10 Ağustos 2021 13:49

ÇGD "Medya İzleme Raporu"nun 39’uncusunu açıkladı

Çağdaş Gazeteciler Derneği: "Haberciliğin özgürce yapılabildiği, gerçeklerin halktan gizlenmediği, basının iktidarların değil halkın sözcüsü olduğu zaman bu yangın da sönmeye başlayacaktır."

Fotoğraf: MA

Paylaş

Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Yönetim Kurulu "Medya İzleme Raporu"nun 39’uncusunu açıkladı. AKP iktidarının basın özgürlüğü ve halkın doğru haber alma hakkına karşı düşmanca yaklaşımının son bir yıldır yok edici düzeye ulaştığı vurgulanan raporda "Karşı karşıya olduğumuz tablo: Basın mensuplarının evlerinin önünde, sokaklarda darp edilmesi ya da ‘yetkili ağız’lar tarafından tehdit edilmesi; basın-yayın kuruluşlarının büyük çoğunluğu ekonomik çıkar ilişkileri çerçevesinde iktidara bağımlılıklarından kaynaklı halkın gözünden temel sorunların kaçırılması; halkın gündeminin konuşulduğu sosyal medyayı, yetmemiş olacak ki daha da kısıtlama arayışları; kamu yayıncılığının adresi olan TRT’nin, Gülen Cemaati’nden sonra şimdi de AKP içindeki SETA’cılar ve Turkuvazcılar arasında pay edilmesi. İktidarın, gazetecilere yönelik saldırılara sessiz kalmasından, ‘ürettiği medya’daki yalanları adeta Yalan Rüzgarı gibi kesintisiz yayınlaması ve ‘ilelebet iktidar’ uğruna basın özgürlüğü karşıtlığı açısından sicili kabarık isimleri yetkilendirmesi, Türkiye’de başta basın özgürlüğü olmak üzere anayasal haklarımızı yok etmeyi hedeflediğini göstermektedir" denildi.

ÇGD, "İktidarın tek çıkış yolu olarak gördüğü baskı ve şiddeti yaygınlaştırma ve bu yolda Türkiye’yi büyük bir yangın yerine dönüştürme amacını engellenmenin yegâne yolu, her zaman olduğu gibi düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü sonuna kadar savunanların yoludur. Haberciliğin özgürce yapılabildiği, gerçeklerin halktan gizlenmediği, basının iktidarların değil halkın sözcüsü olduğu zaman bu yangın da sönmeye başlayacaktır." ifadelerine yer verdi.

Raporda şu bilgiler yer aldı:

SANSÜR

1 Temmuz 2021: Kara para suçlamasıyla aranan, ABD’nin talebi üzerine Avusturya’da tutuklanan firari iş insanı Sezgin Baran Korkmaz‘ın Yargıtay üyesi Tekman Savaş Nemli ile aynı masada yemek yediğine dair fotoğrafın sosyal medyada paylaşılmasıyla ilgili Aykırı, HalkTv, Sol’da yer alan haberler, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği tarafından engellendi.

1 Temmuz 2021: “Millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçesiyle, Etkin Haber (ETHA), Kızıl Bayrak ve Umut Gazetesi alan adları erişime engellendi.

1 Temmuz 2021: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatı Ahmet Özel’in talebi üzerine Erdoğan’ın iş insanı Sezgin Baran Korkmaz ile çekilmiş bir fotoğrafını içeren Onedio’da yayınlanan haber ile Erdoğan’ın Korkmaz ile çekilen fotoğraflarını sildirdiğini aktaran haberlerin de aralarında olduğu 55 adres erişime engellendi.

4 Temmuz 2021: İzmir İl Milli Eğitim Müdürü Ömer Yahşi‘nin, şair ve yazar Haydar Ergülen’in İzmir Atatürk Lisesi’ndeki etkinliğini baskı yaparak iptal ettirdiği ve bir GSM operatörünün 400 bin TL’lik bağışıyla tatile gittiği için Milli Eğitim Bakanlığı tarafından kınama cezası aldığı iddiasıyla ile ilgili haberlerin erişime engellenmesiyle ilgili haberlerin de arasında bulunduğu toplam 130 adres, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, İzmir 1. Sulh Ceza Hakimliği kararı ile erişime engellendi.

5 Temmuz 2021: RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, 2021 yılının ilk yarısında RTÜK tarafından televizyonlara kesilen cezaları mercek altına aldı. İlk altı ayda muhalif kanallara 22 ayrı ceza karşılığı 5 milyon TL idari para cezası kesilirken iktidara yakın kanallara kesilen ceza sayısı ise sıfır olarak kayıtlara geçti. En çok ceza dokuz ayrı yaptırımla Halk TV’ye kesilirken, kanala bu yaptırımlar karşılığında 254 bin TL idari para cezası verildi. Halk Tv’yi altı cezayla TELE1, dört ceza ile KRT kanalı izledi. RTÜK’ün sık sık hedefi haline gelen Fox TV’ye de üç farklı yaptırım uygulandı. Kanalın ödemesi gereken idari para cezası 4,5 milyon TL’ye dayandı. Fox’un diğer kanala göre ceza tutarının daha yüksek olması, reklam gelirleri ile açıklandı.

5 Temmuz 2021: Uşak Valisi Funda Kocabıyık‘ın koronavirüs denetimleri sırasında yurttaşları azarlamasıyla ilgili haberlerin de dahil olduğu 133 adres, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, Antalya 1. Sulh Ceza Hakimliği‘nce erişime engellendi.

5 Temmuz 2021: Tekirdağ Cezaevi’nde hükümlü olarak kalan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi avukat Engin Gökoğlu’na 15 Haziran tarihli Cumhuriyet gazetesinin 1. ve 8. sayfalarında kendisiyle ilgili yer alan “Mahkeme kararına yasak” haberi kesilerek verildi.

5-7-16 Temmuz 2021: Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu arasında gerilime neden olduğu iddia edilen 10 milyon TL’lik ihalelerde adı geçen Invamed ve RD Global firmalarının Süleyman Soylu’nun kuzeni Mehmet Soylu ile bağlantılı olduğuyla ilgili yapılan 55 haber, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, Ankara Batı 2. Sulh Ceza Hakimliği kararı ile erişime engellendi. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in, Mehmet Soylu‘nun 15 TL’lik medikal ürünü SGK’ye bin TL’ye sattığına dair açıklamaların bulunduğu haberler ile çok sayıda paylaşım erişime engellendi.

7 Temmuz 2021: RTÜK, yayın ilkelerini ihlal ettiği gerekçesiyle Fox TV, Tele 1, Halk TV kanallarına para cezası verdi. Üst Kurul, Fox Ana Haber’de sunucu Selçuk Tepeli’nin üç farklı haberdeki ifadelerinin sözlerinin “tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk” ilkelerine aykırı olduğu gerekçesiyle kanala idari para cezası uyguladı. Halk TV’ye, ‘İki Yorum’ programında Levent Gültekin ve Murat Sabuncu tarafından kullanılan ifadeler nedeniyle idari para cezası yaptırımı uygulandı. Ayrıca aynı kanala, ‘Görkemli Hatıralar’ programında ‘Cemo’ isimli şarkı seslendirildiği için “terör örgütü propagandası” iddiasıyla program durdurma ve idari para cezası verildi. Tele 1’e, 5’inci Boyut, Gün Başlıyor, Gün Ortası ve Türkiye’nin Gündemi programlarındaki ifadeler nedeniyle ayrı ayrı para cezası verildi. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın konuşmasının canlı yayınla verilmesi sırasında dile getirilen sözler gerekçe gösterilerek KRT televizyonuna da ceza verildi. ‘Var Odası’ programında yayın ilkeleri arasında yer alan dilin “düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” hükümlerinin ihlal edilmesi sebebiyle TV 100 kanalına idari para cezası yaptırımı uygulandı. Ayrıca, aynı kanalda yayınlanan ‘Şimdi Konuşalım’ programında yer alan YPG’ye Türkiye üzerinden silah götürüldüğüne ilişkin ifadeler “doğruluk ve gerçeklik ilkelerine aykırılık” gerekçesiyle idari para cezası verildi.

7 Temmuz 2021: Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Kırıkkanat’ın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk‘un Adnan Oktar Suç Örgütü’nden Altuğ Revnak Eti’yle bağlantısı olduğunu iddia ettiği yazısı ve konuyla ilgili yapılan diğer haberler, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, Ankara 7. Sulh Ceza Hakimliği‘nce erişime engellendi.

8 Temmuz 2021: Gazeteci Kenan Şener’in Gazete Duvar’da yayınlanan, kamu bankalarının iktidar destekçisi gazete ve televizyon kanallarına kredi ve ilanlar aracılığıyla aktardığı tutarları ortaya koyan haber dosyaları Meclis gündemine taşındı. HDP’nin, kamu kaynaklarının iktidar destekçisi medya organlarına aktardığı ücretlerin tüm yönleriyle araştırılmasını amaçlayan önergesi AKP ve MHP milletvekillerinin oylarıyla reddedildi.

8 Temmuz 2021: Geçen ay 6 haberine erişim yasağı getirilen Rize Nabız gazetesine bu kez Recep Tayip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) akademisyenleri ile ilgili yayınladığı 3 ayrı haberine erişim yasağı getirildi. Rize Sulh Ceza Hakimliğince alınan kararla erişime engellenen haberler, üniversitedeki cinsel taciz ve mobbing olayları ile bir akademisyenin İstanbul’da düzenlenen ‘Onur Yürüyüşü’ne sosyal medya hesabından destek mesajı paylaşması üzerine hedef alınmasını konu ediniyordu.

10 Temmuz 2021: RTÜK, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı iş birliğiyle 29 Haziran’da yapılan “Medya ve Aile Değerleri Çalıştayı” ihalesini, AKP’de siyaset yapan Cemalettin Kömürcü’nün şirketi üstlendi. İstanbul’da gerçekleştirilen ve yalnızca bir gün süren etkinlik için şirkete 350 bin TL ödendi.

11 Temmuz 2021: AKP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısında sosyal medya platformları için RTÜK benzeri bir yapının kurulmasının tartışıldığı öne sürüldü. Türkiye gazetesinde yer alan haberde, toplantıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın konuya ilişkin olarak, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı şey yalan haber yayma değil. Bu bir dezenformasyon. AB’de dezenformasyon, terör suçu ile eş değer tutuluyor ve ona göre cezalar veriliyor. Biz de yalan haberin yanında dezenformasyon suçunu tanımlamalıyız ve buna göre cezalar getirmeliyiz. Bu konuda bir çalışma yapalım. Birçok ülke, bu konuda hukuki adımlar attı, biz de bunu gündemimize alalım” dediği aktarıldı.

12 Temmuz 2021: İş insanı Fettah Tamince’nin “Fetullahçı Terör Örgütü” ile bağlantılarının aktarıldığı çok sayıda haber, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, Antalya 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişime engellendi.

14 Temmuz 2021: Organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Politikaları Kurulu üyesi ve AKP Yerel Yönetimler Başkan Yardımcısı Korkmaz Karaca hakkındaki iddialarıyla ilgili sendika.org, KRT, Sözcü’de yer alan haberler, “kişilik hakları ihlali” gerekçesiyle, İstanbul 4. Sulh Ceza Hakimliği’nin kararı ile erişime engellendi.

AKP’NİN HAYALİ: BİR DE ŞU SOSYAL MEDYA OLMASAYDI!

16 Temmuz 2021: İktidarda 20’nci yılına girmeye hazırlanan AKP, Gezi Parkı Protestolarından itibaren en büyük ‘dertleri’nden biri sosyal medya olageldi. Köklü bir gazetecilik geleneğine sahip, halkın haber alma hakkına saygı çerçevesinde yayıncılık yapan birkaç basın organının dışında iktidarı süresince medyanın büyük kısmını kontrolü altına alan AKP, diğer iletişim araçları gibi belirgin bir merkeze sahip olmayan sosyal medyayı ilk önce trollerle ele geçirmeyi çalıştı. İktidarının bu günlere göre görece güçlü olduğu dönemlerde bu yöntem işe yarasa da son yıllarda üst üste izlenen yanlış politikaların artık sosyal medyada troller aracılığıyla tersine çevrilmesi de mümkün olmamaya başladı.

Bu durumu, erişim engelleri ve ceza soruşturmaları yürüterek açma çaresizliğine düşen iktidar, yine istediği sonuçları alamayınca bu kez sosyal medyayı sınırlayıcı yasal düzenlemelere sarılmak zorunda kaldı. İnternet üzerinden hizmet veren servis sağlayıcılara yönelik çeşitli yaptırımlar öngören yasal düzenlemeleri geçen yıl uygulamaya koyan ancak istediği sonuca ulaşamayan AKP iktidarının, başta düşünce ve ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünü kısıtlayan yeni bir düzenleme için kolları sıvamış durumda. Sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlardan iktidarı eleştiren ve dolayısıyla rahatsız edenlerin kendilerine sansür uygulaması, yani oto sansür amaçlayacağı ifade edilen düzenlemelerin, uygulamada iktidarın cezai işlemleri hızlı ve keyfi uygulamasının yolunu açacağı belirtilmekte. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ekim ayından açılmasıyla birlikte sosyal medyaya ilişkin kısıtlayıcı bir yasa teklifinin gündeme geleceği ifade ediledursun, Temmuz ayını 7 ayrı haberle ilgili, 200’e yakın habere erişim engeli konulmasıyla geçirdik.

İktidarın gazeteci ve haber kaynaklarını baskı altına alma çalışmaları, uluslararası platformlarca geçen ay bir kez daha belgelendi. Sosyal medya platformu Twitter’ın yılda iki kez yayımladığı şeffaflık raporunda; Türkiye, hükümetler tarafından gazetecilerin ve haber kaynaklarının paylaşımlarının kaldırılması talebinde Hindistan’ın ardından dünyada ikinci sırada yer aldı. Temmuz-Aralık 2020 dönemini kapsayan rapora göre; Twitter’a gazeteci ve haber kaynaklarına ait hesap ve içeriklerin yanı sıra toplamda 5 bin 336 bilgi talebinde bulunuldu.

İçerik kaldırma talebi açısından ise Türkiye’de 4. sırada yer aldı. Türkiye’den söz konusu dönemde 49 bin 525 yasal talepte bulunuldu. Türkiye’den gelen talepler, tüm dünyadan gelen toplam yasal taleplerin yüzde 10’unu oluşturdu.

21/23 Temmuz 2021: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medyaya ilişkin düzenlemeler yapılacağını söyleyerek, “Büyük Millet Meclisi’miz sosyal medya ile alakalı bir yasa geçirdi. Fakat bu yasanın devamında özellikle yalan terörü hususunda bir adım daha atılması gerekiyor. Bu konuda da yaptığımız bir çalışma var. Uluslararası alanda özellikle bu yalan teröründe ne tür adımlar atılıyor, ne tür düzenlemeler, ne tür müeyyideler getiriliyor, karşılaştırmalı bir çalışma yaptık. Ekim ayından itibaren bununla ilgili de Meclis’te bir çalışma yürütülecek” dedi.

İletişim Başkanı Fahrettin Altun da “Yabancı devletlerin veya kuruluşların fonlarıyla ülkemizde faaliyet gösteren medya kuruluşlarına yönelik bir düzenleme ihtiyacı olduğu açık” derken, 23 basın ve ifade özgürlüğü kuruluşu tarafından “Yabancı fonlu mecralara düzenleme önerisinden kaygılıyız” başlığıyla bir açıklama yayımlandı.

Açıklamada, “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer hükümet yetkililerinin yakın zamanda vermiş oldukları demeçlerde ‘yalan haber’ ve ‘yabancı fonlu’ haber mecralarına dair yeni bir yasal düzenleme yapılması ile ilgili söylemlerinin son derece endişe uyandırıcı olduğunu belirterek eleştirel haber yapan kurumları hedef gösteren açıklamaları kınamaktadır” ifadelerine yer verildi. RTÜK, “Yabancı kurum ve kuruluşların fonlarıyla Türkiye’de faaliyet gösteren medyanın olası milli güvenlik sorunlarına yol açabileceği gerçeğiyle hareket ederek Üst Kurul olarak gerekli tüm düzenleme ve denetleme faaliyetlerini titizlikle ele almaktayız. Yerli ve milli medyamız yalnız ve sahipsiz değildir. Ülkemiz kendi milli yayın kuruluşlarının her zaman yanındadır” açıklamasını yaptı. RTÜK tarafından, “Basın özgürlüğü adı ve görüntüsü altında Türkiye düşmanlığı şifreleri üretilmekte ve algı operasyonlarıyla negatif propagandalar topluma pompalanmaktadır” görüşü savunuldu. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Sabah Gazetesi’nden Tuba Kalçık’a verdiği demeçte ise, “Dışarıdan beslenen bir medya kime hizmet eder? Ülkemizin çıkarlarını ne kadar savunur? Yurt dışından kontrol edilebilen bu tip medya kuruluşları, Türkiye’yi düşman görenlerin ekmeğine kolayca yağ sürebilir. Bu bir milli güvenlik meselesidir. İletişim Başkanımız Sayın Fahrettin Altun Bey de vurguladı. 5. kol faaliyetlerine müsaade edemeyiz” ifadelerini kullandı.

