Evrensel okulunun mezunuydu Cem

Mehmet Aslanoğlu

Dersim’deki devlet dairelerinde olan bitenler hakkında konuşuyorlardı! Cem il müdürüyle görüşebilse onu nasıl sıkıştıracak sorular hazırladığını anlatırken, Ender İmrek de ona önerilerde bulunuyordu. Sonra sohbetleri Cem’in, İmrek’in Dersim’deki gelişmeler üzerine sorularına cevap vermesiyle sürüp gitti. O zaman çok şaşırmıştım genç bir muhabirle, deneyimli devrimci bir politikacının bu sohbetine. Cem’in kavrayış düzeyi, kentinin nabzını tutma konusunda kendinden emin cevapları ve yapacağı haberleri heyecanla anlatması çok hoşuma gitmişti.

Cem liseyi terk etmiş bir haylazdı. Meslek lisesi -muhtemelen- ona sıkıcı gelmiş ve öğrenimini yarıda bırakmıştı. Cem, Emek Gençliği içinde siyasetle ilgilenmeye başladıktan bir süre sonra Evrensel Gazetesi’nin Dersim muhabirliğini yapmaya başladı.
Başyazarımız İhsan Çaralan Evrensel muhabirlerine yönelik düzenlediği bir seminerde gazetecilik mesleğinde üniversite mezunlarının ya da daha iyi eğitim alanların baştan avantajlı olduğunu belirttikten sonra işçi kökenli ya da öğrenim hayatı daha kısa sürmüş muhabirlerin bu açığı daha fazla okuyarak, daha fazla merak ederek gidermelerinin mümkün oluğunu söylemişti. Cem tam da bunun kanıtı bir muhabirdir, Evrensel Okulu’ndan mezun olan. Evrensel’de gelişebilmesi için gerekli bütün olanaklara sahip genç bir muhabir olarak önüne serilen bu olanakları sonuna kadar kullandı. Evrensel’in bir gazetecilik ve hayat okulu olarak ne kadar önemli olduğunu Cem’in gösterdiği gelişimde görebiliriz.

CEM EMİR BASIN ODASI

Daha sonra ANKA ve DİHA gibi ajanslarda çalışan Cem, ajans muhabiri olarak da deneyimini arttırdı. 2009 yılında da Doğan Haber Ajansı’nın Diyarbakır bürosunda çalışmaya başladı. Onu Adliye muhabirliğinde görevlendirdiler.
Kamuoyunun merakla beklediği KCK ana davasının ilk duruşmalarını birlikte izledik. Adliye koridorlarında duruşmanın başlamasını bekliyorduk ama Cem henüz ortada yoktu! Birden diğer ajans muhabirlerinin hareketlendiğini gördüm. KCK tutuklularının mahkemeye getirilmeyeceği haberi düşmüş DHA sitesine. Haberi Cem geçmiş. O gün Cem’in diğer mesai arkadaşlarının “haber atladık”  kaygısıyla nasıl telaşlanıp, hareketlendiklerini gözlerimle gördüm. Bu Cem’in Diyarbakır’daki kısa meslek yaşamında kendini ne kadar çabuk kabul ettirdiğinin bir göstergesiydi. Uzun yıllar adliyede bir odaları olmadan çalıştı basın emekçileri. Şimdi ise Diyarbakır barosunun girişimiyle bir oda tahsis edildi. İsmi Cem Emir basın odasıdır...

GÖKTEPE ÖDÜLÜNÜ ALMIŞTI

Birçok haberi gazetelerin ilk sayfalarında yer aldı. Birçok fotoğrafı da... Siirt’te bebek denecek iki çocuğa yapılan tecavüzü ortaya çıkardığında Türkiye sarsıldı. Hizbullah ana davası sanıklarının tahliyesi sırasında çektiği “son görünüş” adlı fotoğrafı Metin Göktepe jüri özel ödülünü almıştı. 26  yıllık kısa yaşamında kamuoyunun gündemini meşgul eden birçok habere ve fotoğrafa imza attı.  

HEP HABERİN ORTASINDAYDI

O hep haberin tam ortasında odu. Van’da yaşanan depremde de böyleydi. İkinci depremden önce dönme imkanı olmasına rağmen haber izlemek için orada kaldı. Ama nereden bilebilirdi ki Bayram Otel’de haberin tam ortasında kalabileceğini.
13 Kasımda Cem’in ve Bayram Otel’de enkaz altında kalan insanların ölümünden sorumlu olanların yargılanacağı mahkeme başlayacak. Tek sanık Bayram Otel’in sahibi. Oysa Cem’in ailesi, ilgili devlet ve hükümet yetkililerinin de bu ölümlerden sorumlu olduğunu ve yargılanmalarını istiyor. İki depremden sonra “Konutlarınıza dönebilirsiniz” çağrısı yapan Bakan Bayraktar’ın söylediklerini ve sorumluluğunu nasıl unutabiliriz?

DAVANIN TAKİPÇİSİYİZ

Meslek ahlakı, Cem’in çalıştığı DHA başta olmak üzere, bölgede çalışan meslektaşlarına büyük görevler yüklüyor. Cem’in davasının takipçisi olmayı ve meslektaşlarının ölümünden sorumlu olan herkesin açığa çıkarılması için mücadele etmesini gerektiriyor.

Cem hâlâ orada. O enkazın altında, haberin tam ortasında. Ve meslektaşlarını habere davet ediyor. Biz ise onun haberden dönmesini bekliyoruz. Onu özlüyoruz. (Diyarbakır/EVRENSEL)