Kaçınılmaz sona doğru: Avrupa Süper Ligi

Süper Lig’in, UEFA’nın 36 takımlı yeni Şampiyonlar Ligi formatını açıklamasından bir gün önce ilan edilmesinin bir nedeni var elbette. Ancak bu konuda farklı teoriler var.

19 Nisan 2021 06:08
Son Güncellenme Tarihi: 19 Nisan 2021 10:43
Paylaş

Mithat Fabian SÖZMEN

Uzun süredir konuşulan Avrupa Süper Ligi kıtanın önde gelen 12 kulübünün katılımıyla ete kemiğe bürünüyor. İngiltere’den Manchester City, Manchester United, Arsenal, Chelsea, Tottenham, Liverpool; İspanya’dan Barcelona, Real Madrid, Atletico Madrid; İtalya’dan Juventus, Inter ve Milan’ın öncülük ettiği oluşuma üç kurucu kulübün daha ekleneceği duyuruldu. Plana göre her sezon 15 kurucu takıma beş kulüp daha eşlik edecek ve Ağustos ayından Mayıs ayına kadar süren, “boş maçın olmadığı” dolayısıyla televizyon gelirinin çok daha yüksek olduğu bir turnuva hayata geçirilecek.

Süper Lig’in, UEFA’nın 36 takımlı yeni Şampiyonlar Ligi formatını açıklamasından bir gün önce ilan edilmesinin bir nedeni var elbette. Ancak bunun nedeninin UEFA’nın yeni planını kadük bırakmak mı yoksa bir pazarlık unsuru olarak Süper Lig’i olabilecek en sert şekilde masaya vurmak mı olduğu konusunda farklı teoriler var.

Geçtiğimiz yılın Şampiyonlar Ligi finalistleri Paris Saint-Germain ve Bayern Münih, lige katılmayı reddeden iki kulüp. Katar Hanedanı’nın kontrolündeki PSG’nin Başkanı Nasır el Halifi aynı zamanda UEFA yönetiminde ve Şampiyonlar Ligi’nin yayıncı kuruluşu beIN Media Grubu’nun başında. Bayern Münih’in de Katar’la güçlü bağları bulunuyor dolayısıyla bu iki devin şimdilik projenin dışında kalmış gözükmesinin nedeni PSG’nin açıkladığı etik nedenlerden ziyade politik/ekonomik kaygılar.

Ligin kuruluşuna UEFA’nın yanı sıra FIFA’dan da tepki var. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un yanı sıra İngiltere Premier Lig, katılımcı kulüplerin taraftar grupları, eski futbolcuları, yorumcular, medya… Rüzgar şimdilik katılımcı kulüplere senede yaklaşık 400 milyon dolar vermeyi hedefleyen (Şampiyonlar Ligi şampiyonunun gelirinin dört katı) Süper Lig’in karşısında. Küme düşürme, puan silme, futbolcuları milli takımdan men etme gibi yaptırım tehditleri çok sert. Bu da anlaşılır çünkü bir ölüm-kalım mücadelesi veriliyor. Burada sadece bir grup zengin kulübün gelirlerini artırmak için UEFA’nın yerleşik düzenine isyanı yok aynı zamanda Avrupa futbolunun kontrolünü ele geçirme, UEFA’yı tamamen oyunun dışına itme niyeti var. Kurucu kulüplerin Avrupa’da NBA gibi kapalı bir lig, bir tekel oluşturma ve bunun meşruiyetini sağlama hedefi başarılı olursa bu, kıta futbolunda kökten bir değişim anlamına gelir. Zaman içerisinde devasa bir gelir kaybına uğrayacak ulusal liglerin, “diğer” kulüplerin, federasyonların ayak uydurmak zorunda kalacağı bir değişim. Belki de UEFA ilk kez bir kavganın “daha haklı olan” tarafında yer alıyor!

Şu an tepki büyük. Pek çok yorumcu “serbest rekabeti” sona erdirecek, kulüpler arasındaki gelir ve güç kaybını artıracak bu girişimi lanetliyor. Bense kaçınılmaz bir sona doğru ilerlendiğini düşünüyorum. Futbol endüstrisi içinde bulunduğu ekonomik sistemin kaçınılmaz bir sonucu olarak dengesizlikler üzerinde yükseliyor. Zengin, güçlü kulüpler tarih boyunca gelirlerini artıracak formüller buldular. Şampiyonlar Ligi bunun en gelişmiş formatıydı ve o da dengeleri zengin kulüpler lehine olabildiğince değiştirdi. Ancak zirvedekiler için geliri çok daha yükseltmek bunun da ötesinde tek söz sahibi hale gelmek mümkün. Tekelci kapitalizmin yasaları ve tarihi bize bu fırsat ortaya çıktığında büyüklerin bunu asla geri tepmediğini göstermiştir. Avrupa’nın devleri şimdi ABD merkezli J. P. Morgan Bankası’nın finansörlüğünde kıta futbolunun tekelini oluşturmaya hazırlanıyor. Nihayete bu süreçte mi erer yoksa bir süre daha ertelenir mi bilinmez ama bu, kaçınılmaz bir son ve asla bizim hayrımıza değil, hiçbir zaman olmamıştır. O yüzden bugüne gelinmesinde payı olan, iktidar savaşının bir tarafını oluşturan UEFA’dan, Premier Lig’den çok taraftar gruplarının tepkileri önemli. Liverpool taraftar gruplarından Spirit of Shankly’nin dediği gibi: “Fenway Sports Group(kulübün ABD’li sahibi) amansız, açgözlü para avında taraftarları tamamen görmezden gelmiştir. Futbol bizimdir, sizin değil. Futbol kulübümüz bizimdir sizin değil.”

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Avrupa futbolunda Avrupa Süper Ligi krizi

SONRAKİ HABER

AÜ'deki görevinden atılan Doç. Dr. Meltem Kayıran'dan SBF Dekanlığına yanıt

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...