24 Temmuz 2021: Can Yayınları, yazar Salman Rushdie’nin Floransa Büyücüsü isimli romanında geçen “Kürdistan” kelimesini Türkçe baskısında sansürledi. Haberin tepki çekmesi üzerine yayınevinin sahibi Can Öz, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, Türkçe baskıdaki sansürlü ifadelerin düzeltileceğini söyledi.

28 Temmuz 2021: RTÜK, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AKP teşkilatı ile bayramlaşmasına ilişkin görüntüleri değerlendiren halk sağlığı uzmanı Doktor Ahmet Saltık’ın yorumları nedeniyle Tele 1 TV’yi cezalandırdı. Üst Kurul, gazeteci Fatih Altaylı’nın Futbol Federasyonu ile ilgili yorumları nedeniyle Bloomberg HT’ye de para cezası verdi. RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, “Cumhurbaşkanının bayramlaşma görüntüleri nedeniyle İletişim Başkanlığıyla karşı karşıya gelen Fatih Altaylı hakkında TFF’nin üç ay önceki şikayeti ne hikmetse bugünkü RTÜK gündemine alındı ve Altaylı’nın sözleri nedeniyle Bloomberg TV’ye oy çokluğuyla yüzde üç para cezası verildi” ifadelerini kullandı.

GÖZALTI, TUTUKLAMA, DAVA VE YARGI KARARLARI

1 Temmuz 2021: Özgür Gündem gazetesine 2016’da yapılan baskınla gözaltına alınan 22 gazetecinin “görevi yaptırmamak için direnmek” ve “hakaret” suçlamalarıyla yargılandığı dava, Çağlayan’da bulanan İstanbul Adliyesi 5. Asliye Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmada esas hakkındaki mütalaasını sunan iddia makamı, gazetecilerin gözaltı işlemine engel olmak için “polislere mukavemet ve hakaret ettiği” iddiasıyla cezalandırılmasını istedi.

1 Temmuz 2021: Odatv editörü Caner Taşpınar’ın “Damat: Fethullahçıların AKP’li Kayınpederleri” adlı kitabında TBMM eski Başkanı İsmail Kahraman ve AKP Milletvekili Ali İhsan Arslan’a “hakaret” ettiği iddiasıyla yargılandığı dava, savcının dosyayı incelemek için süre talebi üzerine 27 Ekim’e ertelendi. 1 Temmuz 2021: DİHA eski muhabiri Abdullah Kaya’nın sosyal medya paylaşımları ve takip ettiği etkinliklerde çektiği görüntüler 02 Gözaltı, Tutuklama, Dava ve Yargı Kararları nedeniyle “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı dava, mahkeme heyetinin koronavirüse yakalanması nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi.

1 Temmuz 2021: Gazeteci Deniz Yücel hakkında “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini alenen aşağılama” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamalarıyla açılan davanın ilk duruşması, İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi hâkiminin izinli olması nedeniyle ileri bir tarihe ertelendi. 1 Temmuz 2021: Bir çocuğa yönelik cinsel istismar vakasını haberleştirmesi nedeniyle aldığı hapis cezasının kesinleşmesinin ardından 30 Haziran’da cezaevine giren Sinan Aygül, denetimli serbestlikle tahliye oldu. Aygül, “soruşturmanın gizliliğini ihlal” suçlamasıyla 5 ay ceza almıştı. Sinan Aygül, sosyal medya hesabı üzerinden “Cezaevinde kısa süre kaldıktan sonra denetimle tahliye oldum. Ben yargılanmaya, tutuklamaya, cezaevine girip çıkmaya alıştım, bunu kabul ederek yaşıyorum ama çocuklar tacize uğramayı, tecavüz edilmeyi kabul ederek yaşamak zorunda bırakılmasın, onların sesi olmak zorundayız” dedi.

2 Temmuz 2021: Van’da iki köylünün askerler tarafından helikopterden atılarak işkenceye uğradığı iddialarını haberleştirdikleri için “örgüt üyeliği” suçlamasıyla yargılanan beş gazetecinin ikinci duruşması Van 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Ara kararlarını açıklayan mahkeme, Zeynep Durgut’un haftada üç kez olan imza verme yükümlülüğünün ayda bir olarak değiştirilmesine, diğer dört gazeteciye ise ayda bir olarak uygulanan adli kontrol şartının ve yurt dışına çıkış yasaklarının devamına karar verdi. Mahkeme heyeti, davayı 21 Ekim’e erteledi.

2-3 Temmuz 2021: Organize suç örgütü lideri olmaktan hüküm giyen Sedat Peker’in videolarına yorum yapan Bursa’da 3. Göz isimli yerel internet sitesi sahibi İrfan Aydın, gözaltına alındı. İrfan Aydın, ifadesini verdikten sonra serbest bırakıldı. Bir geceyi nezarette geçiren Sedat Aydın, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı paylaşımda “Anadolu Ajansı’nın servis ettiği gibi ‘cumhurbaşkanına hakaret’ suçuyla değil, Süleyman Soylu’yu dava ettiğim için gözaltına alındım” dedi. İrfan Aydın, 2019 yılında, Sedat Peker’i hedef alan açıklamalar yaptıktan sonra evinin önünde silahla 4 el ateş edilmesi sonucu yaralanmıştı.

3 Temmuz 2021: Kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Özgür Gündem gazetesi avukatlarının, 16 Ağustos 2016 yılında gazetenin “geçici olarak kapatılmaya” karşı Anayasa Mahkemesine (AYM) yaptığı başvuru karara bağlandı. AYM, Anayasa’nın 26’ncı ve 28’inci maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine karar verdi.

5 Temmuz 2021: Sincan Cezaevi önünde haber takibi sırasında Artı TV kameramanı Nazım Fayık darp edildi ve gözaltına alındı. Alandaki diğer gazeteciler de kolluk kuvvetlerinin parmak sallamak suretiyle tehditlerine ve şiddetine maruz kaldı. Fayık, akşam saatlerinde serbest bırakıldı.

5 Temmuz 2021: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhuriyet gazetesine “kendisine yönelik kişilik haklarını hedef aldığını iddia ettiği yayınlar” nedeniyle 1 milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Soylu’nun avukatı, “Gelinen aşamada müvekkilimin 52 gündür sistematik bir şekilde maruz kaldığı saldırının ağırlığı ve kabul edilemez oluşu, saldırının ülke genelinde geniş bir kitleye ulaşacak şekilde alenen yapılmış olması, gerçeğe aykırı haberlerin içeriğinde yer alan hususlar, bu hususlara bilerek ve istenerek yer verildiğinin çok açık olması, bu süreçte odak olarak karşımıza çıkan gazete tarafından sistematik olarak ısrarla saldırıda bulunulması üzerine 1 milyon Türk Lirası manevi tazminata hükmedilmesi talebiyle Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’ne dava açılmıştır” dedi.

6 Temmuz 2021: Derya Okutan’ın Etkin Haber Ajansı (ETHA) sorumlu yazı işleri müdürü olduğu dönemde yayınlanan bir haber nedeniyle “hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın görülen duruşmasında mütalaasını sunan savcı, Derya Okatan’ın beraatini talep etti. Dava 16 Aralık’a ertelendi.

6 Temmuz 2021: Mezopotamya Ajansı muhabiri Zeynep Durgut, Şırnak Cizre’de 1 Temmuz’da HDP İlçe Örgütü’nün düzenlediği anmayı takip ettiği gerekçesiyle “suç ve suçluyu övmek” iddiasıyla açılan soruşturma kapsamında Cizre Emniyet Müdürlüğünde ifade verdi.

8 Temmuz 2021: Yetkin Yıldız’ın, Aktif Haber’de 2015’te yayımlanan “Fuat Avni Suruç patlaması ile ilgili Twitter’dan çarpıcı mesajlar paylaştı” başlıklı haber nedeniyle eski İçişleri Bakanı Efkan Ala şikâyeti ile “hakaret” ve “iftira” iddiasıyla yargılandığı davada 18. duruşma görüldü. Bakırköy 31. Asliye Ceza Mahkemesi, Yetkin Yıldız’ın yeniden yargılandığı ve İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen “medya yapılanması davası” dosyasının karara çıkıp çıkmadığının sorulmasına karar vererek, davayı 2 Kasım’a erteledi.

8 Temmuz 2021: Evrensel gazetesi eski Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cem Şimşek, “Alman karikatüristler Erdoğan’ı fena çizdi” başlıklı haber nedeniyle “cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla yargılandığı davanın görülen 6. duruşmasında, 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı; ceza ertelendi.

8 Temmuz 2021: Gazeteci Can Dündar’a 6 Mayıs 2016’da İstanbul Adliyesi önünde düzenlenen silahlı saldırı davası karara bağlandı. İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesinde yeniden görülen davada, Can Dündar’a silahlı saldırıda bulunan ve NTV muhabiri Yağız Şenkal’ı bacağından yaralayan Murat Şahin, “silahla tehdit”, “kasten yaralama” ve “ruhsatsız silah taşımak” suçlarından ceza aldı. Murat Şahin, Yağız Şenkal’ı silahla yaralamaktan dolayı toplamda 3 yıl 15 gün hapis ve 500 lira para cezasına mahkûm edildi ancak hâkim, “iyi hal” indirimiyle cezayı 2 yıl 3 ay 15 güne indirdi ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdi. Mahkeme, diğer sanıklar Sabri Boyacı ile Habip Ergün Celep’in üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair kesin ve inandırıcı delil bulunamadığından beraatlarına karar verdi.

8 Temmuz 2021: İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Melis Alphan’ın 2015’te sosyal medyadan paylaştığı Nevruz fotoğrafı nedeniyle yargılandığı ve beraat ettiği dosyayı istinafa taşıdı.

8 Temmuz 2021: Anayasa Mahkemesi (AYM), 2016 yılında yaptığı bir haber paylaşımı nedeniyle “terör örgütü propagandası yapma” suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verilen ve milletvekilliği düşürülerek tutuklanan HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bireysel başvurusuyla ilgili 1 Temmuz’da verdiği kararı paylaştı. Kararda, haber paylaşımı nedeniyle cezalandırmanın ifade özgürlüğü ihlali olduğu belirtildi ve “Haber niteliği olduğu yönünde tereddüt bulunmayan terör örgütüne ait bir açıklamanın üstelik karşıt siyasetçilerin görüşleri ile birlikte haberleştirilmesinin ‘terör örgütünün meşru gösterilmeye çalışılması’ olarak kabul edilmesi basının temel görevlerini yerine getirmesini ve haberciliği imkânsız kılabilecektir” ifadelerine yer verildi.

9 Temmuz 2021: Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın RedHack tarafından sızdırılan e-maillerini haberleştiren altı gazetecinin yargılandığı davanın görülmesi İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi. Savcılığın tevsii tahkikat talebini kabul eden mahkeme, adli kontrol tedbirlerinin devamına karar verdi. Duruşma 9 Aralık’a ertelendi.

9 Temmuz 2021: Bloomberg muhabirleri Kerim Karakaya, Fercan Yalınkılıç ile 36 diğer sanık hakkında 2018’de yayımlanan bir haber nedeniyle “Sermaye Piyasası Kanununa muhalefet” suçlamasıyla açılan davanın duruşması, hâkiminin izinli olması sebebiyle ileri bir tarihe ertelendi.

13 Temmuz 2021: 2015-2016’da Cizre’de uygulanan sokağa çıkma yasakları sırasında gazeteci Cihan Ölmez’in kendi demeçleri olan üç haberi sosyal medyada paylaştığı için “örgüt propagandası” iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. İddianamede, Evrensel gazetesi ile Bianet hakkında “PKK/KCK terör örgütüne müzahir sözde yayın organları” tanımlaması yapıldı. Mahkeme, Cihan Ölmez’in bir sonraki duruşmada avukatıyla ifade vermesi için Cizre’deki talimat mahkemesine müzekkere yazılmasına karar verdi. Sonraki duruşma 7 Aralık’ta görülecek.

14 Temmuz 2021: Evrensel gazetesi yazarı Ceren Sözeri hakkında 7 Nisan 2019 tarihinde kaleme aldığı “AKP’ye Kim Oy Kaybettirdi” başlıklı yazısı nedeniyle açılan 200 bin TL’lik tazminat davasının 4. duruşması mahkeme hâkiminin mazeretli olması sebebiyle görülemedi.

14 Temmuz 2021: Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin, 6’sı tutuklu 78 sanığın yargılanarak 26’sının ceza aldığı davanın gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli kararda, suikast öncesi ve sonrasına dair bilgi, kayıt ve belgelerin yok edildiği belirtildi. Kararda, “En başından itibaren örgütsel işbirliği içerisinde yürütülen sözde soruşturmaların FETÖ/PDY Silahlı Terör örgütü mensupları eliyle 2007 yılında işlenen söz konusu cinayet öncesinden tasarlanıp adım adım yürürlüğe konulmak suretiyle gerçekleştirildiği” ifadelerine yer verildi. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, 26 Mart 2021’de karara bağladığı 78 sanıklı davada, iki ağırlaştırılmış müebbet, iki müebbet hapis ve çeşitli oranlarda hapis cezası olmak üzere toplam 26 sanık hakkında mahkûmiyet kararı vermişti. Fethullah Gülen’in de arasında bulunduğu 13 firari sanığın dosyası ise ayrılmıştı.

14 Temmuz 2021: Tekirdağ Şarköy’de Kaymakam Şenol Kaya’nın talebi üzerine Şarköy Haber adlı yerel gazetenin sahibi ve DHA muhabiri Nuri Çağlar hakkında Şarköy Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından bir ay süre ile uzaklaştırma kararı çıkarıldı. Çağlar, Kaymakamlık lojmanına yapılan kaçak inşaatı ve lojmanda koruma amaçlı görev yapan İlçe Emniyet Müdürlüğü personeli bekçinin Kaymakam Şenol Kaya’nın özel aracını yıkadığını fotoğrafla belgeleyerek haberleştirmişti. Nuri Çağlar, “Kaymakam beyin lojmanına ilave oda yapmasını vatandaş ihbarı sonucu haberleştirdim. Valilik kararı gereği kaçak yapı yıkıldı. Bir açılışta davetli olduğum toplantıda beni polisler aracılığı ile dışarı çıkardı. Hakkında haber yaptığım için mahkemeden uzaklaştırma kararı aldı. Şahsıma baskı uygulayarak gazetecilik yapmamı engelliyor. Karara itiraz ettim. Sonuç ne olacak göreceğiz” dedi. Kaymakam Şenol Kaya ise “Ben haber yapılmasını istemiyorum. Ben gazeteci hakkında uzaklaştırma istemedim. Ben kendisi hakkında iki adet savcılığa suç duyurusunda bulundum. Lojmanın etrafında sürekli gezip fotoğraf çektiği için, bir de benim haberim olmadan bekçiler arabamı yıkamış bunun fotoğraflarını çektiği için kendisi hakkında iki adet suç duyurusunda bulundum. Mahkemede konutuma yaklaşmama kararı vermiş. Bu şahıs hakkımda sürekli yalan haberler yapıyor” dedi.

14 Temmuz 2021: Etkin Haber Ajansı (ETHA) editörü Semiha Şahin ve muhabiri Pınar Gayıp’ın aralarında bulunduğu dört kişinin “örgüt üyeliği” ve “örgüt propagandası” suçlamalarıyla yargılandığı davanın 14. duruşması, İstanbul Adliyesi’nde 23. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşma, eksik hususların giderilmesi istemiyle 9 Kasım’a ertelendi.

17 Temmuz 2021: Van’da serbest gazetecilik yapan Oktay Candemir’in AKP ile ilgili yazdığı köşe yazısıyla nedeniyle yargılanarak beraat ettiği davayı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatları kararın bozulmasını talep ederek temyize taşıdı. Gerekçede, “Candemir yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kayyım atamalarıyla ülkeyi bölme ve parçalama politikası uygulamak istediğini iddia etmiştir. Bu cümleler onur şeref ve saygınlığını rencide edebilecek niteliktedir. Düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilemez. Eleştiri sınırları içinde değerlendirilmesi mümkün değildir” denildi.

TEHDİT, HAKARET, HEDEF GÖSTERME, ŞİDDET

6 Temmuz 2021: MHP’li Karaman Belediyesi’nin meclis toplantısını takip eden üç gazeteci, toplantının ardından belediye personeli tarafından darp edildi. Gazeteciler, failler hakkında şikâyetçi oldu. Gazeteciler, Güvenlik Amiri Ramazan Yorulmaz tarafından daha önce aranarak belediye hakkında olumsuz haber yapmamaları konusunda uyarıldıklarını ve tehdit edildiklerini söyledi.

17 Temmuz 2021: Diyarbakır Bağlar’da iki grup arasında çıkan silahlı kavgayı takip için olay yerine giden İHA muhabiri Sedat Irmak ve DHA kameramanı Nurettin Fidancan, kavgaya karışan bir grup tarafından fiziki ve sözlü saldırıya uğradı. Saldırıya polis müdahale etse 03 Tehdit, Hakaret, Hedef Gösterme, Şiddet de failler gözaltına alınmadan olay yerinden serbest bırakıldı.

20 Temmuz 2021: İstanbul Kadıköy’de Suruç Katliamı’nın altıncı yılında hayatını kaybedenleri anmak, katliamı lanetlemek için bir anma etkinliği düzenlendi. Halitağa Caddesi’nden Süreya Operası’na yürümek isteyenler, polisin plastik mermi, biber gazı, fiziksel ve sözlü müdahalesine maruz kaldı. Polis, gazetecileri de hedef aldı. 8 gazeteci tartaklandı, yaralandı, cihazları zarar gördü.

28 Temmuz 2021: Yeni Yaşam gazetesi dağıtımcısı Resul Demir, polisin “O gazeteyi dağıttığın sürece başına bir şeyler gelecek” diyerek tehdit ettiğini anlattı.

GAZETECİLİK VE GAZETECİNİN ÇALIŞMA YAŞAMI

5 Temmuz 2021: Sözcü gazetesinde Fenerbahçe muhabirliği görevini yürüten Sercan Hamzaoğlu, patron kararıyla işine son verildiğini açıkladı. Hamzaoğlu, “Değerli okuyucularım, herkesin malumu olan (organize) gelişmeler üzerine ‘PATRON’ kararı ile yıllarca emek verdiğim kurumum tarafından bugün işime son verildi. Sözcü gazetesi çatısında çalışan ve bana desteklerini esirgemeyen tüm emekçi gazeteci meslektaşlarıma teşekkür ederim… Mesleğimden ve kongre üyesi olduğum çocukluk sevdamdan beni hiç kimse ayıramaz. Tek başıma da kalsam inandığım yoldan yürümeye devam edeceğim. Elbet O’nun da bir hesabı var diyerek bunu yapanları Allah’a havale ediyorum. Bugüne kadarki destekleriniz için siz değerli okuyucularıma en derin sevgilerimi arz ederim” açıklaması yaptı. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç, Edin Dzeko’nun Fenerbahçe’nin gündeminde olduğuna dair bir habere geçtiğimiz günlerde tepki göstermiş ve haberi yapan Sercan Hamzaoğlu’na yönelik, “O adamı iyi takip edin. O adamın kimlerle irtibatta olduğunu daha iyi anlarsınız” demişti. Hamzaoğlu, Ali Koç’un yeni dönemini kutlamış ve transfer haberlerinin hepsinin doğru çıkamayacağını anlatmıştı. Medya patronu Acun Ilıcalı da muhabiri yalan haber yapmakla suçlamıştı. Ilıcalı, “Haber yapıyorum şemsiyesi altında sahte beklenti yaratırsan, fitne sokarsan bunları yaşaman normal. Geçenlerde başkanla aramda geçen hayali bir konuşma uydurmuştun, yalan haber yaptığına bizzat şahidim” demişti.

5 Temmuz 2021: Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF), 2016 yılından sonra ilk kez basın üzerinde baskı oluşturan liderlere yer verdiği ‘Basın Özgürlüğü Düşmanları’ listesini açıkladı. Dünyadaki 37 devlet ve hükümet başkanının arasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yer aldı. Raporda, “Türkiye Cumhurbaşkanı basından hoşlanmıyor ya da daha doğrusu, sadece ona itaat edip övgüde bulunduğunda hoşlanıyor… Erdoğan farklı siyasi ve ekonomik araçlarla, hemen hemen tüm büyük medya gruplarını kontrol ediyor… Artık gazeteciler için dünya en büyük cezaevi olmasa da Türkiye’de şu anda gazeteciler açısından tutuklanma riski, polis gözetimi veya pasaportsuz çalışma korkusunun yaygın” değerlendirmesi yapıldı. Erdoğan, 2016 yılında açıklanan listede de basın özgürlüğü düşmanları arasında sayılmıştı.

5 Temmuz 2021: Sivas Belediyesi AKP Meclis Üyesi ve yerel televizyon Vizyon58 TV’nin sahibi Hatice Kurt, sosyal medya hesabından “Basın olarak işimizi yapamaz hale geldik. Siyasal baskılar, tehditler, daha neler, neler? Basın özgürlüğü var! Son günlerde birçok basın mensubunun sıkıntısı bu. Yeter artık. Basını özgür bırakın, basın işini yapsın. Verilecek cevabınız varsa da ben hiçbir zaman kanalımda kimseye ambargo uygulamadım. Çıkın cevap hakkınızı kullanın. Tekrar söylüyorum kanala çıkıp kim ne diyorsa, onları bağlar söyledikleri. Kanalımı ya da beni değil” paylaşımı yaptı.

7 Temmuz 2021: Yaklaşık 11 ay boyunca Sözcü TV’nin logo değişikliği talebini gündeme almayan ve daha sonra da reddeden RTÜK yargı kararının ardından beklenen adımı attı. 1,5 yıllık süreç, RTÜK’ün Sözcü’nün logo değişikliğini onaylaması ile tamamlandı. Sözcü TV, 21 Şubat 2020’de uydudan ulusal yayın yapan SRT isimli kanalı, sahibi olan Mega Ajans Reklamcılık Ticaret Şirketi’nden satın aldı. Kanalın “Sivas SRT” olan logosunu “SZC” olarak değiştirmek için 27 Şubat 2020’de RTÜK’e başvurdu. RTÜK, önce bazı belgelerin eksik olduğu gerekçesiyle Sözcü TV’de bu eksikleri tamamlamasını istedi. Sözcü TV 16 Mart 2020’de eksik belgeleri tamamladı. Ancak RTÜK başvuruyu aylarca gündemine almadığı gibi cevapsız bıraktı. Sözcü, RTÜK’ün başvurusunu gündeme almadığını kamuoyuna duyurdu. Logo değişikliği başvurusunu gündeme alması beklenen RTÜK ise bu haberin duyurulmasının ardından toplanarak “Sivas SRT” ibaresinin “SRT Sivas” şeklinde kullanıldığı gerekçesiyle Sözcü TV’ye ceza kesti. 11 Kasım 2020’de RTÜK’e bir kez daha, logo değişikliği talebini tekrarladı. RTÜK bu başvuruyu da yanıtsız bırakarak gündemine almadı. Talep, süresi içerisinde gündeme alınmayınca zımnen reddedilmiş oldu. Bunun üzerine Sözcü TV, idari mahkemesine başvurdu. Davayı gündemine alan Ankara 15. İdare Mahkemesi, “SRT Sivas” isimli televizyon kanalının logosunun “SZC” şeklinde değiştirilmesi için yapılan başvuruyu reddeden RTÜK kararını, mayıs ayının sonunda iptal etti. Kararda, logonun Türk Marka ve Patent Enstitüsü tarafından da onaylandığı belirtilerek, RTÜK kararının dayanaksız olduğu belirtildi. Mahkeme kararının ardından RTÜK, SRT Sivas Televizyonu’nun logosunun “SZC” olarak değişmesine yönelik talebi onayladı.

9 Temmuz 2021: Kurdistan 24 TV’de parlamento muhabiri Adnan Gerger ile kameraman Aziz Metin Turan’ın işine son verildi. İki basın mensubunun işten çıkarılmasına gerekçe olarak ‘küçülme’ gösterildi.

19 Temmuz 2021: Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK), Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un, Cumhuriyet gazetesinde çıkan haberleri şikâyeti üzerine yaptığı değerlendirmede, “Kamu yararının tespitinde haberin kişisel gereksiz merak duygularına mı yoksa yüksek ahlaki ve hukuki değerlerin korunmasına hizmet ettiğinin değerlendirilmesi uygun olacaktır. Bu kapsamda şayet ilgili bölgede Boğaziçi Kanunu’na aykırı nitelikte çalışmaların yapılması diğer bir deyişle ilgili kişinin konumu itibarıyla ayrıcalıklı hale getirilerek kanuna aykırı bir uygulamanın gerçekleştirilmesi söz konusu ise kamuoyunun bu konuda basın tarafından bilgilendirilmesinde kamu yararının bulunduğu değerlendirilmesini yapmak yerinde olacaktır. Dolayısıyla somut olayda kamuoyu ilgisinin bulunduğu göz önünde bulundurulduğunda basın özgürlüğünün kişilik hakları karşısında daha ağır basacağı söylenmelidir. Olayın gerçekleşmesi ile eşzamanlı olarak haberin yapıldığı dikkate alındığından söz konusu bilgilerin güncellik unsuru da taşıdığından somut olayın haber değeri taşıdığı kuşkusuzdur” denildi.

TRT’DE KAMU YAYINCILIĞINI KARARTMA OPERASYONUNUN SON ADIMI DA ATILDI!

