19 Mart 2020 20:40

Sağlık emekçileri: Hastane çalışanının canı yok mu?

Hastanelerde gerekli önlemlerin alınmadığını belirten sağlık emekçileri kaygılı.

Fotoğraf: Pixabay

Paylaş

Derince Araştırma Hastane çalışanı
Kocaeli

Merhaba Evrensel okurları;

Ben Derince Araştırma Hastanesinde çalışıyorum. Burada yaşananlardan haberdar mısınız, bilmiyorum. Ama biz çalışanların yaşamı Allah'a emanet. Daha önce taşeron firmada çalışıyorduk, yasa değişikliği sonrası kadroya alındık. Biz de devletin çalışanı haline geldik. Ama durumumuz değişti mi, tabi ki hayır.  Dün taşeron firma hakkımı ihlal ediyordu, şimdi de devlet hakkımı ihlal ediyor.

Gücü olan, torpili olan rahat ederken diğer çalışanların durumu ise içler acısı. Daha önceki dönemde hastane yönetimine itiraz eden, hakkını talep eden arkadaşımız sürgün edilmişti. Bu sebeple çalışanların korkudan gıkı çıkmıyor. Koronavirü sonrası hastane karantinaya alındı. Sıkı güvenlik önlemleri alındı deniliyor. Süpervizör (yönetici), doktor ve hemşirelere koruyucu elbiseler veriliyor.  Eldiven ve maskeler dağıtıldı. Ama biz temizlik, güvenlik ve hatta veri girişi yapan çalışanların canı tehlikede. Biz çalışanlara sadece uyduruk maske ve eldiven verildi.

Hastanede 3 gündür karantina var. Hastayla muhatap oluyoruz. Kimse bir şey duyulsun istemiyor. Bazı çalışanlar doktor ile birlikte gelen vakayı karşılıyor. Doktor da koruyucu önlük var ama çalışanda sadece eldiven ve maske var. Her çalışan virüsün kendisine bulaşmasından korkuyor. Yetkisi olmadığı halde güvenlikte çalışan arkadaşlar virüs vakası olanları karşılıyor. Örneğin bir arkadaşımız şüpheli hastaya dokundu diye testin sonucunu bekliyoruz, pozitif çıkarsa onu da karantinaya alacaklar. Yapılan işleri hastane yönetimi bizden talep ediyor. Ama biz ölmek istemiyoruz.

Eve gidince elleri yıkıyorum. Üstümü başıma bulaştı ise Allah kurtarsın diyor, dua ediyorum. Elimizden başka bir şey gelmiyor. İşi bıraksam aç kalacağım. Bırakmasam risk altındayım. Hepimizin çocukları var. Başımıza bir şey gelir, virüs bulaşır diye çocuklarımız korkuyor. 

Buradan yetkililere sesleniyorum bizim canımızın kıymeti yok mu? Neden bütün hastane çalışanlarına koruyucu önlük verilmiyor? Önlük bizim canımızdan daha mı değerli? Sesimizi duyun, tüm önlemler alındı diye şov yapmayın, gerçekten önlem alın.


BİR SAĞLIK EMEKÇİSİ OLARAK KAYGILIYIM

Bir üniversite hastanesi çalışanı
İzmir

Geceleri son korona bilançolarını öğrendikten sonra uyumaya çalıştığımız günlerdeyiz. Sabah hastaneye mesaiye giderken bizi nelerin beklediğini merak ederek endişeyle ayrılıyoruz evimizden. Yürüme mesafesinde oturduğum için şanslıyım, hava iyiyse yürüyorum; soğuksa taksiye biniyorum; çok yazmıyor diyerek… Ama kaç gün taksiye binilir ki?

Bu sabah da evden çıkarken “Belki hastanede karantinaya alınırız akşama dönemeyebilirim” diye aklımdan geçirdim.

Evet, gerçekten değerli bir iş yapıyoruz; evden çıkmayın diye eğitim verip evdekileri (12 yaş altı çocuklarımızı da) bırakıp görev yerimize geliyoruz. Okullar kapatılmalıydı tabi ki; ama evde güvenliklerini sağlayabiliyor muyuz çocuklarımızın? Yemek ısıtmaya kalkar da yangın mı çıkarır, fırsatçı hırsızlara kapı mı açılır, TV ya da internet bağımlısı mı olunur; göreceğiz... Anne-baba sağlık personeli olan çocuklar için durum çok daha vahim.

Cumhurbaşkanlığı genelgelerini okuyup da hastaların, çocukluların izinli sayıldığını falan sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Personel eksikliği nedeniyle öyle bir lüksümüz yok. Böylesine ciddi bir salgına karşı bile bile, göz göre göre, dışarda binlerce işsiz varken bizler eksik personelle kriz yönet(em)iyoruz.

Evet, gerçekten çok önemli bir iş yapıyoruz; olmazsa olmaz bir hizmet veriyoruz. Pek çok protesto ve basın açıklamasında ifade ettiğimiz bir cümledir bu; “Sağlık ve eğitim hizmetleri bir toplum için olmazsa olmaz hizmetlerdir, herkes için ücretsiz, eşit, nitelikli ve ulaşılabilir olmalıdır.” İşte bunu en yakıcı hatta can alıcı şekilde yaşıyoruz. Acil olarak; tüm özel hastaneler ücretsiz hizmet vermelidir şu anda. Gecenin bir yarısı yurtlar boşaltılıp da gençlerimiz sokak ortasına atılacağına, özel hastaneler korona pandemi hastanelerine dönüştürülmeliydi.

Ben hemşireyim, profesyonel bir meslek grubu üyesiyim ve mesleğimi insana layık şekilde gerçekleştirebilmek için hem bireysel gelişim çabamı, hem de sendikal mücadelemi hiç bırakmadım. Ve bu sabah da yerine getirmekte olduğum görevimden gurur duyarak gittim hastaneme... Yarın da gideceğim ve umarım salgından etkilenmezsem öbür günler de.

Ancak kaygılıyım. Çok kaygılıyım. Yeterli koruyucu ekipman olmadan karşıladığımız bu süreci sağlıklı yönetemeyeceğiz diye kaygılıyım. Kronik hastalığı olanlar, izin alamadıkları için kaç gündür çalışmak zorunda bırakılan gebeler için, evde bırakılan çocuklar için kaygılıyım. Kaç hafta sürer, bu süreç de ne kadar zayi verilir diye kaygılıyım. Eve virüs taşıyor olabilir miyim, diye de çok ama çok kaygılıyım.

ÖNCEKİ HABER

LC Waikiki işçileri, 9 kişide koronavirüs tespit edildiğini iddia etti, izin istedi

SONRAKİ HABER

Türkiye'de ligler koronavirüs nedeniyle ertelendi

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa