01 Nisan 2020 00:13

Set işçileri anlattı: Reyting uğruna hayatımızı hiçe sayıyorlar

Koronavirüse rağmen çekimlere zorlanan set işçileri, “Reyting uğruna hayatımızı hiçe sayıyorlar” dedi. Meslek örgütleri ise set çalışanlarının ücretli izine çıkarılmasını talep etti.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Eylem NAZLIER
İstanbul

Koronovirüs salgını nedeniyle dizi setlerine geçici süreliğine ara verildi. Bazı dizi yapımcıları ise salgının büyümesine rağmen çekimlere devam ediyor. Koronavirüs endişesiyle setlerin ertelenmesini talep eden set emekçileri seslerini duyurmaya çalışıyor. Gazetemize konuşan set işçileri, reyting uğruna hayatlarının hiçe sayıldığına dikkat çekerek, “Beğenmiyorsanız, çalışmayın’ dediler. Öyle dediklerinde sessiz kaldık, çünkü işsiz kalma korkumuz vardı. İşsiz kalma korkumuz, virüsün bulaşmasından daha korkutucu geldi” dedi. Meslek örgütü temsilcileri setlerin durdurularak, çalışanların hayatlarını sürdürebilmesi için destek verilmesini talep etti.

"HERKESTE PANİK VARDI AMA MECBURDUK"

2017 yılından beri çalışan bir set işçisi, koronavirüs vakalarının Türkiye’de de görülmesiyle birlikte setlerde yaşananları şu sözlerle anlattı: “Hiçbir şey değişmedi. Biz aynı koşullarda çalışmaya devam ettik. Her sette iki ekip, her ekipte ortalama en az 60 kişi çalışıyorduk. Hepimiz aynı, dar ve kapalı alanda çalışmak zorundaydık. Birbirimizle temas halindeydik. Temassız çalışma imkanımız neredeyse sıfırdı. Bir malzeme gelecekse onu bütün set kullanırdı. Aynı yerlere dokunmak zorunda kaldık. Farklı mekanlara çekimlere gidiyorduk, yurt dışından gelen oyuncularla temas kuruyorduk. 12 gün böyle çalıştık. Hiçbir şekilde bizi düşünen olmadı. Biz de çalışmaya mecburduk. Benim borçlarım var, kiram var. Ailem köyde onlara para göndermem gerekti. Ya bana bulaşırsa korkusu çok yaşadım. Herkeste bir panik vardı. Ama mecburduk.”

Salgın nedeniyle çalıştığı sete 2 hafta ara verildiğini belirten set işçisi, “Geç de olsa bu kararı verdiler. Şimdi köye ailemin yanına geldim. Çünkü çalışmadığım için İstanbul’da yaşayamazdım. Bu süre zarfında ne yapacağımı bilmiyorum. Kiramızı, faturalarımızı nasıl ödeyeceğiz? Bizi düşündüklerini söylüyorlar ama en azından böyle bir salgında yaşamlarımızı sürdürmemiz için bize destek olmamalılardı. Sette çalışanların çoğu bundan sonra ne olacağını bilmiyor, hiçbir güvenceleri, ek gelirleri yok. Bir yandan salgından korunmamız gerekiyor, diğer yandan da çalışmamız” şeklinde konuştu. Birçok sete ara verilirken ATV’nin setlerine ara vermediğini aktaran Ahmet, “Sırf reyting uğruna çalışanların hayatını hiçe sayıyorlar” dedi.

"NE PARAM NE BİR SİGORTAM VAR"

Yurt dışında bulunan bir televizyon kanalına içerik ürettiklerini söyleyen başka bir set işçisi “Salgın başladıktan sonra patronlarla konuştuk. Yurt dışından konuk getirdiklerini, salgın söz konusu olduğunu ve çalışanların sağlığının tehdit altında olduğunu söyledik. Bizim ekip 15-20 kişiydi. Sosyal mesafeyi uygulamak mümkün değildi. Nasıl uygulayacaksın? Konukla, sunucu yan yana oturmak zorunda, yurt dışından gelenler de vardı. Biz anlattık, dinlemediler. ‘Beğenmiyorsanız, çalışmayın’ dediler. Öyle dediklerinde sessiz kaldık, çünkü işsiz kalma korkumuz vardı. İşsiz kalma korkumuz, virüsün bulaşmasından daha korkutucu geldi” ifadelerini kullandı.

27 Mart’ta işveren tarafından arandığını, ‘İki haftalığına ara verdik, sonra başlar mıyız başlamaz mıyız bilmiyoruz. Başınızın çaresine bakın’ dediklerini hatırlatan set işçisi, “O insanların hepsi bizim sırtımızdan dünya kadar para kazanıyor. Az buz para dönmüyor bizim sektörde. Bizim aldığımız ise karnımızı doyurmaya yetmiyor. Benim 5 ay sigortam yatırılmadı. Setlere ara verilmesi şirket sahibini çok fazla etkilemiyor. Hemen herkesi işten çıkardı. Şu an sadece kâr etmiyor. Biz set çalışanları çok etkileneceğiz, hayatlarımızı idame ettiremeyeceğiz. Hastalansam hastaneye gidecek ne param ne bir sigortam var. Evet ara verilmesi sağlık açısından iyi oldu ama biz ev kirasını, elektrik, su doğal gaz faturalarımızı nasıl ödeyeceğiz. Şimdi setler durdu para alamıyoruz. Nasıl yaşam sürdüreceksin diye kimse sormuyor. İki seçenek sunuyorlar ya işe gelip koronadan öleceksin ya da seti durduracağız, ödeme yapmayacağız, açlıktan öleceksin. Hangi seçenek daha insancıl, inanın bilmiyorum. Evine ekmek götüren set çalışanlarını biraz düşünsünler” diye konuştu.

SİNE-SEN VE OYUNCULAR SENDİKASI: SET ÇALIŞANLARI ÜCRETLİ İZNE AYRILMALI

Sinema Emekçileri Sendikası (SİNE-SEN) Yönetim Kurulu Üyesi Galip Görür, dizi ve film setleri gibi kalabalık ortamlarda virüsün yayılmasını önlemenin, neredeyse imkansız olduğunu belirtti. Salgın öncesinde set emekçilerinin zor şartlar altında çalıştıklarının altını çizen Görür, “Bir biçimde sermayenin para kazanmasını ve sektörün dönmesi gerektiğini düşünüyorlar ve insan hayatını hiçe sayıyorlar. Bir an önce setleri durdurmaları gerekiyor. Çalışanların hastalığa yakalanmaması ve virüs salgınının daha fazla yayılmaması için, salgın kontrol altına alınana kadar çalışanların ücretli izne ayrılması ve bu süreci evlerinde geçirmesi sağlanmalıdır. Bu süreç içerisinde çalışanlar mağdur edilmemeli, ödemeleri aksatılmamalı ve tüm özlük hakları zamanında verilmelidir. İşveren, devlet sorumluluğunu mutlaka yerine getirmeli” dedi. 

Dizi çekimlerinin devam ettirilmesinin hem set emekçilerini hem de halkın sağlığını tehlikeye atmak anlamına geldiğini belirten Oyuncular Sendikası Genel Sekreteri Sercan Gidişoğlu ise, “Böyle bir durumda virüsün yayılmasına en müsait ortamdır setler. Bizim sosyal mesafeyi setlerde korumamız mümkün değil. Sürekli ekipmanların elden ele verildiği, temasın olduğu bir ortamda çalışıyorlar. Devletin bu sektörde çalışanlara destek vermesi lazım, ücretli izin gibi. İşin ekonomik boyutundan önce ATV’nin inadı yüzünden hâlâ durmayan 3, 4 set kaldı. İnsan sağlığını tehlikeye atıyorlar. Bunların da bir an önce durması gerek” şeklinde konuştu.

ÖNCEKİ HABER

EBA TV'de cinsiyetçi eğitim: Ev işlerini erkek buyuruyor, kadın yapıyor

SONRAKİ HABER

TOFAŞ koronavirüs tedbiri kapsamında üretime iki hafta ara veriyor

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...