14 Temmuz 2021: Gazetecilikte, haber yayıncılığında kalp ile beyin arasındaki köprüyü kuran kavram ‘kamu’dur. Kamusal anlayış ve nitelik, habercilikte belirleyici, hatta bazı olay ve gelişmelerde esası oluşturmaktadır. ‘Halk’ kavramının hukuki anlatımı olan, ‘kamusal hizmet’ ve ‘kamu hukuku’ gibi terimlerle somutlaştırılan ‘kamu’ kavramının habercilikteki pratik karşılığı, mesleğin evrensel ilkelerinin daha kapsayıcı hale gelmesini sağlamakta olup, ‘tarafsızlık’ ve ‘güvenirlilik’ ilkelerini vazgeçilmez kılmaktadır. Gazetecilik mesleği ve basın-yayın faaliyetinin teminatı, varlık nedeni bu iki ilkedir.

‘Tarafsızlık’ ve ‘güvenirlilik’ ilkeleri; ‘kamusal hizmet’ ile ‘kamu hukuku’ tanımı içinde basın-yayın faaliyetini yürüten kurumlar için, bu faaliyeti özel girişim kapsamında yürüten oluşumlara göre kat be kat hayati önemdedir. ‘Kamusal yayıncılık’ yapan kurum ve bu sorumluluğu üstlenenlerin tarafsızlık ve güvenirlilik açısından neden olacağı bir hata ya da yanlışın yaratacağı sarsıntı, özel yayıncılık adı altında yürütülen faaliyetlerle kıyaslanamayacak ölçüdedir ki telafisi zor sonuçlara yol açılması kaçınılmazdır.

Bilindiği üzere Türkiye’de ‘kamusal yayıncılığın’ adı Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT)’dir. 1961 Anayasası ile temelleri atılan ve bu anayasanın 121. maddesinde “Radyo ve televizyon istasyonların idaresi özerk kamu tüzel kişiliği halinde kanunla düzenlenir. Her türlü radyo ve televizyon yayımları, tarafsızlık esaslarına göre yapılır. Radyo ve televizyon idaresi, kültür ve eğitime yardımcılık görevinin gerektirdiği yetkilere sahip kılınır. Devlet tarafından kurulan veya Devletten malî yardım alan haber ajanslarının tarafsızlığı esastır..’’ şeklinde çerçevesi çizilen, 2 Ocak 1964’te Resmî Gazete ‘de yayımlanan 359 sayılı Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Kanunu ile de özel yasasına kavuşan TRT, şimdilerde bu misyonundan tamamen uzaklaşmış durumdadır.

AKP’nin, 2002 yılında iktidara gelmesinin üzerinden geçen 19 yılda kamusal alanda neden olduğu büyük erozyonun net sonuçlarını TRT’de gözlemlemekteyiz. Önceki iktidarların da bir şekilde nüfuz etmek istediği ve bir nebze olsun başardığı ancak varlık nedenini kökten sarsamadığı TRT’de son 19 yılda yaşananlar, Türkiye’de kamusal hayatın marjinal yapılar, cemaatler ve iktidardaki küçük ‘çıkar grupları’ tarafından nasıl dönüştürüldüğünün adeta belgeseli niteliğindedir.

Gelirinin 10087 si yurttaşlar tarafından gerek elektrik payı gerekse bandrol gelirleri ile finanse edilen kamu hizmeti yayıncılığı yapmakla mükellef TRT’nin misyonu, AKP döneminde ‘iktidarın yayın organı’ misyonuna dönüştürülmüş durumda.

2002 yılında iktidara gelen ve 58. Hükümetin açıkladığı Acil Eylem Planı’nda, elektrik fiyatlarının ucuzlatılmasına yönelik olarak TRT için kesilen elektrik payını kaldıracağını vaat eden AKP, bu payı kaldırmayı başaramadı ama TRT’nin hafızasını silmeyi başardı. 2004 yılı itibari ile TRT’yi yöneten genel müdürler ve dönemlerinde yapılan işlerin kısaca özeti şöyle:

ŞENOL DEMİRÖZ: TRT Genel Müdürlüğü görevini sürdüren Yücel Yener’in 24 Mart 2003 tarihinde istifa etmesinin ardından RTÜK’ün belirlediği üç genel müdür adayı arasında yer aldı. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, kararnamesini üç kez iade etmesine karşın kurumu 9 ay vekaleten yönetti, 12 Ocak 2004 tarihinde asaleten görevine başladı. Görev süresi boyunca 13’ü kadın 200 yöneticiyi görevinden aldı. Devlet memurluğuna imam olarak başlayan Ali Güney’i İdari İşler Sorulu Genel Müdür Yardımcısı atadı. Ziraat Bankası’nda şube müdürü olan Ümit Hatipoğlu’nu Mali İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığına atadı. “Arkadaşlarım ve danışmanlarım” dediği kişilere o dönemin parasıyla 4.5 trilyon liralık dizi yaptırdı. 136 kadrolu spiker varken, programları astronomik paralar ödeyerek kurum personeli olmayan kişilere sundurdu. Kamuoyunda tarikat destekli olduğu bilinen televizyon sunucuları TRT ekranlarına taşındı. TRT Genel Müdür Yardımcılığına Abbas Abalı adıyla yazdığı “Ekranın Büyüsüne Kapılmadan” adlı kitabında “Asıl olan din programları yayınlamak değil, mihenk taşı DİN olan bir yayın anlayışını benimsemektir.” diyen Muhsin Mete getirildi ve program ve haberden sorumlu kılındı. Muhalefetin ve iktidarı eleştiren kesimlerin haberleri yapılmadı. TRT’de ilk kez maaşların ödenmemesi tartışması yaşandı; bu tartışmalar yaşanırken TRT’de ‘Stadyum’ programını yapan Faik Çetiner’e dönemin parasıyla aylık 65 milyar lira verildi.

ALİ GÜNEY: Sakarya Akyazı köyünde imam olarak çalışma hayatına başladı, Şenol Demiröz döneminde Genel Müdür Yardımcısı oldu. Demiröz emekliye ayrılınca TRT Genel Müdürlüğüne atandı. Özerk bir yapıya sahip olması gereken TRT’nin yönetim kurulu toplantısına dönemin Devlet Bakanı Beşir Atalay katıldı. Dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Ankara Tandoğan’daki ‘Cumhuriyet Mitingi’ni, TRT Haber Dairesi Başkanı’nın odasından naklen yayın araçlarından izledi. DHMİ’deki mesai arkadaşı iki yıllık hemşirelik yüksekokul mezunu Sebahat Sayıt’ı ‘dekor taşıma, çamaşır yıkama ve ütücü’ olarak işe aldı sonra Genel Müdür Müşaviri yaptı. Liyakati esas almayan kadrolaşma sonucunda TRT tarihinde ilk yaşandı ve TRT 1, TRT 2, TRT 3, TRT 4, ve TRT INT’in yayınları 3 saat süreyle kesildi. TRT’deki kadrolaşmanın boyutları Devlet Denetleme Kurulu raporuna da yansıda ve “özel uygulamalar yapıldığı” kayda geçirildi. Dini içerikli yayınların sayısı artırılırken, iktidarı eleştiren kesimlerin, muhalefetin haberleri sansürledi.

