06 Mart 2020 00:20

Fatih hayatında tütün kullanmadı

Bilimsel adı Nicotiana tabacum olan tütün, Patlıcangiller familyasındandır ve ilk olarak 1550’li yıllarda Antiller’de keşfedilir, Anadolu’ya girişi ise 1601 yılıdır.

Fotoğraf: Pixabay

Ahmet Uhri
Ahmet Uhri

Gelelim bu yazıların benim için en zevkli kısmına, yemek üzerine içilecek olan sigaraya. Üzerine ciltlerce kitap yazılabilecek derecede kültür ve sanat ortamıyla iç içe olan bu bitki de tıpkı diğerleri gibi Amerika kıtasının başımıza sardığı bir ürün. Kızılderililer’in tobacco olarak adlandırdıkları ve tütün bitkisinin yapraklarının içinde yakılarak içildiği çubuğun adı yanlışlıkla bitkinin adı olarak geçer ve öyle kalır bütün Avrupa dillerinde.

Türkler tüttürmekten tütünü icat ederek belki de bu bitkiye en özgün ve en hoş adı vermişlerdir. Zaman zaman duman ya da duhan da denilen tütün, IV. Murad’ın yasaklamalarını saymazsak İstanbul kahvelerinin tamamlayıcı bir parçası ya da eski deyişiyle mütemmim cüzü olmuştur yıllarca.

Bilimsel adı Nicotiana tabacum olan tütün, Patlıcangiller familyasındandır ve ilk olarak 1550’li yıllarda Antiller’de keşfedilir, Amerika kıtasından getirildikten sonra yavaş yavaş Akdeniz coğrafyasında yayılır ve Anadolu’ya girişi ise 1601 yılıdır. Tütünün sigara olarak kullanımını ise İspanyol dilencilerine borçluyuz. Dilencilerin, zengin beylerin saçtıkları tütünleri toplayıp bir kâğıda sararak içmeleri sonucu sigara doğar ve 1880 yılında otomatik sigara sarma makinelerinin ortaya çıkışıyla da günümüz sigara sanayii alır başını gider.

Sigara deyince elbette nikotinden söz etmeden olmaz. Ancak ondan önce Fatih Sultan Mehmet’in çoktan ölmüş olduğu bir tarihe yani 15 Ekim 1492 tarihine geri dönelim ve Colomb’un tütünü ilk gördüğü ve ondan söz ettiği bu tarihi bir yere not edelim. Tütünden yazılı kültürde ilk söz ediliştir bu tarih. Nikotin ise adını 1559 yılında Fransa kraliçesi Catherine de Medici’nin Portekiz sarayına elçi olarak gönderdiği Jean Nicot’tan alır. O sıralarda Portekiz sarayının bahçesinde şifalı bir bitki olarak yetiştirilen tütün bundan sonra Fransa’ya geçecek ve sağaltıcı etkisi olduğuna inanılarak kullanımı yaygınlık kazanacaktır.

Başlangıçta Avrupa aristokrasisi içinde yayılsa da tütünün kadınlar tarafından kullanılması yasaktır ve Murat Belge’nin son derece ilginç bir şekilde saptadığı gibi, kadınların sigara içme hakkıyla oy kullanma hakları arasında kronoloji açısından bir eşzamanlılık bulunmaktadır. Tütün ile ilgili söylenecek söz çok, ancak yazının da sonuna geldik, Italo Svevo’nun bütün yaşantısını sigara bırakma ve başlama periyotlarıyla anlattığı roman kahramanı Zeno’yu ve onun adından ismini alan Zeno’nun Bilinci adlı romanını okumanızı önererek, bu romandan bir alıntıyla Fatih Sultan Mehmet’in hiç tanımadığı tütün ile ilgili bu yazıyı tamamlamak istiyorum.

Tütün tiryakisi öncelikle bir hayalperesttir, onu hayalperest yapan, bu kötü alışkanlığın doğrudan etkisidir; o, aklını bir düzine rüyada ziyan etmiş ve tekrar kendine geldiğinde yalnızca tek bir sözcük not edebilmiş korkunç bir hayalperesttir. Hayaller cesurca ve dâhice olabilir, fakat boyutlarıyla karşılaştırıldığında çok az iz bırakırlar; bütün bir dünya düşlenmiş olabilir, fakat geriye yalnızca bir dize kalır. Hayalperest asla kendine karşı tutarlı değildir, zira düşü onu çok uzaklara sürükler.
{{398347}}
{{397806}}
{{397277}}

Reklam
YAZARIN DİĞER YAZILARI