23 Mart 2020 03:46

"İşçiler, Kısa Çalışma Ödeneği ve İşsizlik Fonundan koşulsuz yararlanabilmeli"

Patronlara kalkan olarak sunulan "Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi"nde yer alan kısa çalışma ödeneğini, Akademisyen Özgür Müftüoğlu ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan değerlendirdi.

Fotoğraf: Ercüment Akdeniz/Evrensel

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan "Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi"nde yer alan "Kısa Çalışma Ödeneği"ni Akademisyen Özgür Müftüoğlu ve Gıda-İş Genel Başkanı Seyit Aslan değerlendirdi.

Bir işçinin kısa çalışma ödeneğini elde etme koşullarının son derece ağır olduğunu söyleyen Akademisyen Özgür Müftüoğlu, “Bir işçinin üç yıl içinde işçinin en az toplam 600 gün primi ödemiş olması gerekiyor örneğin. Hiçbir koşul aranmadan sağlanmalı. 3 gün önce bile işe girmiş olsa işsiz kaldığı zaman karnını doyurması gerekiyor” dedi.

Olağanüstü bu dönemde mevcut iş kanunun toplum sağlığı açısından çözüm oluşturmak bir yana, tehdidi artırdığını kaydeden Müftüoğlu “İş kanununun şimdiye kadar getirdiği birtakım düzenlemeler daha çok işvereni koruyan düzenlemeler. Bugün iş kanunu ile hareket edilirse bugün toplum sağlığı açısından bir çözüm oluşturulamaz. Tam tersi daha büyük tehditleri ortaya çıkartır” diye konuştu.

"TOPLUM SAĞLIĞI İÇİN KOŞULLAR SIFIRLANMALI"

İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanmak için gerekli bütün koşulların kaldırılması gerektiğini söyleyen Müftüoğlu, “Toplum sağlığı için emekçilerin yaşamsal haklarının sağlanabilmesi için bu koşulların sıfırlanması lazım. İşin durduğu yerlerde kısa çalışma ödeneğinin verilmesi, işsiz kalanlar için de İşsizlik Fonundan hiçbir koşul aranmadan ödemelerin yapılması gerekir. Bunun için kaynak var mı? Fonda kaynak var. 131 Milyar TL’lik bir kaynak var” dedi.

"İŞVERENE VERİLEN TEŞVİKLER DERHAL KESİLMELİ, KAYNAKLAR EMEKÇİYE HARCANMALI"

Bu kaynağın önemli bir kısmının sermayeye aktarıldığını hatırlatan Müftüoğlu şöyle konuştu: “Sadece geçen sene işverene 26 Milyar TL işverene kaynak aktarılmış. Peki bu istihdam olarak geri dönmüş mü? Bakın işsizlik oranları sürekli artıyor. Demek ki bunun hiçbir yararı olmamış. Derhal işverenlere verilen teşvikler kesilmeli. Hiçbir karşılığı yok çünkü. Bütün kaynaklar olağanüstü durumu atlatabilmek üzere koşulsuz olarak bütün emekçilere ayrılmalı. Bunu kim yönetecek? Sendikaların derhal şöyle bir ısrarı olması gerekiyor: Olağanüstü bir kurum oluşturulsun, bu kurumda sendika ve konfederasyon temsilcileri mutlaka bulunsunlar. Birlikte, şeffaf, tüm toplumun bilgisine açık bir şekilde bu kaynakların neler olduğu, ne kadar olduğu, nerelere gittiğini ve bunun nasıl planlanarak kullanılması gerektiğine birlikte karar versinler. Artık antidemokratik uygulamalarla bu süreç atlatılamaz. Emekçilerin ve sendikaların buna katılması lazım. Bugün hiçbir sendikanın böyle bir talebi bile yok. Ne yapılacağını tamamen hükümete bırakıldı ve hükümet de zaten sermayenin kârını düşünmekten başka bir şey yapmıyor. Bunların çok hızlı biçimde talep edilmesi lazım.”

"SERMAYENİN ELİNİ TAŞIN ALTINA SOKMASI GEREKİYOR"

“Bir de milyarlarca lira kâr eden şirketler var” diyen Müftüoğlu, “Bu kârları ederken iyiydi. İhaleler, paylar aldılar. İşler durduğu zaman sermaye ceplerinde kalacak ve emekçiye bir kuruş para vermeyecekler. Sigorta primlerini ve vergilerini bile vermiyorlar. Acilen belli ölçeğin üzerindeki sermaye gruplarından vergi borçları, sigorta prim borçlarının acilen tahsil edilmesi lazım. Büyük ölçekli şirketlerin ücretli izin vermesi lazım. Her şeyi kamuya yüklemek değil, sermayenin burada kendisinin de elini taşın altına sokması lazım. Diğer türlü bütün bedeli topluma ödetmiş oluyorsunuz. Sermaye yine burada kenara çekilmiş oluyor” şeklinde konuştu.

