İskender Bayhan: Koronavirüs sınıf ayırmaz ama onunla mücadele biçimi sınıfsaldır

Bir kaç aydır dünyanın korkulu rüyası haline gelen koronavirüs Türkiye'de de yayılıyor. Peki bireysel önlemler yeterli mi, devlet üzerine düşen sorumluluğu ne kadar yerine getiriyor?

16 Mart 2020 04:30
Son Güncellenme Tarihi: 17 Mart 2020 04:16
Paylaş

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 14 Mart’ta yaptığı açıklamada, umreden dönen bir vatandaşta koronavirüs tespit edildiğini duyurmasının ardından, yeni vakalardan endişe edildi ve umreden dönenler, boşaltılan yurtlarda 14 günlük karantinaya alındı. Bakan Koca, gece yarısından sonra Twitter hesabından 12 yeni vaka daha açıkladı. Böylece toplam vaka sayısı 18’e yükseldi.

Gelişmeler "Alınan bireysel önlemler yeterli mi, devlet ve yetkililer üzerine düşen sorumlulukları yerine getiriyor mu?" sorularını gündeme getiriyor. Gazeteci İskender Bayhan ile koronavirüse ilişkin gelişmeleri değerlendirdik.

"YURTTAŞLAR YİNE KENDİ YOLUNU KENDİSİ BULMAK ZORUNDA"

Uluslar arası düzeyde ciddi bir sağlık tehdidi olarak kabul görüyor, koronavirüs. En güvenilir bilim çevrelerinin de artık doğruladığı bir virüs salgınıyla yüz yüzeyiz.

Yurttaşlar yine kendi yolunu kendisi bulmak zorunda olduğu bir melanetle karşı karşıya. Hemen hemen bütün dünyada böyle. Halklar ne yapabilir, ne yapmalı sorusuna yanıt aranmıyor. Bütün yurttaşlar aklı selim gördükleri, bilim insanlarına kulak versinler. Türkiye’de güvenilebilecek iki kurum var: Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES). Bu iki kurum da daha ileriden sorumluluk ve görev alarak bilgilendirme yapabilirler. Bu işi hurafe olarak görenden, hutbe okuyanından, “130 defa bilmem ne suresini okuyun, hastalık bulaşmaz” diyeninden, Türk ahlak dersi vermeye kalkan İlber Ortaylı’ya kadar kulaklarını kapatsınlar. Bunlarda dinlenecek bir şey yok.

"SAĞLIK BAKANLIĞI SINAVI BUNDAN SONRA BAŞLIYOR"

Dünyanın en vicdanlı, halk sağlığını en çok düşünen kişisi olsun Sağlık Bakanı, ne yapabilir ki? Bu işler tek tek iyi niyetli insanların çabasıyla olacak olsaydı şimdi virüs diye bir bela olmazdı başımızda. Sağlık Bakanlığı ilk defa ciddi sınavını şimdi veriyor. Son iki üç gündür süren sınava bakarsak da çok iyi diyemeyiz. TTB böylesi bir salgının Türkiye’de yüzde 40-50 etkili olabileceğini söylüyor. Sağlık Bakanlığı bunun için kaç tane virüs tespit merkezi kurmuş? Bunların sayısını kaç günde kaça çıkaracak? Elinde virüs için gerekli analizleri, testleri yapabilecek teknik alt yapı kapasitesi ne? Bilmiyoruz.

Normalde bütün özel hastanelerin kamulaştırılması lazım. Hiç olmadı teyakkuz halinde, koronavirüs kapsamında belirtisi olabilecek her tür ateşli hastalıklar açısından, her türlü hizmeti ücretsiz olması gerektiği üzerine genelge yayınlasa? Ne tedbir alındı hiçbir şey bilmiyoruz.

Birkaç gündür alınan tedbirler: Umreden gelenler için yurtlardan apar topar öğrencileri çıkartıp valizlerle gecenin 3’ünde kapılara koyup, binlerce öğrencilik yurdu karantina merkezi yapmak. Sağlık Bakanlığı, tek adam hükümeti ve reisin sınavını yeni göreceğiz. Son 48 saat itibariyle Cumhurbaşkanının sesi çıkmıyor. Herhalde en iyi aldıkları tedbir onu korumak…

Sağlık Bakanlığı bu hükümetin, bu sistemin bakanlığı. Salgınla yaşamış olduğumuz travma bize kapitalizmin içinde bulunduğu gerçeği gösteriyor. Onun ne kadar insana yabancı, büyük insanlığa düşman olduğunu görüyoruz.

"FELAKET SINIF AYIRMAZ AMA ONUNLA MÜCADELE SINIFSALDIR"

Hiçbir felaket sınıf ayırmaz ama onunla mücadele, onun karşısında ayakta kalmak tamamen sınıfsaldır. Virüs, doğa yasalarının bir ürünüdür. Ondan korunmak ve onunla mücadele etmek dünyevi, insani ve toplumsal sisteme dair yönleri olan bir mevzu. TÜSİAD üyesi ile Türk-İş’in herhangi bir sendikasının üyesi işçi arasındaki virüse yakalanma anından itibarenki  yaşam mücadelesi ve hayatta kalma mücadelesi tamamen sınıfsaldır.

Deprem oluyor, kira fiyatları üç kat artıyor. Kapitalist ahlak bu. Kazan kazan politikası. Bu düzen kâr üzerine kurulu. Bu konuda yöre dernekleri, sendikalar, muhtarlıklar, kent meclisleri bu işlerle mücadele etmeli.

Türkiye’de para var ama halk için yok. İşçiler, emekçiler için yok. 2019 yılı en zengin 100 ailesinin serveti 100 milyar dolar. Ama paralar o 100 kişiye ait olunca para yok oluyor. Dolayısıyla para da var, gerekli teknik alt yapı da var. İnsan gücü de var. Ama bunu kullanacak ve virüse karşı bir toplumsal mücadeleyi örgütleyecek bir politika siyaset veya sosyal sistem yok.

Vuhan’da 2019’un sonunda ilk kez ölümlü bir vaka olduğu anda bile Çin ekonomisi çökecek diye ellerini ovuşturan oldu. Bütün dünya el ele verseydiniz de bu iş daha Vuhan’dayken çözseydiniz. Yok mu bu güç? Kapitalizmin kodları bu. Bu kodlar ancak onunla dövüşerek değiştirilebilir.

"VİRÜS KAPİTALİZMİ ZAYIFLATABİLİR AMA YIKMAK İŞÇİ SINIFININ İŞİ"

Virüs, salgın ancak sistemin yıkılması gerekliliğini gösterir. Büyük oranda çöküşe zorlayabilir ama sistemi yıkmak işçi sınıfının işi. Eğer işçi sınıfı, ezilen ve sömürülen halk kitleleri kapitalizmi yıkmazsa; kapitalizm yine ayakları üzerine dikilir. Virüs kapitalist sistemin felaketi olabilir ama onu yıkamaz.

Böylesi günlerde en kötü durumda olan, kapitalist toplumun işçi sınıfıdır. İtalya’da en azından işçiler grevlerle mola haklarını alıyorlar. Türkiye’de ise henüz şikayet etmek, ahlanmak vahlanmak, acı çekmek dışında bir tablo henüz ortaya çıkmış görünmüyor.

Sendikaların örgütlü olduğu bütün işyerlerinde işverenin, bakanlığın kararlarını da beklemeden, işçilerle bir araya gelip nasıl bir yol izlenmesi lazımsa yapmaları gerekiyor.

Ümit Boyner çıkmış röportaj vermiş. Güzel güzel şeyler söylemiş Türkiye için. Ne yapmış Boyner örneğin işçiler açısından? TÜSİAD nasıl bir karar aldı, nasıl bir tedbir aldı? milyonlarca işçi ve emekçiyi ilgilendiren koronavirüs ile ilgili? “İlaçlıyoruz” diyebilirler. İlaçlıyorlar da onu da işçilerin üzerine sıkıyorlar.

İşçi sınıfı beklemeyecek kimseden. Ağlamayacak, sızlamayacak. Ellerinde güç var, o gücü kullanacak, kullanarak yolunu bulacak. (Evrensel WebTV)

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Latin Amerika ülkeleri koronavirüse karşı önlemleri artırıyor

SONRAKİ HABER

Gazeteci Alptekin Dursunoğlu hakkında tahliye kararı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...