İBRAHİM ŞAHİN: PTT Genel Müdürlüğü yaparken TRT Genel Müdürlüğüne önerildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından veto edildi ancak Abdullah Gül cumhurbaşkanı olunca bu göreve atandı. AKP iktidarındaki önceki iki genel müdürü döneminde TRT’ye atanan bazı isimler de dahil olmak üzere çok sayıda kişinin görevine son verdi. Yerlerine atadıklarında ve kadrolaşmasının iki kriteri vardı. Bunlardan biri memleketi ‘Amasyalı’ olmak diğeri de Fettullah Gülen cemaatinin yayın organlarında çalışmaktı. Döneminde Cihan Haber Ajansı, Zaman, Aksiyon, Kanal 7 gibi yayın kuruluşlarından çok sayıda kişi ‘geçici personel’ statüsüyle TRT’ye alındı. Bakanlıkların basın müşavirlikleri ve özel kalem müdürlükleri TRT’ye geçiş için sıçrama tahtasına dönüştü. TRT sanatçılarının Kültür ve Turizm Bakanlığına, ‘ihtiyaç fazlası’ personelin ise diğer kurumlar gönderilmesi için yasa teklifi çalışması hazırladı. Döneminde AKP’li ve cemaatçilere çok sayıda yayın yaptırıldı. Zaman gazetesi ve Todays Zaman’ın yazarı İbrahim Kalın ‘Enine Boyuna’ programı; Zaman ve Yeni Şafak gazetesinde yazarlık yapan Tamer Korkmaz, ‘Ezberbozan’ isimli programı; Abant Platformu’nun koordinatörlüğünü yapan Prof.Dr. Kenan Gürsoy ‘Düşünce İklimi’ programıyla TRT ekranlarında çıkmaya başladı. Muhalefet ve iktidarı eleştiren kesimlerin görüşlerinin sansürlenmesine devam edildi. 22.02.2014 ila 02.03.2014 tarihleri arasında mitinglerden kesitler aktardığı seçim yayınında AKP’ye 13 saat 32 dakika, MHP’ye 48 dakika, CHP’ye 45 dakika, BDP’ye 2 dakika ayırmıştı. RTÜK bu yayından ötürü TRT’ye uyarı cezası verdi. 2014 tarihindeki cumhurbaşkanlığı seçimi kapsamında 3 Temmuz 2014 tarihinde TRT Türk, adaylardan Recep Tayyip Erdoğan’a 30 dakika ayırırken, diğer iki adayı yayınlarına hiç almadı; 4 Temmuz 2014 tarihli yayınlarında ise TRT Türk’ün Recep Tayyip Erdoğan’a 1 saat 20 saniye, Ekmeleddin İhsanoğlu’na bir dakika ayırdığını, Selahattin Demirtaş’a ise yayınlarda hiç yer vermediği tespit edildi. TRT, ‘spor yayınları aksar’ gerekçesiyle TBMM TV yayınını keserek, Meclis’te başta yolsuzluklar olmak üzere kamuoyunu doğrudan ilgilendiren konulara ilişkin görüşmeleri yayınlamadı. TRT Gezi protestoları sürecinde sosyal medya üzerinden eylemlere destek veren çalışanlarına soruşturma açtı ve iş akitlerine son verdi

ŞENOL GÖKA: TRT’de sırasıyla prodüktör, Ankara Radyosu Müdürlüğü, Radyo Dairesi Başkanlığı ve Dış Yayınlar Dairesi Başkanlığı görevlerinde bulundu; 2012-2014 yılları arasında geçici olarak Başbakanlık Müşavirliği yaptı. 25.06.2014 tarihinde TRT Genel Müdür Yardımcılığı ve Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerini üstlendi, 20 Ekim 2014 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürü olarak atandı. TRT genel müdürleri içinde taraflı yayın yaptığı gerekçesi gerek RTÜK’te gerek TBMM’de en fazla tartışılan isimlerin başında yer aldı. Ekranlarda Atatürk’e ve muhalefete tek sesliliğin getirdiği güç ile hakaretler edildi. Muhalif milletvekillerinin isyan edip ilk kez TRT genel müdürlüğüne kadar gelip görüşmek zorunda kaldılar. İbrahim Şahin’den devraldığı genel müdürlüğü onun çizgisinden hiç kopmayıp gerek cemaat severliği gerekse liyakatsiz atamalar ile gündeme geldi. Akraba atamaları döneminde devam etti. Şahsına ait olan köpeği için TRT Ankara Radyosu’nun bahçesine özel kulübe yaptırmaktan çekinmedi; kurum içi liyakatsiz atamaların yanı sıra cemaatlere ait kanallardan TRT ekranlarına ve yönetimine yaptığı transferlerle dikkat çekti. Dış yapımlara yönelik kâğıt üzerinde yürüttüğü göstermelik muhalefetine karşın TRT’nin bütçesinin dış yapımlara fütursuzca harcanmasını engellemedi. 15 Temmuz Darbe Girişimi görevi süresinde yaşanırken, tartışmalı kriz yönetimi ve beraberinde o geceye ait sırlarla birlikte, 12 Mayıs 2017 tarihinde ”GÖRDÜĞÜ LÜZUM ÜZERİNE‘’ istifa etti.

İBRAHİM EREN: Kariyerine 2008 yılında Turkuvaz Medya Grubu bünyesindeki ATV‘de başlarken, TRT’ye atanabilme kriterlerinden ‘12 yıl kamuda çalışma’ şartı yok sayılarak Başbakanlık müşaviriyken TRT’de görevlendirildi. Anayasa’nın 133. maddesi ve kendi yasasında özerk bir kurum olduğu ifade edilen TRT’ye Başbakanlık’tan atama yapılarak anayasa ihlal edildi. Atanmasında dönemin başbakanı, şimdinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın etkin olduğu; ikilinin Kartal İmam Hatip Lisesinden arkadaş olduğu ortaya çıktı. 2013 yılında itibaren üstlendiği TRT’de genel müdür yardımcılığından (vekâleten), 10 Temmuz 2017 yılında genel müdürlük koltuğuna geçti. Döneminde TRT, kamu hizmeti yayıncılığından gittikçe uzaklaştı; yayıncılık okulu olan TRT’nin iç yapımlarını neredeyse bitti; halk tarafından finanse edilen TRT bütçesi, fahiş fiyatlara dış yapımlar akıtıldı. Hükümetin istediği doğrultuda ısmarlama diziler yapıldı (Diriliş, Payitaht: Abdülhamid, Filinta, Teşkilat, Tozkoparan İskender, Sevda Kuşun Kanadında, Yedi Güzel Adam, Seddülbahir 32 Saat, Büyük Sürgün Kafkasya). ‘En büyük’ icraatlarından biri TRT emekçilerinin tasfiyesidir. 15Temmuz’dan hemen sonra çıkan 703 nolu kanun hükmünde kararname (KHK) ve 2-3-4 nolu cumhurbaşkanlığı kararlarıyla (CBK) TRT’de kıyım had safhaya ulaştı ve yaklaşık 1800 kişi teşvik yöntemiyle emekli edilirken, kendi isteği dışında 169 kişi başka kurumlara sürüldü. Son 10 yıl içinde üç kez teşvik yöntemi kullanılan TRT’de, deneyimli birikimli kamu hizmeti yayıncılığı anlayışına sahip muhabir, kameraman, editör, prodüktör, spiker, yönetmen, mühendis gibi birçok kadrolara sahip yetişmiş insanları kurumdan uzaklaştırıldı. Yayıncılık yapan bir kurum için bu uygulama, adeta intihar niteliğindeydi. Tüm bunları sistematik bir şekilde TRT’de uygulayan zihniyet, 169’u kendi isteği dışında toplam 202 kişiyi KHK ve CBK’dan aldığı güç ile İFP (İstihdam Fazlası Personel) diyerek kurumdan uzaklaştırmış, başka kurumlara sürgün olarak yolladı. TRT emekçilerinin hukuk mücadelesi, kurumdan kendi rızası dışında sürgün edilen tüm TRT emekçilerinin, TRT’ye geri dönmesi kazanımı ile sonlanmıştır. Tüm bunlar TRT’de yaşanırken 703 nolu KHK ile TRT istihdam şeklini değiştirmiş ve ÖHHT (Özel Hukuk Hükümlerine Tabi Personel) adı altında yeni bir istihdam modeli benimsemiştir. Bu yeni istihdam şekli, özlük haklarından arındırılmış, maaşını bile söylediğinde iş akdinin fesih nedeni sayılacağı hükümler ile donatılan ve gelecek korkusu altında çalışmaya mahkûm eden bir istihdam modelidir. Bu şartlar altında zaten siyasal baskıların ayyuka çıktığı bir zeminde muhabirlik, editörlük, prodüktörlük, kameramanlık gibi mesleklerin icra edilmesi imkânsız bir hal almıştır. TRT’yi kamuoyuna personel olarak hantal gösteren zihniyet, teşvik ile emeklilik (1800) ve sürgün yapmak istediği İFP (202) personel sayısının toplamının 2 katı kadar personeli ÖHHT’li olarak işe almıştır. 703 nolu KHK’nın TRT’de yaptığı göze çarpan başlıca diğer düzenlemeler ise şöyle:

• Yönetim kurulu toplantılarının ses kaydının alınmasına ve saklanmasına son verilmiştir.

• TRT’ye şirket açma ve ortak olma yetkisi verilmiştir.

• TRT ve hisse oranına bakılmaksızın ortak olduğu şirketler, Kamu İhale Kanunundan muaf tutulmuştur.

• Ankara’da olan genel müdürlük binasını Ankara dışına taşıma yolu hazırlanmıştır.

• Yönetim kurulu etkisizleştirilmiş tek adam profili oluşturulmuştur.

• Denetimden uzak ve şeffaflığı kısıtlayan maddeler getirilmiştir.

TRT WORLD’e ilişkin harcamaların neredeyse tamamı ‘sır’ kapsamına sokularak, hesap vermekten kaçırıldı. TRT’yi şirketleştirme konusunda ciddi adımlar atılarak, kadrolu istihdam yerine ÖHHT’li istihdama hız verildi. TRT, AKP iktidarı döneminde, çocuk kanalından, belgesele kadar tüm yayınlarda tek sesli, tek renkli yayıncılığın zirvesine oturdu. Neredeyse toplumun tüm kesimleri tarafından ‘yandaş’ sıfatı ile birlikte anılır oldu.

