Adana'da Valilik çadırları yıkıyor, tarım işçileri kalıcı barınma alanları istiyor

Adana'da tarım işçilerinin barındıkları çadırlar, jandarma ve iş makineleriyle zorla sökülüyor. İşçiler, zorla tahliye edilmeleri yerine altyapısı olan barınma alanları yapılmasını istiyor.

27 Aralık 2019 13:38
Son Güncellenme Tarihi: 27 Aralık 2019 15:54
Paylaş

Volkan PEKAL
Seren ELATAŞ
Adana

Adana’da binlerce tarım işçisinin yıllardır çözülmeyen altyapı, elektrik, su sorunu ancak yoğun yağmur ile birlikte hayati tehlikeye dönüşünce devlet harekete geçti. Ancak tarım işçilerinin sorunlarını çözmek yerine işçilerin barındıkları çadırlar jandarma ve iş makineleri ile zorla sökülüyor. Vatandaşlarsa kendilerini daha fazla mağdur edecek geçici çözümler yerine kalıcı çözümler bekliyor. Çavuşlu’da yaşayan tarım işçisi Musa Tuğrul, “Devlet yüklen git diyor, nereye gidelim, bir evim var o da çadır” diyerek kendilerine altyapısı olan konteynerler sağlanmasını istedi.

Adana’nın Karataş ilçesine bağlı Tuzla yolu üzerinde Karagöçer ve Çavuşlu’da kanal kenarında bulunan çadırlarda kalan vatandaşlar Valilik kararıyla tahliye ediliyor. Mülteci işçilerin mülteci kampına götürülecekleri söyleniyor. Vatandaşlar ise bir felaket sonrası zorla tahliye edilmeleri yerine altyapısı olan barınma alanları yapılmasını istiyor. Karagöçerden görüştüğümüz bir vatandaş, içeride vatandaşların tarım aletleri olduğunu belirterek aletlerin çıkarılmalarına dahi izin verilmediğini söyledi. Konuyla ilgili Kaymakam ile görüşme yapan HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları, Kaymakam’ın haftasonu devam edecek yağışlarda çadırlar su altında kalacağı için tahliye işlemi yapıldığını söylediğini aktardı.

“GİDECEK YERİMİZ OLSA ZATEN GİDERİZ”

Karagöçer’de kanal kenarında kurulu çadırlarda yaşayan vatandaşlar da kanalın taşma noktasına gelmesiyle birlikte tehlike altında. Yaklaşık 30 yıldır bu topraklarda bulunan Karagöçerli tarım işçilerinin altyapı sorunu uzun yıllardır çözülmüyor. 18 yalındaki Halime Elçi, yağmur yağdığı gece uyumadıklarını belirterek “Vatandaşız ama kimse bize yardım etmiyor. Şimdi bize çıkın diyorlar. Ama gidecek yerimiz olsa zaten biz kendimiz kalkar gideriz. Ne bir arsamız var gidip çadır kuralım. Kalkın deseler burada kalacağız, nereye gideceğiz? Kira 500 lira 1000 lira, nereye gideceğiz? Memlekete de gitsek aynı. Anlatması çok zor. Dışarıya gidemiyoruz. Sular 3 gündür kesik. Kuyu suyunu kullanıyoruz. Yardım etmeleri gerekir. Nereye gidecekler. Sığınacak yerleri yok. Burada kira vermiyoruz o kadar. Kışın zorlukları çok” dedi.

GENELGELERİN ALTI BOŞ

Adana’da tarım işçilerinin çalışma ve barınma koşulları yüz yıl öncesinden farklı değil. Yılın 6-7 ayını kapsayan yolculuklarına çocuklarını, çadırlarını, mutfak eşyaları ve yataklarını alarak çıkan tarım işçilerinin barınma talebi Valiliklere gönderilen genelgelere, basın bültenlerine konu olsa da tarım işçilerinin sağlık, eğitim, barınma ve sosyal yaşamlarındaki sorunları her geçen gün derinleşiyor.

“EKMEK PARAM OLMADIKTAN SONRA ŞEHİRDE NASIL YAŞAYALIM?”

Çavuşlu’da konuştuğumuz tarım işçisi Musa Tuğrul, yağmurdan dışarıya bile çıkamadıkları 3 günü sel basacak korkusuyla sabahlayarak geçirdiklerini anlattı.

“Çadırda yaşayan ikinci sınıf vatandaş” ifadelerini kullanan Tuğrul, “Çocuklarımızla birlikte perişan olduk. Hiçbir altyapı yok. Belediye burayı kontrol edip bir şey yapmadı. Seçim döneminde buraya gelip kontrol ederler koltuk sevdasına düşerler sonrada giderler” dedi.

Yerleşim yerlerinde altyapı ve konteyner olsa sorunlarının çözüleceğini ifade eden Tuğrul,  “Her bir ilçiye yıllık işçi gelecek şekilde konteyner verseler, tellerle çevirseler bu sorun çözülür. Servisle işine gider gelir. Bu insanların ne durumda olduğunu görüyorsunuz. Şimdi her şeyi toplayıp gideceksin diyorlar. Devlet yüklen git diyor, nereye gidelim, bir evim var o da çadır. Ekmek param olmadıktan sonra şehir de nasıl yaşayalım, hırsızlık, dilencilik mi yapalım” diye tepki gösterdi.

“DAHA İYİ KOŞULLAR İSTİYORUZ”

Muhamed Barok isimli mülteci de işleri Tuzla bölgesinde olduğu için burada çadırda kaldıklarını belirterek, “Biz daha iyi koşularda çalışmak istiyoruz. Temiz bir yer istiyoruz. Bizi buradan göndermesinler. İşimiz burada, başka yerde iş bulamayız, alacaklarımız var. Ben başka yere taşınsam ben Adana’ya kayıtlıyım. Buradan Mersin’e, Tarsus’a gitsem çalışmaya izni almak gerekir” dedi.  

Halime Elçi de işlerinin burada olduğunu, havyan beslediğini belirterek “Benim burada 500 lira alacağım var. Çiftçilik yapıyorum. Gitme şansım yok. Urfa’ya dönme şansım yok. Bir sürü borcum da var. Vali bey bize elektriği, suyu olan bir yer göstersin, biz gideriz. Ama bu şekilde gidemeyiz” dedi.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay: Yeni asgari ücretin kabul edilebilir tarafı yok

SONRAKİ HABER

Mercedes işçisi: Sendika isteseydi sözleşme bu kadar uzamazdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...