "Kolluk kuvvetlerini, deliller karartılmadan acilen olay yeri incelemesi yapmasını, hukuk sisteminin gerçek failleri ve azmetticileri bulup hızlıca yargılamasını ve gerekli cezaya çarptırmasını istiyoruz. Olayın aydınlanması için elimizden geleni yapacağız" dedi.

BENZER SALDIRI VE TEHDİTLER DAHA ÖNCE DE YAŞANMIŞTI

10 yıl önce de benzer bir olay yaşanmış, maden şirketi patronun azmettirmesi Çine Doğaseverler Derneğine saldırı yapılmış, dernek eşyaları dağıtılırken içeride bulunan dernek başkanı Topçam köyü eski Muhtarı Süleyman Yıldız ve yönetim kurulu üyesi Ahmet Çoban darbedilerek yaralanmıştı.

Dün silahlı saldırıya uğrayan aile defalarca tehdit edilmişti. Bu gelişmeleri "‘Terörist madenci!.." başlığı ile kaleme almıştık.

 Cennet Coşkun, Çepeçevre Yaşam programımızda ölümle tehdit edildiklerini anlatmıştı.

Reklam