‘YENİ’ DÖNEM: TRT’yi yıllardır arpalık gören, ‘dış yapım’ adı altında iktidar yandaşlarına kaynak aktarılması için kullanan, zamanında Gülen Cemaati mensuplarına milyonlar akıtılmasını sağlayan AKP iktidarı, 14 Temmuz 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan atama kararlarıyla TRT’de ciddi erozyona uğratılan kamu yayıncılığı anlayışına tamamen son vermeyi amaçladığını ilan etmiş oldu. TRT Yönetim Kurulu üye sayısı 7’den 9’a çıkarıldı; Genel Müdürlük görevine İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un yardımcısı Mehmet Zahid Sobacı atandı, Yönetim Kurulu Başkanlığı görevine ise Ahmet Albayrak getirildi. Sabah gazetesi yazarı Hilal Kaplan da Yönetim Kurulu üyesi yapıldı. Yönetime atananlar arasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’in oğlu Oğuzhan Bilgin de yer aldı. İktidardaki ‘saray çekişmeleri’ eksenli süre gelen kavganın yansıması olarak ortaya çıkan TRT yönetiminde yapılan değişiklikler adeta iktidar içi darbe görüntüsü de vermekte. Yukarıda aktarıldığı üzere önceki yönetim, AKP Genel Başkanı ve aynı zamanda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen İbrahim Eren ile bu kliğin kontrolündeyken, atanan yeni isimlerin, son aylarda basına özgürlüğü karşıtı her gelişmenin arkasından çıkan Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un gölgesi altında olduğu aşikâr. Atamalarla TRT; Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı basın organlarına yönelik iki yıl önce hazırlanan ve yer verilen değerlendirmelerde söz konusu kapsamdaki yayın organlarında çalışan meslektaşlarımızın hedef alındığı ‘rapor’ adı altındaki ‘fişleme’lerin mimarları, yani Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)’da görev alanlar, diğer bir ifadeyle Fahrettin Altun’un ‘öz kadrosu’nun kontrolüne geçirildi. Anlaşılmaktadır ki Fahrettin Altun, Türkiye Cumhuriyeti tarihine, ‘en güçlü bürokrat’ olarak ismini yazdırma derdindedir. Öyle ki Basın İlan Kurumu’nda, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nda, Basın Kartları Komisyonu’nda, Anadolu Ajansı’nda, şimdi de devası bütçeye sahip olan TRT’de Fahrettin Altun’un izni olmadan sinek bil vızıldayamayacak. TRT yönetimindeki bu son değişikliği; iktidarın, Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihinin görsel hafızası, kamu yayıncılığının kalbi ve yeri doldurulması imkansız olan bir kurumun tasfiyesinin son halkasıdır. TRT; ne iktidarın iç çekişmelerinin aracı, ne ‘fişlemeci’lerin yuvası, ne de yandaşlara para aktarma yeridir. TRT, bütçesinin büyük bölümü halktan yapılan kesintilerle oluşan, Türkiye Cumhuriyeti’nin görsel hafızası ve kamu yayıncılığının vicdanıdır; öyle kalmalıdır, öyle de kalacaktır.

29 Temmuz 2021: Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya, Cumhuriyet Vakfı Başkanı Alev Coşkun’un toplu sözleşme öncesi editörlerin sendikadan istifa etmesini istediğini belirterek istifa etti. Küçükkaya, “Bu hafta başında Cumhuriyet Vakfı Başkanı Sayın Alev Coşkun tarafından, ‘Türkiye Gazeteciler Sendikası ile başlayacak toplu iş sözleşme görüşmeleri öncesi sendika üyesi olan editoryal kadrodaki arkadaşlarımı sendika üyeliğinden istifa ettirmem, bu yönde görüşmeler yapmam’ istenmiştir. Gelinen noktada olay ‘ya çalışma arkadaşların istifa edecekler ya da sen genel yayın yönetmenliğini bırakacaksın’ çizgisine geldi. Cumhuriyet Gazetesi’nin savunduğu ilkelere yakışmayan, emek ve sendika karşıtı tavır nedeniyle tercihimi yazı işleri ekibimden, Cumhuriyet’e büyük emek veren tüm çalışma arkadaşlarımdan ve gazetem Cumhuriyet’le özdeşleşmiş sendikadan yana alıyorum. Bugün 29 Temmuz 2021 itibarıyla 27 yıldır büyük bir gururla çalıştığım gazetem Cumhuriyet’ten, 3 yıldır yürüttüğüm Genel Yayın Yönetmenliği görevinden istifa ediyorum. Bugüne kadar hep desteğini hissettiğim Cumhuriyet ailesine, çalışma arkadaşlarıma sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” dedi. Cumhuriyet’in 136 çalışanı, Küçükkaya’nın istifasının kabul edilmemesi ve sendikasızlaştırma baskılarına son verilmesi için imza attı.

30 Temmuz 2021: Erzincan’da CHP İl Binası’nda düzenlenen ve İstanbul Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat’ın katıldığı basın toplantısı sonrasında gazetecilere çanta içerisindeki zarfta 500 TL verildi. Parti binasından ayrılan gazeteciler, verilen çantayı açtıklarında içerisinde maske, dezenfektan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun mesajının yazılı olduğu bir not ve zarf içerisine konulmuş 500 TL buldu. Durumu fark eden gazeteciler, parayı iade etti. Erzincan Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Muzaffer Koşan, “Ben ve diğer bir meslektaşım parti binasından çıkmadan önce zarf içerisindeki parayı fark ederek hemen orada geri iade ettik. Diğer meslektaşlarımızda ofislerinde gidip çantayı kontrol ettiklerinde parayı fark edince onlarda götürüp geri iade ettiler. Can Erzincan’ımızda basın meslek ahlak ilkelerine bağlı olan ve kamu yararını her şeyin üstünde tutan meslektaşlarımız duruma gereken tepkiyi koymuşlardır” dedi.

MANİPÜLASYON İLKE İHLALLERİ

16 Temmuz 2021: Melih Bulu, 15 Temmuz günü yayınlanan Resmi Gazete’deki kararla Boğaziçi Üniversitesi rektörlük görevinden alındı. 6 ay önce göreve atanması üzerine başta Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ile öğrencilerin olmak üzere birçok kesimin, 2015 yılında AKP’den milletvekili aday adayı olması ve akademik yeterliliği nedeniyle tepkisini çeken Melih Bulu’nun görevden alınması için kesintisiz protestolar yapıldı.

Göreve geldiği günlerde “Eylemler 6 ayda biter” açıklaması yapan Bulu’nun 6 ayın sonunda görevinden alınması, hem süren protestolar hem de tartışmalar nedeniyle Türkiye gündeminde önemli bir yer tutmaktaydı. Bu gelişme, eleştirel ve sorgulayıcı habercilik yapan gazetelerin 16 Temmuz günlü sayılarında manşetten detaylı olarak işlenirken, iktidar yanlısı yayıncılık yapan gazetelerden Akşam, Sabah, Yeni Şafak, Türkgün, Milat, Takvim, Türkiye, Aydınlık haberi duyurmadı. Yeni Akit, “Boğaziçi’ne Bulu’nun yerine İnci atandı” başlığıyla etekten haberi verdi. Gazetenin aynı sayısında Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu’nun konuya ilişkin “Darbeciler iş başında. Melih Bulu’ya görevi bıraktırmak darbe girişimidir. Erdoğan bunun hesabını sorar” ifadelerini kullanması dikkat çekti.

Hürriyet “6 ayda gitti”, Milliyet “Boğaziçi’nde Bulu dönemi sona erdi”, Karar “‘Bulu’krasiyle buraya kadar”, Yeniçağ “Boğaziçi Rektörü 195 gün sonra görevden alındı”, Posta “Boğaziçi Rektörü görevden alındı”, Yeni Asya “Geldiği gibi gitti”, Sözcü “Bir kalemde geldi, bir kalemde gitti”, Yeniçağ “Boğaziçi Rektörü, 195 gün sonra görevden alındı”, BirGün “Bulu yetmez tüm atanmışlar gitsin”, Cumhuriyet “Direne direne”, Evrensel “Özgür üniversite seçilmiş rektör” başlığıyla duyurdu. (MEDYA SERVİSİ)

ÖNCEKİ HABER

DİSK-AR: TÜİK işgücü verilerinin gerçeklerle bağlantısı kopmuştur!

SONRAKİ HABER

"Selin vurduğu Esenyamaç'ta muhtar, nakit destekleri eşine yönlendirdi"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa