Ceren Özdemir cinayeti davası | Sadece sanık değil sorumlular da yargılansın

Ceren Özdemir'in katil zanlısı Özgür Arduç'un yargılandığı dava 20 Ocak 2020'ye ertelendi. Duruşmada Arduç'un Adli Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesine karar verildi.

23 Aralık 2019 06:38
Son Güncellenme Tarihi: 23 Aralık 2019 10:07
Paylaş

Coşkun ÖZBUCAK
Rıdvan ÖZKERİM

Ordu

Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları 3’üncü Sınıf Öğrencisi Ceren Özdemir’i (20) evinin önünde bıçaklayarak öldüren, yakalandığı anda da 2 polis memurunu bıçaklayarak yaralayan Özgür Arduç'un 3 kez ağırlaştırılmış müebbetle yargılandığı dava, Ordu Adliyesi 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Davaya Artvin, Trabzon, Ordu ve çevre illerden yoğun katılım olurken onlarca kadın da adliye önünde toplandı. Arduç'un Adli Tıp Kurumuna sevk edilmesine karar verilen davanın bir sonraki duruşması 20 Ocak 2020'de görülecek.

GENİŞ GÜVENLİK ÖNLEMİ

Ceren Özdemir cinayeti davasının görüldüğü Ordu Adliyesi çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Adliyeye girenler üzerleri ve çantaları arandı. Jandarma ekiplerinin dedektör köpeği ile yaptığı aramanın ardından katılımcılar, adliyeye alındı. Katil zanlısı Özgür Arduç duruşmaya tutuklu bulunduğu Van’daki cezaevinden, SEGBİS aracılığıyla katıldı.

Ayakta durmakta zorlanan Ceren’in annesi, eşinin desteğiyle duruşma salonuna girdi. Özdemir ailesinin destek vermek için Ordu Baro Başkanı olmak üzere çok sayıda şehrin baro başkanları, CHP ve HDP milletvekilleri duruşmayı takip etti.

DURUŞMAYA YOĞUN İLGİ

Duruşma öncesi sabah saatlerinde Ordu Adliyesi önünde toplanan Ordu ve Giresun Kadın Platformu, Kadın Savunma Ağı ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu üyesi çok sayıda kadın ellerinde dövizler taşıyarak, yaşanan olaya tepki gösterip, kadına yönelik cinayetleri kınadı. Ceren Özdemir’in fotoğrafı ve ‘Ölmek değil yaşamak istiyoruz’ yazılı pankart açan kadınlar, ortak açıklamada bulundu. Kadın Platformu temsilcileri, kadına yönelik şiddet olaylarına dikkat çekti.

KADIN PLATFORMLARI: DAVANIN TAKİPÇİSİYİZ

Dava öncesi açıklama yapan Ordu Kadın Platformu, “Tüm sorumlular yargılanana ve sanık en ağır cezayı alana kadar sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz” dedi. Ordu Kadın Platformu adına açıklamayı yapan Nilgün Yılmaz şunları kaydetti: “Her gün en az üç kadının vahşi bir biçimde katledildiği, yüzlerce kadının şiddet tehdidi altında olduğu için kolluk güçlerine ve yargıya başvurduğu Türkiye’de, binlerce kadının yaşanan adaletsizlikler, yanlış uygulamalar ve haksız yargı kararları yüzünden adalete güven duymadığı ortadadır. Toplumumuzda gün geçtikçe artan kadına yönelik şiddet ve kadın cinayeti haberlerinin 'olağan' olmadığı artık yetkililerce anlaşılmalı, koruyucu/önleyici tedbirler yaygınlaştırılmalıdır. Kadına yönelik şiddet ve cinayetlerde uygulanan iyi hal ve tahrik indirimlerinin tümüyle kaldırılması biz kadınların talebidir.

Bu nedenle sadece Ceren ve Ceren gibi mağdur edilmiş kadınların katilleri ile değil; bu cinayetleri haklı göstermeye çalışan her türlü idari, adli ve toplumsal zihniyetle hesaplaşmak ve mücadele etmek gerekmektedir. Biz kadınlar katilin en ağır cezaya çarptırılmasını, bir daha hiçbir kadına zarar vermeyecek şekilde ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istiyoruz. Ayrıca sorumlu tüm yetkililerin de soruşturulması ve gerekli cezai işlemlerin yapılmasını da talep ediyoruz. Ordu Kadın Platformu olarak, tüm sorumlular yargılanana ve cani en ağır cezayı alana kadar sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyururuz. Bir kadın daha eksilmeyeceğiz, sokaklarında özgürce dolaşacağımız bir ülkeyi birlikte inşa edeceğiz"

SANIK AKLİ DENGESİNİN YERİNDE OLMADIĞINI İDDİA ETTİ

Duruşmaya sanığın ifadesiyle başlandı. Sanık ifadesinde, “Dedem Giresun’da beni yurda bıraktı 1987’de. İki defa tecavüze uğradım. Kimseye söyleyemedim. 2002’de kaçtım. İstanbul’da bir daha tecavüze uğradım. İçimde insanlığa dair bir şey kalmadı. Ordu’ya geldim 2003’te. Yapmadığım pislik kalmadı. Bu saatten sonra yaşasam ne olacak” dedi.

Açık cezaevinden kaçınca birini öldürmeye karar verdiğini anlatan sanık şöyle devam etti: "Bana akli yeterliliği var diyorlar. Aklım yerinde olsa bunları yapar mıyım? Önüme kim gelirse öldüreceğim dedim. Önüme altı yaşında çocuk çıktı. Öncesinde başkasını takip ettim, kalabalığa girdi öldürmedim. Başka birini takip ettim sahilde. Yanına üç arkadaşı geldi, onu da öldüremedim. Sonra Ceren çıktı karşıma. Akli dengem yerinde değil. Rapor peşinde değilim. Ayaklarım yoruldu camiye gittim. Yorulmasaydım altı yaşındaki çocuğu öldürecektim. İnşaatta uyurken Sürmene bıçağımı saklayıp uyuyorum kendimi öldürürüm diye. Halk tarafından ve polis tarafından saldırıya uğradım"

Birinci ifadesini kabul etmediğini söyleyen sanık, "Takip ettim yukarı çıkarsa öldürürüm dedim. Yanında yaşlı biri vardı. O gidince olayı gerçekleştirdim. Ben ona ‘Metin diye birini tanıyor musun?’ diye soracaktım. On iki defa bıçakladım. Sonra sahile doğru kaçtım. Bir gün sonra çorbacıya gittim. Param yoktu. Biri eşgalimi tanıyıp polisi aramış" dedi.

Van Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumundayken intihar girişiminde bulunduğunu dile getiren sanık, emniyette tedavi görmek istediğini söylediğini ifade etti. Sanık ifadesinin devamında, "Pişman oldum ama öldürme arzusu benim elimde olan bir şey değil. Kimse bana soruyor mu Özgür neden kötü? Ben tecavüze uğradığım için kötülük yapıyorum. Allah’tan peygamberden korkmuyorum. Böyle bir ifade kullandım İlk ifademi kabul etmiyorum. Tedavi görmek istiyorum yoksa intihar edeceğim. Ordu Kapalı Cezaevinde 20 ay yattım. İlk yasadan faydalanmadım. Açık cezaevine çıkabilmek için kimseye ‘tık’ demedim yirmi ay. Psikoloğa gittim. ‘Çıkınca babamın katilini öldüreceğim’ dedim. Avukat hanım beni tedavi edin, ben iyi değilim. Beni bırakın demiyorum. Bırakırsanız yine suç işleyeceğim"

ÖZDEMİR AİLESİ: SANIĞIN EN AĞIR CEZAYI ALMASINI İSTİYORUZ

Sanığın ardından Ceren Özdemir’in annesi Gülfer, babası Yılmaz ve ablası Gizem Özdemir dinlendi. Sanığı tanımadıklarını anlatan Baba Yılmaz Özdemir, "Şikayetçiyim Hakim Bey, hiçbir tanışıklığımız yok. En ağır cezayla cezalandırılmasını istiyorum" dedi.

