30 Ekim 2020 09:45
Son Güncellenme Tarihi: 30 Ekim 2020 13:41

Sağlıkçılardan genelge tepkisi: Sorumluluğu halka, cezayı sağlıkçıya kesemezsiniz

Sağlık emekçileri izin ve emeklilik haklarının gasbedilmesine karşı pek çok ilde yaptıkları açıklama ile yetkililere seslendi, "Dinlenme yaşam hakkımız, yaşatmak için yaşamak istiyoruz" dedi.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Sağlık emekçileri Sağlık Bakanlığı kararıyla izin ve emeklilik hakkının gasbedilmesine ilişkin pek çok ilde açıklama yaptı. Sağlık emekçileriyle ilgili son yayımlanan genelge ile izin hakkının ortadan kaldırılmasını, tayinler durdurulurken sürgünlerin önünün açılmasını kabul etmediklerini belirten sağlık emekçileri "Dinlenme hakkımız aynı zamanda yaşam hakkımızdır, yaşatmak için yaşamak istiyoruz, yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz" dedi. Adana’da konuşan TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı “Biz ölmek istemiyoruz, yaşamak için yaşatmak istiyoruz. Doğru bir salgınla mücadele programının hızla yapılması için sağlk emek örgütlerine söz verilmesini istiyoruz” diye seslendi.

"HAKLARIN GASBEDİLMESİ ANAYASA’YA AYKIRI"

Samatya’daki İstanbul Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimlik önünde basın açıklamasını okuyan SES Aksaray Şube Yönetim Kurulu Üyesi Birsen Seyhan Dursun, hükümetin salı günü yayınladığı genelgeyle pandemiyle mücadelede temel stratejisinin sağlık emekçilerini öldüresiye çalıştırmak olduğunu tekrar ilan ettiğini söyledi. Sağlık emekçilerinin haklarının ellerinden alınmasının Anayasaya aykırı olduğunu vurgulayan Dursun, “Sağlık Bakanlığı’na ayrılan bütçenin de bizlere söylediği sağlık alanına aşı başta olmak üzere herhangi bir yatırım yapılmayacağı, sağlık emekçisi sayısının arttırılmayacağı, bunların yerine şehir hastaneleri aracılığıyla müteahhitlerin zengin edilmeye devam edeceğidir. Sağlık emekçileri uzun süredir tükendiklerini ifade etmektedir. Sağlık Bakanlığı bu konuda herhangi bir adım atmazken yayınladığı genelge ile sağlık emekçilerinin mağduriyetlerini daha da arttırmış durumdadır” dedi. 

"SÜRGÜN SUÇTUR, KABUL EDİLEMEZ"

Öğrenim durumuna dayalı atama, alt ve üst hizmet bölgelerine atama, başka kamu kurum ve kuruluşlarına atamaların durdurulduğunu söyleyen Dursun, “Ancak iller arası geçici görevlendirilen (re’sen atanan) personelin derhal ayrılışı yapılarak görevlendirildiği yere gitmesi sağlanacaktır. Bu sürgün demektir, sürgün suçtur, bu durum kabul edilemez” dedi.

"KOVİD OL YA DA KANSER OL DENİLİYOR"

Sağlık emekçilerinin ikinci bir emre kadar yıllık izinlerinin durdurulmasının yaşam hakkının yok sayılması anlamına geleceğini belirten Dursun, radyoaktif ışınla çalışan personele verilmekle yükümlü olunan bir aylık sağlık izninin kurum amirlerinin inisiyatifine bırakılmasının da yanlış olduğunu söyledi ve “Sağlık emekçilerine ya kovid ol ya da kanser ol deniliyor” dedi.

Çocuklu olan sağlık emekçilerinin yıllık izin talebinin de kurum amirinin inisiyatifine bırakıldığını söyleyen Dursun “Çocuk izni ebeveyn iznidir, çocuğun bakım yükü sadece anneye bırakılamaz. Eşlerden talep edenin izin hakkı kurum amiri dahil hiç kimsenin insafına bırakılmadan, amasız, koşulsuz yerine getirilmelidir” ifadelerini kullandı.

BAKANLIĞA "YAŞAM HAKKIMIZDIR" ÇAĞRISI

Ses Genel Merkezi'nde de konuya ilişkin açıklama yapıldı. Açıklamayı SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey yaptı. Açıklamalarda şu talepler sıralandı:

  • Atama bekleyen binlerce sağlık emekçisinin derhal kadrolu, güvenceli ataması yapılmalıdır
  • Haksız, hukuksuz şekilde işlerinden edilmiş hepsi de uzun yıllarını meslekte geçirmiş tecrübeli insanlar olan KHK’li sağlık emekçileri işlerine döndürülmelidir.
  • Güvenlik soruşturması sebebiyle işe başlatılmayan sağlık emekçileri bir an önce işlerine başlatılmalıdır.
  • Pandemi yönetiminde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri karar alma süreçlerine dahil edilmelidir.
  • Kovid-19 iş kazası ve meslek hastalığı kapsamına alınmalı,
  • Sağlıkta şiddet önlenmeli,
  • Bütün sağlık emekçilerinin temel ücretleri yoksulluk sınırının üzerinde olacak şekilde düzenlenmelidir.
  • Kronik hastalığı olan ve 65 yaş üstü tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine idari izin verilmelidir.
  • Sağlık emekçileriyle ilgili son yayınlanan genelge ile izin hakkımızın ortadan kaldırılmasını, tayinler durdurulurken sürgünlerin önünün açılmasını kabul etmiyoruz. Dinlenme hakkımız aynı zamanda yaşam hakkımızdır, yaşatmak için yaşamak istiyoruz, yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz. (İstanbul/EVRENSEL)

FİNCANCI’DAN BAKAN’A: PANDEMİ İLE MÜCADELE İNSANLARI HASTALIKTAN KORUYARAK OLUR

Adana’da TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı ve Merkez Konseyi Üyeleri ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası’nın (SES) gerçekleştirdiği ortak açıklamada emekçiler “Ölmek istemiyoruz, yaşamak yaşatmak istiyoruz” dedi. 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın İstanbul’da düzenlenen Türk Konseyi Sağlık Bilim Kurulu Toplantısı’nın açılışında sarf ettiği "Artış, pandeminin hiçbir döneminde kontrolümüz dışına çıkmadı" şeklindeki sözlerine yanıt veren TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, “Yanılıyorlar, salgın kontrolü hastalananları tedavi etmekle olmaz, insanlarımızı hastalıktan koruyarak olur. Bir pandemi ile mücadele edeceksek bunu sağlık emekçilerinin tüm örgütleri ile birlikte kurgulamak gerekir. Birinci basamağı güçlendirmek ve yaygın koruyucu sağlık hizmetleri, yaygın test, yaygın taramalarla kontrol altına alabilirdik, almadık” dedi. 

“SAĞLIĞIN PİYASAYA BIRAKILMASINA KARŞI MÜCADELE EDECEĞİZ”

Çalışma haklarının gasbı ile sağlık emekçilerinin artan yükleri altında ölüme terk edildiğini dile getiren Fincancı, “Biz ölmek istemiyoruz, yaşamak için yaşatmak istiyoruz. Doğru bir salgınla mücadele programının hızla yapılması için sağlk emek örgütlerine söz verilmesini istiyoruz” diye konuştu. Alanın piyasaya bırakılmasına değil, insanlığa değer veren bir biçime dönüştürülmesi için mücadelelerini sürdüreceklerini dile getiren Fincancı, “Bir kez daha söylüyoruz. Gücünüz gücümüzdür, birlikte mücadeleye devam” dedi. 

“BÜTÇE PATRONLARA DEĞİL, PANDEMİ İLE MÜCADELEYE AYRILMALI”

Ortak basın metnini okuyan SES Adana Şube Başkanı Dr. Mürşit Enis Akyüz, iktidarın emekçisine ayıramadığı bütçeyi,  birkaç iş adamına akıttığını belirterek “O paraları sağlık hizmetine, sosyal güvenlik ve sosyal devlet düzenlemeleri için kullansaydınız, fabrikalardan, metrolardan, dolmuşlardan, yoksul mahallelerinden yayılmazdı salgın” dedi. Akyüz, halkın sorumlu olarak gösterilmesine tepki göstererek “Pandemiyi de devlet yönetir, halk değil. Halkı sorumlu tutup, yükü de sağlıkçıya yıkıp, toplumsal dayanışmayı bozamasınız. Bu bir toplumsal durum ve hep birlikte üstesinden gelmek zorundayız. Daha dikkatli açıklamalar ve düzenlemeler yapmalısınız” dedi. (Adana/EVRENSEL)

TTB Merkez Konseyi Üyeleri, SES üyeleri Adana'da açıklama yaptı


"YAŞAM HAKKIMIZA SAHİP ÇIKIYORUZ"

SES Ankara Şube Yürütmesi de yaptığı açıklamada Sağlık Bakanlığına çağrı yaptı. Sağlık emekçileriyle ilgili son yayımlanan genelge ile emeklilik, istifa ve izin hakkımızın ortadan kaldırılmasını, tayinler durdurulurken sürgünlerin önünün açılmasını kabul etmiyoruz" denilen açıklamada, "Dinlenme ve görevden çekilme hakkımız aynı zamanda yaşam hakkımızdır, yaşatmak için yaşamak istiyoruz, yaşam hakkımıza sahip çıkıyoruz" ifadeleri kullanıldı. (Ankara/EVRENSEL)


"SAĞLIKÇILARIN ÖLMESİ BEKLENİYOR"

Diyarbakır Sağlık Platformu, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Fizik Tedavi Bölümü’nde çalışan ve geçtiğimiz gün Kovid-19’a yakalanarak yaşamını yitiren hemşire Leyla Çiçek’i için anma düzenlendi. Çiçek’in çalıştığı Dicle Üniversitesi Hastanesi önünde Sağlık Platformu üyeleri, Çiçek’in ailesi ve çalışma arkadaşlarının yapmak istediği anmada açıklama yapan SES Diyarbakır Eş Başkanı Yıldız Ok Orak’ın megafon kullanması polislerce engellendi. Megafondan yayılacak sesin hastaları rahatsız edeceğini ileri süren polisler, açıklamanın megafonsuz yapılmasını istedi. Yaşanan tartışmaların ardından açıklaması megafonsuz yapıldı. 

"ÖLMEK DEĞİL, YAŞAMAK İSTİYORUZ" 

“Ölmek değil yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” yazılı pankartın açıldığı açıklamada konuşan SES Şube Eşbaşkanı Yıldız Ok Orak, “Bir canımız daha kaybettik. Tek tek ölüyoruz, te tek yok oluyoruz. Ancak, pandemi sürecinin bütün faturası bize çıkarılıyor. Sağlıkçının ödün vermesi isteniyor, sağlıkçıların ölmesi bekleniyor. Ölmek istemiyoruz, yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Açıklamanın ardından yaşamını yitiren hemşire Leyle Çiçek için saygı duruşuna geçildi. Anma, “Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” sloganlarıyla sona erdi. (Diyarbakır/MA)


SES MANİSA ŞUBESİ: PANDEMİDE SORUMLULUĞU HALKA, CEZAYI SAĞLIKÇIYA KESEMEZSİN

Kovid-19 pandemisi sürecinde toplam vaka sayısının dünya genelinde toplam 44.7 milyonu geçmesinin ve Türkiye’de 29 Ekim itibari ile Sağlık Bakanlığı verilerine göre; yeni hasta sayısı 2 bin 319 kişiye, can kaybının 72 kişiye yükselmesinin ardından Ses Manisa Şubesi açıklama yaptı. Sağlık Bakanlığı’nın istifaları ve emeklilik taleplerini yasaklayan genelgesine tepki gösteren SES Manisa Şubesi "Sorumluluğu halka, cezayı sağlıkçıya kesemezsin" dedi.

SES Manisa Şube Başkanı Figen Pehlivan Demirel aktif vaka sayısının 39 bin 305’e, ağır hastaların sayısının ise 1 bin 836’ya yükseldiğini fakat gerçek rakamların bunlardan çok daha fazla olduğunu belirtti. Demirel açıklamasında "Eşitsizliklerin kendisi Kovid-19’un yayılması ve ölümcüllüğünün artması gibi bir işlev görmüş, dezavantajlı sınıflar daha çok hasta olmuş ve daha çok ölmüştür ama bu sermayenin umurunda bile olmamıştır" ifadelerine yer verdi. Demirel, tüm pandemi sürecinde olduğu gibi bugün de enfeksiyon riski en fazla olan grubun sağlık çalışanları olduğunu belirtti.

Şube Başkanı Demirel açıklamasının devamında sağlık çalışanlarının taleplerini sıraladı (Manisa/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitiren sağlık memuru için hastanede tören düzenlendi

SONRAKİ HABER

HDP Diyarbakır İl Eş Başkanları tutuklandı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...