10 Mart 2020 05:21
Son Güncellenme Tarihi: 10 Mart 2020 14:16

Akademisyen Ömer Turan: DEVA emekçilerin sorununu çözmeyecek

Akademisyen Ömer Turan, Ali Babacan’ın kurduğu DEVA partisini değerlendirdi: ANAP ve DYP çizgisinin emekçilere bakışı neyse, DEVA’nınki de öyle bir bakış olur.

Fotoğraf: World Economic Forum/Wikimedia Commons (CC BY-SA 2.0)

Paylaş

Şerif KARATAŞ
İstanbul

AKP’den istifa eden eski ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın yeni partisi Demokrasi ve Atılım Partisini (DEVA) değerlendiren Akademisyen Ömer Turan, “ANAP ve DYP çizgisinin emekçilere bakışı neyse, DEVA’nınki de öyle bir bakış olur” dedi. DEVA’nın savunacağı çözümlerin işçiler ve emekçilerin haklarına öncelik veren çözümler olmayacağına vurgu yapan Turan, emekçilerin sorunlarını çözmeyeceğini söyledi.

İsveç’te Lund Üniversitesinde Ortadoğu Çalışmaları Merkezinde misafir araştırmacı olarak bulunan Sosyolog Ömer Turan ile Ali Babacan’ın kurduğu Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) ile ilgili konuştuk.

Ahmet Davutoğlu'ndan sonra Ali Babacan da parti kurdu. Bu iki partiyi Türkiye ve dünyanın geçtiği dönemi de göz önünde bulundurarak değerlendirecek olursanız neler dersiniz?

Bugün Türkiye’de bir parti-devleti iktidarı söz konusu. Son dönemdeyse AKP’nin parti-devlet iktidarının sürmeyeceğine dair düşünceler ve bu bağlamda geleceğe yönelik arayışlar çoğaldı. Gelecek Partisi de Babacan’ın öncülüğünde kurulan Demokrasi ve Atılım Partisi de bu arayış çerçevesinde düşünülmeli. Belki bu arayışları 1983 konjonktürüne benzetebiliriz. O dönemde cuntanın devam eden baskısı nedeniyle parti kurmanın zorlukları vardı. Ama bir arayış da vardı. O arayış çerçevesinde kurulan partilerden biri mesela Turgut Sunalp’in Milliyetçi Demokrasi Partisi’ydi. Kenan Evren’in kurdurduğu parti hiç iz bırakmadan silindi gitti. Aynı dönemde SODEP ve Halkçı Parti kuruldu. CHP çizgisinden siyasetçilerin kurduğu bu iki parti 1985’te SHP’de birleştiler. Yani ömürleri kısa oldu ama sosyal demokrat siyaset hattına anlamlı bir katkıları oldu. 11 Mart’ta tanıtımı yapılacak olan DEVA partisinin macerası da benzer bir süreç izleyebilir. İleride belki başka bir oluşumla birleşerek, belki bir ittifaka girerek, kendi siyaset hattına katkı sunabilir.

Yeni bir parti kurulduğunda ilk önce liderine ve adına bakılır genelde. DEVA adının ben de bıraktığı izlenim şu oldu: Deva kelimesinin derman anlamına geldiğini düşünecek olursak, bu kelime sanki yurttaşların var ettikleri, birlikte oluşturdukları bir çözümü değil de hazır buldukları, kendilerinin oluşmasına katkı sunmadığı bir çözümü çağrıştırıyor. Deva kelimesinin bana anlattığı Türkiye’nin sorunlarının yukarıdan gelecek çözümlerle hallolacağı. Ne zamandır kulislerde dolaştırılan iş çevrelerinin Babacan’ın partisini ümitle bekledikleri haberini düşünürsek, devanın yukarıdan çözüm çağrışımı daha da güçleniyor. Lidere, yani Ali Babacan’a baktığımızda ise gördüğümüz liderlik özellikleri ile öne çıkmış bir siyasetçiden çok iyi bir ikinci adam profili görüyoruz. Konusunu iyi bilen biri olabilir, ama Babacan’ı miting alanında parti otobüsünün üzerine konuşurken düşündüğümüzde karşımıza nasıl bir resim çıkıyor? Kitlelerle iletişimi güçlü bir lider olacak mı? Elbette lider odaklı olmayan bir parti katılımcılık bakımından olumludur. Fakat DEVA’nın benimsediği siyasi çizgi için güçlü lider profili daha uygun bir profil.

"ANAP TARZI BİR SAĞ SENTEZ ÇABASI"

Babacan’ın partisinin siyasi çizgisi hakkında neler söylersiniz? Kurucular kuruluna baktığınızda neler görüyorsunuz?