‘Mevcut iş kanunun şu maddesi şunu şunu diyor’u bir kenara bırakıp artık ‘Böyle bir durum vardır karşımızda buna göre de bütün emek örgütlerinin, emekten yana siyasi parti ve yapıların taleplerini düzenlemeleri, bu konuda elden gelen olanaklarla bu talebi yükseltmek lazım.

"OLAĞANÜSTÜ BU DÖNEMDE İŞ KANUNU SINIRLANDIRILMALI"

Müftüoğlu “Bütün toplumu etkileyen olağandışı bir durum yaşanıyor. Çok acil şekilde insanların kendilerini tecrit etmeleri gerekiyor. Bütün toplumun yaşamını ilgilendiren bir şey. İş kanununun şimdiye kadar getirdiği birtakım düzenlemeler var. Bu düzenlemeler 2003 yılından bu tarafa daha çok işvereni koruyan düzenlemeler. Bugün iş kanunu ile hareket edilirse bugün toplum sağlığı açısından bir çözüm oluşturulamaz. Tam tersi daha büyük tehditleri ortaya çıkartır. Dolayısıyla burada özellikle iş kanunundan hareketin sınırlandırılması gerektiğini ve bunun ötesinde birtakım taleplerde ve düzenlemelerde bulunulması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla emekçilerin ve sendikaların kendilerini yasayla sınırlandırmamaları lazım” diye konuştu.

"FABRİKALARIN KAPATILMASI İÇİN İTALYA OLMAK MI BEKLENİYOR?"

Kahvehaneler, lokantalar ve en son berberler… Türkiye’de on binlerce işyerinin kapandığını hatırlatan Müftüoğlu, “Buralarda da milyonlarca çalışan işsiz kalıyor. Temel olarak bir an önce AVM’lerin, bankaların, fabrikaların da üretimi durdurmaları gerekiyor. İtalya’da zaruri faaliyetleri olmayan tüm işyerleri kapatıldı. Bunu yapmak için binlerce ölümün mü olması gerekiyor?​” diye sordu.

SEYİT ASLAN: KAYIT DIŞI ÇALIŞAN İŞÇİLER DE FONDAN YARARLANMALI

Gıda-İş Genel Başkanı ve DİSK Yönetim Kurulu Üyesi Seyit Aslan, koronavirüs salgınının artması ve halk sağlığını tehdit eder hale gelmesi karşısında bir an önce önlem alınması gerektiğini söyledi,  “İşletmeler krize girdiğinde ya da ekonomik kriz dönemlerinde ilk yaptıkları kısa çalışma ödeneğine başvurmak ve bundan yararlanmak oluyor. Ancak bu ödenek işsizlik sigortası fonundan karşılanıyor” dedi.

Aslan, “İşsizlik sigortası fonu kaynağı sadece işsiz kalan işçilerin yararlanabileceği bir fon olarak düzenlenmiş. Ama patronlar her bir meseleyi fırsata çevirerek, iktidarlar da bunun yolunu açarak işsizlik sigortası fonunu yeniden patronların kullanıma sunuyor” eleştirisinde bulundu.

Kayıt dışı (sigortasız) çalışan işçilerin işten atıldıklarında zaten işsizlik sigortasından da ücret alamadığını hatırlatan Aslan, “Kayıt dışı çalışan işçilerin kısa çalışma ödeneğinden faydalanma hakları da yok. Bu nedenle patronların istekleri kabul edilmemeli. Onun yerine kayıt dışı ya da kayıtlı çalışan işçilerin işsiz kaldıklarında işsizlik sigortası fonundan kayıtsız, şartsız yararlanmaları gerekir. Sigortasız ve güvencesiz çalışan işçilerin beyanları esas alınarak, işsizlik sigortası fonundan faydalanmaları sağlanmalıdır” ifadelerini kullandı. (İstanbul/EVRENSEL)

ÖNCEKİ HABER

Yurt dışından gelen 39 yolcu Bolu'daki öğrenci yurduna yerleştirildi

SONRAKİ HABER

"Uzaktan eğitim için koşulları uygun olmayan çocuklara destek verilsin"

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...