11 Kasım 2019 00:25

Kumtel işçileri: Sirkülasyon çok, sömürü daha çok!

Soba, fırın, ısıtıcı üretimi Kumtel'de kış yaklaştıkça üretim baskısı artıyor. İŞKUR aracılığıyla fabrikaya 300 işçi daha alınırken, işçiler fazla çalışmak zorunda kalıyor.

Fotoğraf, Özçelik-İş Sendikası'nın internet sitesinden alınmıştır

Paylaş

Ahmet AKARSU
Kayseri

Kayseri’de “işçilerin acemi ocağı” olarak bilinen metal sektöründe ciddi bir yer tutan Kumtel’de çalışan işçilerin derdi çok. Kumtel’de ocak, soba, fırın, ısıtıcı üretimi yapılıyor, kış kumtel işçileri için bu yüzden çok daha zor geçiyor. İş temposu katlanıyor, çalışma saatleri artıyor. Fakat daha çok çalışmak, kışın artan faturaları daha kolay ödemeye yetmiyor. Kumtel işçileri, üretimin son aylarda arttığını söylüyor.

Kumtel’de kış dönemine yakın, işçi sayısı da artıyor, İŞKUR’dan 300’ün üzerinde işçi alımı oluyor. 2 aylık deneme süresi gibi kullanılan işçilere bir yılın en yoğun temposunda üretim yaptırılıyor. Daha fazla üretim için yeni vardiyalar ekleniyor. Çalışma süreleri uzatılıyor. Yoğun iş temposunda çalıştırma hali giderek artıyor. Kumtel işçileri, “İşçi sirkülasyonu çok, sömürü daha çok” diyor.

"NEREDE BİZİM PARALAR"

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “Kişi başına düşen milli gelir üç katına çıktı” sözlerini eleştiren Kumtel işçisi, “Aklımızla dalga geçmesinler. Bakanın her konuşmasından sonra her şeye zam geldi. Akaryakıta, suya, elektriğe, doğalgaza, ekmeğe, ona buna şuna her şeye zam geldi. Her şey yolundaysa zam geri çekilsin? Eğer ki zamlar geri çekilmiyorsa kimse kusura bakmasın, hiçbir şey yolunda değildir. Enflasyonun altında zam veriliyor. Ortalama yüzde 3-5 zam veriliyor. Elektriğe yüzde 30’a yakın zam geliyor. Bu nasıl kalkınmadır? Oturalım bir hesap yapalım. Üç katına çıktıysa eğer nerde bizim paralar” dedi.

KUMTEL: SÜRGÜN YERİ!

AKP’nin ekonomik gidişatı yönetemediğini düşünen Kumtel işçileri: “Ekonomiyi yönetemiyorlar. Büyük işletmelerde üretim giderek artıyor ve patronların kazancından herhangi bir düşüş olmuyor. Krizde işçiler yoksullaşırken, patronlar kârına kâr katıyor. Bu süreçte işçinin cebinden para daha hızlı tükendi. Ama patronlar ürünlere zam yaparak, işçilerin zammından kısarak kayıp yaşamadı” diye konuştu. Kumtel’de çalışma saatlerinde patronun keyfine göre değişiklikler olduğundan bahseden işçiler, “Kumtel patronu nasıl daha kâr ederimin planları yapıyor. Sevmediği ya da işten çıkarmak istediği işçileri başka bölümlere veriyorlar. Bir nevi sürgün yeri oluyor Kumtel” diye konuştu. 

KUMTEL’DE SENDİKA: İŞÇİ DIŞINDA HERKESLE GÖRÜŞÜLÜYOR

Özçelik-İş’in üyesi olan Kumtel işçileri ile sohbetimizde konu sendikaya geliyor. “Sendika denilince akla ne geliyor?​” diye soruyorum. “İşçinin hakkının savunulduğu yer” diye cevaplar geliyor. Fakat işçiler işten çıkarılırken, tazminatsız işten atılırken, ses etmesinden bahsediyorlar. Öte yandan işçilerin hakkını savunacak, iş kazası geçiren biri olduğu zaman bunları takip edecek, önlem alınmasını yapacak bir kurum lazım diyorlar. Kumtel’de işyeri temsilcisi var ama yok diyen işçiler, “Yıllardır Kumtel’de çalışırız. Bir kez görüşmedik. Daha ne diyelim?​” şeklinde konuşuyorlar.

Kumtel’de izinlerin hafta içine alınmasına işçiler tepki gösterirken, sendikacıların gelip işçileri ikna ettiği bir durum olduğundan bahseden işçiler, “Sendika ile işçi iç içe olmalıdır. İşyeri temsilcisini bile tanımayan onlarca işçi var. Sendika Kumtel’de işçiler dışında herkesle görüşüyor. Yılda bir çanta dağıtmakla olmuyor bu işler” diye tepki gösteriliyor.

“SENDİKACININ MAAŞI 5 BİN LİRAYI GEÇMEMELİ”

Öz Çelik İş Genel Başkanı Yunus Değirmenci’nin makam aracı ve maaşı ile gündeme gelmesini sorduğumuz işçiler, “Bindiğimiz araba 20 yaşında, markası da BMW değil, keşke bizim araçtan alsaymış, ömrü uzun, masrafı az olurmuş” diyor. “Patronlara özenen sendikacılardan işçilere hayır gelmez” diye konuşan işçiler, bir sendikacının maaşının 5 bin lirayı geçmemesi gerektiğini söylüyor. İşçiler, “Sendikacı kaç para alırsa ona hizmet eder. 30-50 bin lira arası alırsa, patron gibi düşünür. 3-5 bin lira alırsa işçi gibi düşünür” diyor.  

GEÇİM DERDİ ARTIYOR, HOMURDANMALAR FAZLAŞIYOR

Söze az konuşan işçi giriyor: "İşçilerin kemikleri sayılıyor. Açlıktan, yoksulluktan… Yeni kıyafet almıyoruz maaş yetmiyor diye. Sendika menfaati için trilyonluk araca biniyorlar. İşçinin menfaati için olsaydı araç BMW olmazdı diye düşünüyorum. Düşük bütçeli bir araç yetmiyor mu? İhtiyaçtan fazlası haramdır. Yakıtını hiç katmıyoruz bile hesaba.”

“Herkes sorumluğunu bilse, işçi, sendikacı ortak hareket etse, görevini yapsa, işten atmalar olmazdı. Organize sanayi meydandan daha kalabalık bu sıralar. İş arıyor herkes. Korkutarak işçileri eziyorlar” diyen işçiler çözüm kısmına gelince ikiye ayrılıyor. “Böyle sendikacıları tahttan indirmek gerek” diyor biri. Öteki ise, “O gitse yerine başka biri gelecek. BMW’ye binmeyecekte Mercedes’e binecek. Kökten kazımak lazım böylelerini diyor. İşçiler bilinçli olacak. Bu bilinç için taşın altına elimizi koymamız gerek. İşçilerde geçim derdi artıyor. Homurdanmalar fazlalaşıyor” diyor, sohbetimizi bitiriyoruz.

ÖNCEKİ HABER

Can Dündar'ın "Tutuklandık" adlı oyunu Londra’da da sahnelenecek

SONRAKİ HABER

ABD: Suriye'de yaklaşık 600 askeri personelimiz kalacak

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...