2002’den beri devam eden AKP döneminde merkez sağ partiler, yani ANAP ve DYP eridi ve siyasi rekabetin dışında kaldı. AKP merkez sağı bünyesine alamasa bu oy oranlarına çıkması mümkün olamazdı. Şimdi AKP’den kopuşlar başladığında, alternatiflerin merkez sağı diriltme projesi olması son derece anlaşılır. Sadece AKP’den kopanlar için değil, Meral Akşener’in partisi için de geçerli bu. Onlar da merkez sağı temsil iddiasıyla yola çıktılar. Babacan’ın partisinin kurucular kuruluna baktığımızda ANAP tarzı bir sağ sentez çabası hemen göze çarpıyor. AKP’den istifa eden Mustafa Yeneroğlu, ülkücü Ramiz Ongun, Mazlumder’den Ahmet Faruk Ünsal, Dengir Mir Mehmet Fırat’ın kızı Münevver Helün Fırat, Cem Vakfı yöneticilerinden Cem Avşar kurucular kurulu üyeleri arasında. Yeneroğlu AKP’den yakın dönemde istifa etti ve istifa ederken kapsamlı sayılabilecek bir özeleştiri de yaptı. Münevver Helün Fırat adı ‘DEVA Kürt meselesinde klasik sağ çizginin dışına çıkar mı’ sorusunu akla getiriyor, çünkü babası sadece eski AKP’li değil, 2015 yılından itibaren HDP’de de siyaset yapmış biri. Kurucular kurulundaki sentez çabasına karşın siyasi şöhret eksikliğini de not etmek gerek. Kurucular kurulunda yer alan isimlerden çok azı kamuoyunda bilinirliği yüksek isimler. Bu da DEVA’nın resmi kuruluştan sonra dönüşeceğini ve ittifaklara açık olacağını gösteriyor. Ayrıca partide yüzde 35 kadın, yüzde 20 gençlik kotası uygulanacağı ilk günden duyuruldu. İlk gün ayrıca yüzde 50 ön seçim şartı ve yönetimin yarı yarıya çarşaf liste ile belirleneceğine ilişkin parti kuralı kamuoyuyla paylaşıldı. Bunları da olumlu adımlar olarak görmek gerek.

"BAŞARISI AKP’YE KARŞI ÖRGÜTLENMESİNE BAĞLI"

Yeni partinin AKP'ye ve muhalefete yansıması ne olur?

Yeni sistemde bir partinin yüzde beş, yüzde altı oy alması dahi, seçimin ikinci tura kalması anlamına geliyor. Bu nedenle Babacan’ın partisinin seçim vakti yaklaştığında artan bir önemi olacaktır. Az önce ANAP tarzı sentez çabasından söz ettik. Merkez sağdaki boşluğu doldurmaya ilişkin rekabetten söz ettik. 2002 öncesinde ANAP-DYP çizgisine oy verenlerin bir bölümü bugün AKP’ye, bir bölümü ise CHP’ye oy veriyor. Bu da bize şunu gösteriyor: Babacan’ın partisi son seçimde AKP’ye oy verenlerden de, CHP’ye oy verenlerden de destek bulabilir. Bu desteğin tüm seçmenlere oranı sınırlı olacaktır. Ama sınırlı bir seçmen desteği bile, yeni partinin siyaset denklemine dâhil olması anlamına gelir.

AKP’den kopanların AKP’ye dair eleştirileri, AKP parti-devletine, AKP’nin otoriter siyasetine karşı verilen mücadeleye bir tür katkı sunacaktır. AKP’nin otoriter siyaseti bugün tek liderin mutlak hâkimiyetine dayanıyor. Yani iktidarda olan model, güçlü lider ve zayıf parti modeli. Babacan ise medyadaki ilk fotoğrafını verdiğinde gençlerle forum yaptı. Onları dinlemeye hazır olduğunu söyledi. Kimi akademisyenlerle buluşup, onları dinlediğini de biliyoruz. Bu tarz iktidarda olan siyaset biçiminin yanlışlığını gösteriyor. DEVA’nın AKP’ye karşı verilen mücadeleye katkısının az mı olacağını, yoksa anlamlı mı olacağını zaman gösterecek. Bunu da iki faktör belirler diye düşünüyorum. Birinci faktör, DEVA’nın AKP eleştirisinde benimseyeceği düzey. Davutoğlu tarzı tereddütlü ve tutarsız bir AKP eleştirisi çok anlamlı olmaz. İkinci faktör ise elbette DEVA’nın ulaşacağı örgütlenme başarısı. DEVA’nın AKP’ye karşı bir ağırlık merkezi olmasının önemli bir koşulu partinin çok sayıda şehirde güçlü, yaygın ve ilgi yaratacak bir örgütlenmeyi başarması. 

DEVA’nın işçiler ve emekçileri gözeten bir çözüm bulma şansı var mı?

DEVA’nın savunacağı çözümler işçiler ve emekçilerin haklarına öncelik veren çözümler olmayacaktır. ANAP ve DYP çizgisinin emekçilere bakışı neyse, DEVA’nınki de öyle bir bakış olur. Emekçiler için çözümlerin merkez sağdan çıkmayacağı gayet açık. 

ÖNCEKİ HABER

AP Başkanı Sassoli koronavirüs şüphesiyle kendisini evinde karantinaya aldı

SONRAKİ HABER

Erdoğan, Brüksel’den istediğini alamadı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...