Anne Gülfer Özdemir de ”Sanığın en ağır cezayı almasını istiyorum. Ceren, benim çocuğumdu ama şimdi tüm Türkiye’nin çocuğu oldu” dedi.  Olay anını anlatan Gizem Özdemir de kardeşinin son sözünün, yaslandığı duvar önünde, "Bıçaklandım abla" olduğunu söyledi. Abla Özdemir, "Olay akşamı kardeşim beni aradı. Genelde kapıyı açmak için arardı. Otomatik kapı tutukluk yaptı. ‘Ceren’ diye seslenip, anahtarı attım. Eli cebindeydi, kapıyı anahtarla açtı. Ceren’in arkasından hızla yöneldi, ben de merdivenlerden bağırarak indim. Ceren, duvara yaslanmıştı. Bilinci yerindeydi, son sözü ‘Bıçaklandım abla’ oldu. Bıçaklandığını sonra anladım. Sanığın en ağır cezayı almasını talep ediyorum” dedi.

TANIK: DUVARDAN ATLARKEN GÖRDÜM

Dava dosyasında yer alan 6 tanıktan S.B., katil zanlısının kaçtığını görmeleri üzerine durumu polise anlattıklarını belirterek, “Olaydan sonra kendisini duvardan atlarken gördüm. Bize doğru baktı. Merdivenlerden aşağı kaçtı. Etraftan kimse gelmeyince gittik, polis ekiplerini gördüm anlattım. Sonradan öğrendik ki cinayeti o işlemiş” dedi.

Diğer bir tanık Veteriner M.A. ise "Olaydan önce veteriner kliniğine geldi. Hayvanları için eter istediğini söyledi; ama vermedim" dedi.

Bölge esnafından tanık R.F. "Av bayisine geldi. Zıpkın baktı, fiyatları sordu, inceledi. Daha sonra alacağını söyledi. Çıkarken de kartımı aldı” diye konuştu.

Tanık U.Ö. de “Eter istedi; sığır ve köpeği için. Hayvanı bayıltmak istediğini söyledi. Daha sonra sosyal medyadan fotoğraflarını gördüm” dedi.

Katil zanlısı Özgür Arduç ise tanıkların ifadelerinin kendisine sorulması üzerine, "Tanıklar doğru söylüyor. Eteri hayvan öldürmek için silahı ve zıpkını insanları öldürmek için sordum" dedi.

ANNE ÖZDEMİR: AKLİ DENGESİ YERİNDE

Duruşmada söz alan Ceren Özdemir’in annesi Gülfer Özdemir de katil zanlısının akıl sağlığına ilişkin savunmalarının gerçeği yansıtmadığını belirterek, "Sanığa gayet dikkatli şekilde bakıldığında, akli dengesinin yerinde olduğu ortada. Mahkemede verdiği ifadelerine göre, akıl sağlığının yerinde olduğunu kendisi kanıtlıyor" diye konuştu.

BARO VE KADIN ÖRGÜTLERİNİN MÜDAHİLLİK TALEBİ KABUL EDİLMEDİ

Tanıkların ardından savcı, "cezai sorumluluğunun olduğuna dair de raporları göz önüne alınarak, Adli Tıp’tan rapor alınması amacıyla sanığın Adli Tıp’a sevk edilmesini ve tutukluluğun devam etmesini" talep etti. Barolar ve kadın örgütlerinin davaya müdahillik talebinde bulunurken, mahkeme heyeti sadece Aile Bakanlığının müdahillik talebini kabul etti.

Failin akli debgesinin yerinde olup olmadığına dair Adli Tıp Kurumunda rapor alınmasını isteyen mahkeme heyeti, sanığın tutuklu yargılanmasına karar vererek duruşmayı 20 Ocak 2020 tarihine erteledi.

Reklam
ÖNCEKİ HABER

Denizli'de yolcu midibüsü devrildi: 1 ölü, 20 yaralı

SONRAKİ HABER

Katı atık işçileri hem krizden hem küçümseyici bakışlardan rahatsız

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa